TC Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda Bakanlığının 2021 yılı bütçesinin sunumunda Doğu Akdeniz'deki duruma değindi.

Her zaman büyük bir samimiyetle komşuların sınırlarına ve haklarına saygılı, tüm ilişkilerde barış, dostluk, iyi komşuluk ilişkileri ve iş birliğinden yana olduklarını söyleyen Akar, sözlerini şöyle sürdürdü:

Kıbrıs, Ege ve Akdeniz'deki sorunların özünü teşkil eden iki temel sorun var. Bunlardan birincisi deniz yetki alanlarının belirlenmesi, ikincisi ise Kıbrıs'daki Türk kardeşlerimizin, Türk halkının varlığının ve haklarının kabul edilmesidir. Bu sorunların uluslararası hukuka uygun ve iyi komşuluk ilişkileri çerçevesinde siyasi çözüme kavuşturulmasını istiyoruz. Bunun için büyük gayret sarf ediyoruz.
Tüm olumlu, yapıcı yaklaşımlarımıza rağmen maalesef uluslararası hukuktan doğan haklarımızın kısıtlanmasına yönelik provokatif girişimler, uygulamalar, yapılan sorumsuz açıklamalar gerginliği tırmandırmaktadır. Bu kapsamda, Yunanistan ve Mısır'ın Doğu Akdeniz'e yönelik ilişkiye girmelerine bigane kalamazdık, biz de ülkemizin hak, alaka ve menfaatlerini koruyacak şekilde gerekli tedbirleri aldık."

"Hiçbir oldu bittiye izin vermeyiz"

Türkiye'nin yapıcı tavrının bir göstergesi olarak Türkiye'nin 28 Ekim, Yunanistan'ın 29 Ekim'i kapsayacak şekilde ilan ettikleri NAVTEX'leri iptal etmesi teklif edildiğini ve görüşmeler neticesinde iki ülkenin milli bayramlarını kapsayan NAVTEX'lerin karşılıklı iptal edildiğini aktaran Akar, şunları kaydetti:


"Benzer şekilde her fırsatta iyi niyetimizi göstermekteyiz. Uluslararası hukuktan kaynaklanan haklarımız çerçevesinde, Türkiye'yi Ege Denizi'nde kara sularına ve Doğu Akdeniz'de Antalya körfezine hapsetme çabalarına karşı durmaya kararlılıkla devam edeceğiz. Dolayısıyla deniz yetki alanlarının belirlenmesi bölgedeki sorunların özünü teşkil eden birinci sorun olarak karşımıza çıkmaktadır.
Kimsenin hakkında gözümüz olmadığı gibi kimseye de hakkımızı çiğnetmeyiz. Şehit oluruz, gazi oluruz ancak hiçbir oldubittiye de izin vermeyiz. Biz nasıl kimsenin toprağına, egemenliğine, çıkarına göz dikmiyorsak, kendimize ait olanlardan da asla taviz vermeyeceğiz. Kıbrıs dahil bölgedeki hak, alaka ve menfaatlerimizi korumakta azimli, kararlı ve buna muktediriz."


"Seçimlerle örnek bir demokrasiye sahip olduğunu tüm dünyaya göstermiştir"

Akar, Kıbrıs meselesinde çözümün ancak Kıbrıs Türk halkının adanın ortak sahibi olduğu gerçeğinin kabul edilmesiyle mümkün olacağını vurgulayarak, şu değerlendirmeyi yaptı:

"1974 Kıbrıs Barış Harekatı ile huzur ve güvene kavuşan ve 1983'ten bu yana bağımsız bir devlete sahip olan Kuzey Kıbrıs Türkü, 18 Ekim'de yapılan seçimlerle örnek bir demokrasiye sahip olduğunu da tüm dünyaya göstermiştir. Yeni Cumhurbaşkanı Sayın Tatar'ı da buradan kutluyorum.
1974'den bu yana Maraş için kullanılan 'Kapalı' ifadesi artık kalkmıştır. Maraş'ın açılması, uluslararası hukuka uygundur, meşrudur, tasarruf da KKTC'ye aittir. Barış Harekatı ile adada sağlanan huzur ve istikrarın sürmesi için Türkiye uluslararası antlaşmaların verdiği garantörlük görevini en iyi şekilde yapmaya devam edecektir. Türkiye, KKTC ve Kıbrıs Türkü'nün daima yanındadır. 1974'deki duruşumuz o gün ne ise bugün de aynıdır."