Referandum sürecindeki 'Evet' kampanyası nedeniyle tepki toplayan eski futbolcu ve yorumcu Dilmen, 15 Temmuz darbe girişimi esnasında nerede olduğunu ilk kez açıkladı. İlk günden beri AK Partili olmadığını söyleyen Dilmen, 'sanat ve spor camiasındaki kaypak ve omurgasızları' da eleştirdi.

Eski milli futbolcu ve spor yorumcusu Rıdvan Dilmen'in Hürriyet gazetesinden Cengiz Semercioğlu'na verdiği röportajın ikinci bölümü yayınlandı. Dilmen'in açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

Hiç açıklamadım ama bunu…

15 Temmuz'da evdeydim. Radyoterapi gördüğüm zamanlar. Mustafa Abi’nin (Erdoğan) yanına gitmek istedim. Kavacık sapağından geçmeme izin vermediler. O da Anadolu yakasına geçememiş, Huber Köşkü’ne dönmüş. Ben de Avrupa yakasına geçemedim, döndüm. O sırada işadamı Cemil Kazancı aradı “Neler oluyor?” diye. “Darbe başlamış, neredesin?” dedim. “Beykoz’da teknedeyim” dedi. Yanına gidip tekneye atladım, Cemil Kazancı’yla Beykoz’dan Tarabya’ya geçtik. Yollar kapalı, yürüyerek Huber Köşkü’ne gittim. Mustafa Abi oradaydı, Selçuk Bey’in (Bayraktar) babası, Sümeyye Hanım, Bilal Bey oradaydı. Onlar gece 12’den sonra Tayyip Bey’i karşılamaya gittiler. Sabah 06.30’a kadar Huber Köşkü’nde kaldım.

Gece boyu F16’lar geçip bomba etkisi yarattı, hiç de korkmadım. Yalnız çok az sayıda görevli vardı, helikopter pistini kapatmışlardı. Gencecik polisler elleri tetikte bekliyorlardı. Hatta F16 tacizleri sonrasında “Kısıklı’ya bomba attılar” diye Mustafa Bey’e telefon geldi, “Yok onlar F16’ların taciz uçuşları” diye karşı tarafı sakinleştirdi.

('İlk günden beri AK Partili miydin?' sorusuna) 15 sene önce iktidara geldikleri zaman ben AK Partili falan değildim. Her gün şunu duyuyordum: "Eyvah kafeler kapanacak, mini etek yok artık, şu olacak, bu olacak." 15 sene geçti, hâlâ bir şey olduğu yok ama aynı şeyler söyleniyor. Oysa hiçbir şey olmadı, herkes memnun hayatından.

(Hapisteki gazeteciler konusunda) Hukuki konularla ilgili adaletsiz bir durum varsa, yanlış yapılıyor. Ben insanların çok büyük devlet suçu işlemediyse, ahlak suçu işlemediyse tutuksuz yargılanmasından yanayım. Ben tutuklu gazetecilerin, (tutuklu CHP'li vekil) Enis Berberoğlu’nun ne yaptığını bilmiyorum ama ortada devlete ihanet varsa, suçlu ben de olsam cezasını çekmem lazım. Ben neden gazetecilerin cezaevinde olmasını isteyeyim? Tutuksuz yargılansınlar. Özellikle sanat ve spor camiasında bu konularda çok daha kaypak insanlar var.

En azından ben kendimi omurgalı olarak görüyorum. Ben Recep Tayyip Erdoğan’ı çok seven, onu bu ülke için bir şans gören biriyim. Kim neyi seviyorsa da saygı duyarım, beni ilgilendirmez. Peki şu önde gelen sanatçı, oyuncu, sporcu kişiliklerine ne diyeceğiz? Dizi oyuncusu “Ben (HDP lideri) Selahattin Demirtaş’a oy vereceğim” diyor. Saygı duyarım. Ama aynı oyuncu TRT’ye dizi yapmaya başlıyor, bir anda sus pus! Hadi yine söylesene.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan - Kuveyt Emiri Şeyh Sabah Ahmed Cabir el Sabah - Engin Altan 

Peki solculuk, devrimcilik bu mudur? Atv’de program yaparken a demeyenler sonra çıkıp akademisyenler için imza atıyorlar. Niye atmadın daha önce? Menfaat peşinde olmayan, ilkeli, omurgalı solculara sonsuz saygım var. Öyle pek çok arkadaşım var benim…

Tersinden gidelim. Hükümete yakın grupta çalışırken de bu tarafa çakmaya başlıyorlar. Ben CNN TÜRK’te de çalışsam, Halk TV’de de çıksam, ahaber’de de konuşsam çizgim belli; Recep Tayyip Erdoğan’ın yönetimini de, ailesini de, kendisini de çok seven bir insanım. Herkese, her görüşe de saygı gösteriyorum. Ama bizlerin de bir gerçeği var; bu siyasi çekişmede daha fazla yıpratılmaya çalışıldığımızı biliyoruz.
('Boğaz Köprüsü’nün adını 15 Temmuz Şehitler Köprüsü olarak değiştirmek senin fikrin miydi?' sorusuna) Demokrasi nöbetleri sırasında Ziya Enişte (İlgen) ile bulduğumuz bir fikirdi. Bunu ilk dile getiren ben olduğum için bana mâl edildi.