Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Suriye'de BeşşarEsed rejiminin ablukada tuttuğu ve saldırılarını sürdürdüğü Doğu Guta'daki insani felaketi Rus ve İranlı mevkidaşlarıyla ele aldıklarını belirterek, teröristleri yok etme bahanesiyle sivillerin hedef alınmaması ve özel bir strateji geliştirilmesi gerektiğini söyledi. 

Kazakistan'ın başkenti Astana'da yapılan Suriye konulu dışişleri bakanları toplantısının ardından düzenlenen ortak basın toplantısında Çavuşoğlu, Astana'daki Suriye konulu dışişleri bakanları toplantısında bir yılın değerlendirmesini yaptıklarını ifade etti.

"Soçi ruhunu devam ettirmek istiyoruz." diyen Çavuşoğlu, bir sonraki zirvenin 4 Nisan'da İstanbul'da gerçekleşeceğini anımsattı. 

Çavuşoğlu, Soçi'deki Ulusal Diyalog Kongresi'nde karar verilen anayasa komitesinin bir an önce çalışmasına başlamasında fayda gördüklerini belirtti.

Bakan Çavuşoğlu, "Bu süreci kolaylaştırmak konusunda tüm çabayı birlikte göstereceğiz. Özellikle hem rejimin hem muhalefetin gereken desteği vermesi gerekiyor. Bu hususta biraz önce de söyledim üç ülke de aynı görüştedir." diye konuştu.

Sahadaki şiddetin azaltılmasına değinen Çavuşoğlu, "Özellikle Doğu Guta'daki durum insani bir felaket düzeyindedir. Doğu Guta'da rejimin neden olduğu durumu iyileştirmek için iki dışişleri bakanı arkadaşımla konuştuk. Teröristleri sivillerden ayırmak gerektiğinin altını çizdik." ifadesini kullandı. 

Kesinlikle terör örgütleri ile ılımlı muhalefetin bir arada olmaması gerektiğine dikkati çeken Çavuşoğlu, ayrışmanın yapılması için sonuç alıcı stratejilerin olması gerektiğini vurguladı.

Çavuşoğlu, şöyle devam etti:

"Doğu Guta'da ateşkes rejimi ve 4 Mayıs 2017 muhtırasıyla uygun şekilde çatışmaların durdurulması acil bir ihtiyaçtır. Türkiye olarak terörle mücadele bahanesi altında ayırt etmeksizin sivil halkın bombalanmasının kabul edilemez olduğunu düşünüyoruz. Halep senaryosunun Doğu Guta'da tekrar yaşanmasını önlemek için ne gerekiyorsa yapmakta kararlıyız. Teröristleri elbette etkisiz hale getirmek önemlidir. Teröristlerin herhangi bir ülkenin veya Rusya'nın misyonuna saldırmasını kabul etmek de mümkün değildir. Fakat buradaki teröristleri yok etmek için Doğu Guta'daki tüm sivil halkı bombalamak kadın, çocuk hepsini öldürmek, doğru bir anlayış ve strateji değil." 

Doğu Guta'da insani bir dram olduğuna işaret eden Çavuşoğlu, "İnsani yardımlar konusunda Rusya'nın çabalarını takdirle karşılıyoruz ama yetersiz olduğunu da vurgulamak zorundayız. Bir an önce tüm kuşatılmış bölgeleri ayırt etmeksizin insani yardımların engelsiz şekilde ulaşması için daha kararlı olmamız lazım." şeklinde konuştu. 

 ALIKONULANLARLA İLGİLİ ÇALIŞMA GRUBU

Çavuşoğlu, alıkonulanların serbest bırakılması, cenazelerin teslimi ve kayıp kişilerin aranması konularında ortak çalışma grubunun dün ilk toplantısını yapmasından duyduğu memnuniyeti dile getirerek, bu grubun çok iyi değerlendirilmesi gerektiğini söyledi.  

Bakan Çavuşoğlu, Doğu Guta'da sivillerin öldürülmesinin önlenmesiyle ilgili Türkiye'nin beklentilerinin sorulması üzerine, şu yanıtı verdi:

"Sadece Doğu Guta değil, buna FuaKefreya da dahil, Fırat'ın doğusu da dahil, siviller konusunda hassasiyetimiz var. Afrin operasyonu sırasında azami hassasiyet gösteriyoruz. Bugüne kadar sivillerin ölmemesi de bizim hassas davranışımızdan kaynaklı. Doğu Guta'da ise daha önce İdlib'de de oldu, 7 yıldır maalesef değişik bölgelerde de oldu, terörle mücadele etme bahanesiyle sivillerin öldürülmesine karşıyız biz.

Teröristleri etkisiz hale getirme konusunda özellikle sivillerin ağırlıklı yaşadığı yerlerde değişik stratejilerimizin olması lazım. Sivillerin etkilenmemesi gerekiyor. Doğrudan teröristleri hedef almamız ve etkisiz hale getirmemiz lazım. Teröristler ve sivillerin ayrışması için de etkili bir stratejimizin olması lazım. Teröristlerin baskısı altında, teröristlerden korkan insanların teröristleri uzaklaştırmasını beklemememiz lazım. Tüm teröristlerin İdlib'e gitmesine de karşıyız. Orada da halka, muhalefete ve hepimize karşı tehdit oluşturuyorlar." 

Çavuşoğlu, Kazakistan'da yerel gazeteci olduğunu iddia eden bir kişinin Türkçe sorduğu Zeytin Dalı Harekatı ile ilgili bir soru üzerine, Afrin operasyonu ile ilgili tüm açıklamaların yapıldığını belirterek, "FETÖ ağzıyla sorulan sorulara yanıt vermiyorum." dedi.

 ÜÇ BAKANIN ORTAK BİLDİRİSİ

 Üç bakanın hazırladığı ortak yazılı bildiride, Suriye'deki krizin çözümüne ve etnik ve mezhepsel farklılıkların azaltılmasına olumlu etki yapacak görüşmelerin devam etmesine karar verildiği ifade edildi.

Geçen yıl içerisinde özellikle DEAŞ varlığının bitirilmesindeki uluslararası terörle mücadelede gösterilen ortak çabaların vurgulandığı bildiride, sahadaki şiddetin azaltılması için koordine çabaların sürmesi gerektiği belirtildi.

Bildiride, Suriye'nin egemenliği, bağımsızlığı, birliği ve toprak bütünlüğüne güçlü bağlılığa dikkat çekilerek, hiçbir aktörün ilgili BM kararları, Suriye'nin farklı kesimlerinin temsilcilerinin Soçi'deki Ulusal Diyalog Kongresi'nde ifade ettiği prensiplerin dışında hareket etmemesi gerektiğinin altı çizildi.

Ortak bildiride, Soçi'deki kongrenin BM gözetimindeki siyasi sürece ivme kazandırdığı, özellikle anayasa komitesi kurulması ve Cenevre'de çalışmalara başlaması gerektiğine değinildi. 

Üç bakanın ortak yazılı bildirisinde, Astana'daki 8 toplantıda kaydedilen ilerlemeden memnuniyet duyulduğunun belirtilerek, taraflar arasında güven oluşturulması, insani durumun iyileştirilmesi ve siyasi çözüm bulma çabalarına ivme kazandırılması gerektiği de vurgulandı. 

Ortak bildiride, gerginliği azaltma bölgelerine saygı duyulması gerektiğine işaret edilerek, bu bölgelerin ülkenin bütünlüğüne zarar vermeyeceğine de dikkat çekildi.

Üç bakanın bildirisinde, DEAŞ, Nusra Cephesi ve El Kaide ile ilişkili tüm diğer terör gruplarıyla mücadelenin süreceğine değinildi. 

Halen devam eden çatışmalardan etkilenen bölgelere insani erişimin hızlı, güvenli ve kesintisiz şekilde ulaştırılması ihtiyacının da ifade edildiği bildiride, ateşkesin garantörü olarak üç ülkenin gözlem görevlerini de hızlandıracakları değerlendirmesi yer aldı. 

 Bildiride, BM'nin Doğu Guta, Yermük, Fua ve Kefreya, İdlib, kuzey Hama, Rukban ve Rakka ile ilgili olarak aldığı 2401 sayılı kararın memnuniyetle karşılandığı vurgulandı. 

 Üç ülkenin ortak bildirisinde, insani mayın temizliği, sosyal ve ekonomik tesisler gibi temel altyapı değerlerinin ve tarihi mirasın korunmasının önemine de atıf yapılarak, alıkonulanların serbest bırakılması, cenazelerin teslimi ve kayıp kişilerin aranması konularında ortak çalışma grubunun dün ilk toplantısını yapmasından memnuniyet duyulduğu ve toplantılarına devam edeceği belirtildi. 

Bildiride, Astana'da gelecek toplantının mayıs ayı ortasında yapılmasına karar verildiği açıklandı.