Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, Bursa'daki tarihi Ulu Camii'de hutbe okudu, cuma namazı kıldırdı.

"Mümin Cana Yakındır" konulu hutbede Erbaş, İslam'ı hakkıyla yaşamanın, hem Allah'a karşı görevleri yerine getirmek hem de insanlarla ilişkilerde dinin hayat yüklü mesajlarını rehber edinmekten geçtiğini belirtti.

Toplumdan kopmanın, yalnızlaşmanın, bencil ve bireysel hayatı tercih etmenin doğru olmadığına işaret eden Erbaş, şöyle devam etti:

"Nitekim namaz, oruç, zekat, hac ve kurban gibi ibadetlerin temelinde, Allah'a karşı sorumluluğumuzun yanında insanlarla tanışma, kaynaşma, paylaşma ve dayanışma gibi nice hikmetler vardır. Modern çağda ne yazık ki kendi dünyamıza hapsolduk. Bireyselleştik ve yalnızlaştık. Bencilleştik ve kendimizden başkasını düşünemez olduk. Evlerimiz birbirine yaklaşırken gönüllerimiz birbirinden uzaklaştı. Arkadaşlık, dostluk ve komşuluk ilişkilerimiz azaldı. Allah'ın selamını vermeyi, hal hatır sormayı, gönül alıcı tatlı bir sözü, muhabbet dolu bir tebessümü birbirimizden esirger hale geldik. Kimi zaman yanı başımızdaki komşumuzun hastalığından hatta vefatından dahi haberimiz olmadı."

''SANAL ALEMİN CAZİBESİNE KAPILIP KENDİMİZİ KAYBETTİK''

Dijital dünyanın pek çok imkanlar sunduğunu aktaran Erbaş, "Ancak sanal alemin cazibesine kapılıp kendimizi kaybettik. Dijital ortamlarda güzel ahlakı muhafaza edemedik, hakkı, hukuku gözetemedik. Bilgisayar, tablet ve akıllı telefonların esiri olduk. Gerçek hayatla bağımız koptukça kalabalıklar içinde yalnızlaştık. Dünyanın diğer ucundaki insanlarla çevrim içi iletişim kurarken aynı evi, aynı ortamı paylaştığımız ailemizle, çocuklarımızla, komşularımızla hasbihal etmeyi unuttuk" dedi.

Erbaş, hutbeyi şöyle tamamladı:

"Cenabıhak Kur'an-ı Kerim'de Peygamberimize hitaben şöyle buyurmaktadır: 'Allah'ın rahmeti sayesinde sen onlara karşı yumuşak davrandın. Eğer kaba, katı yürekli olsaydın, onlar senin etrafından dağılıp giderlerdi'. O halde, ümmeti olmakla şeref bulduğumuz Peygamberimizin ahlakını örnek alalım. Şefkati ve merhameti, fedakarlığı ve kanaatkarlığı, tatlı sözü ve güler yüzü şiar edinelim. Ailemizden başlayarak akrabalarımızla, komşularımızla ve bütün insanlarla iyi ilişkiler kuralım. Huzuru ve mutluluğu, bireysellik ve bencillikte değil, Rabbimizin rızasında ve kardeşlerimizin duasında arayalım. Hutbemi Allah Resulünün mümini tarif ettiği şu hadisi şerifiyle bitiriyorum: 'Mümin cana yakındır. İnsanlarla yakınlık kurmayan ve kendisiyle yakınlık kurulamayan kimsede hayır yoktur.''