Bilim kurgu filmlerinin değişmezi insanoğlu ile uzaylıların karşılaşmaması bir kez daha bilimin merceğinde. Tokyo Üniversitesi Astronomi Bölümü’nden Profesör Tomonori Totani, evrende yaşamın yaygın olduğunu ancak gezegenimizin yer aldığı bölümünde buna rastlamadığımızı iddia etti.
İngiliz Independent gazetesinde yer alan habere göre, evrende yaşamın temel yapı taşlarının  abiyogenez ismi verilen bir süreçle kendiliğinden nasıl oluşabileceğini araştıran Totani, "Evrende yaşam yaygın ama bizim mahallemizde değil" dedi.
Şimdiye kadar bildiğimiz tek yaşan gezegenimiz Dünya'da var. Bu yüzden araştırın büyük çoğunluğu ribonükleik asit (RNA) gibi her canlıda bulunan temel yapı taşlarına odaklanıyor. Ancak mevcut tahminlere göre gözlemlenebilir evren olarak düşündüğümüz alanda bu sayılarda nükleotitin mümkün olmaması gerekiyor.
Evrenin gözlemleyebildiğimiz kısımdan daha büyük olduğunun altını çizen Totani, "Mevcut kozmoloji, evrenin hızlı bir enflasyon döneminden geçtiği ve bunun doğrudan gözlemleyebileceğimiz sınırın ötesinde yer alan genişleme bölgesi yarattığı konusunda uzlaşıyor. Bu daha geniş hacim, abiyogenez modelleriyle düşünüldüğünde yaşamın ortaya çıkma ihtimalini büyük ölçüde artırıyor" ifadelerini kullandı.
Peki dünya dışı yaşam ile henüz karşılaşmamızın nedeni ne? Pek çok filme konu olan bu olayın neden henüz gerçekleşmediğini araştıran bilim insanları olası diğer senaryoları belirlemişti.

Evrende gezegenimize benzeyen 40 milyar gezegen var. Ancak herhangi bir gelişmiş medeniyetin bizimle bağlantı kurması sandığımızdan daha uzun sürebilir.  Zira uzaylıların kullandığı dalgaların seyahat mesafesi sandığımızdan daha yavaş olabilir. Ayrıca bu dalgalar bizim fark edemeyeceğimiz kompleks bir yapıya sahip olduğu için gözden kaçırıyor da olabiliriz. 

Uzayı 1984'ten beri dinliyoruz ve bu teknolojimiz oldukça ilkel olabilir. Ayrıca gezegenimizden 32 ışık yılı uzaklıktaki dalgalar henüz bize ulaşmış değil. Evrenin büyüklüğü göz önünde bulundurulduğunda bize doğru ilerleyen "ilk merhaba" mesajı hala yolda olabilir.
Bizim de uzaya 100 yıldan biraz fazla süredir dalga gönderdiğimizi düşünürsek bizim mesajımızın da hala bir medeniyete ulaşamadığını söylemek mümkün. En karamsar senaryoya göre, evrende başka yaşamlar arayan tek medeniyet biz olabiliriz.

Ya da başka bir gezegendeki yaşam daha biz ulaşamadan kendisini yok etmiş olabilir. Gezegenimizin Soğuk Savaş yıllarında nükleer savaş tehdidi altında yaşadığını düşünürsek başka bir medeniyetin

En kötü senaryo ise Hollywood'un en çok işlediği konu olan gelişmiş bir medeniyetin evrendeki diğer uygarlıkları işgal ederek gelişimini sürdürmesi. Bu da bizimle bağlantıya geçmemelerini oldukça mantıklı hale getiriyor.