Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Türkiye Libya ile bir mutabakat metni imzaladı. Bu anlaşma meclisimizden geçti. Ben de imzaladım böylece şimdi de Birleşmiş Milletler'e gönderildi. Akdeniz'de oyun bozuldu." dedi

Türkiye Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Haliç Kongre Merkezi'nde düzenlenen partisinin İstanbul İl Başkanlığı Genişletilmiş İl Danışma Meclisi Toplantısı'nda konuştu.

Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle:

"Vatandaşa tepeden bakan kibir abidelerinin bu davada yeri olmaz"

AK Parti sıradan bir siyasi teşekkül değildir. Türkiye, nasıl binlerce yıllık devlet tarihi içindeki son halka ise AK Parti de bu büyük davanın günümüzdeki en önemli temsilcisidir.

Kendi nefsinin peşine düşen, sadece kendi ajandasına, kariyerine odaklanan kişilerden dava adamı olmaz. Gurur abidesi olanlardan dava adamı olmaz. Bize Yunus'un ifadesi ile, "Ete kemiğe büründüm, Yunus diye göründüm." anlayışında insanlar lazım. Bulunduğu makamın gücüne güvenerek vatandaşa tepeden bakan kibir abidelerinin bu davada yeri olmaz. Çalıp çırpmayı, yolsuzluğu hiç saymıyorum bile. Bu tarz insanların kapıdan içeri girmesi bile bizim için zuldür. Milleti karşısına alan bizi de karşısına alır. Kibir en büyük isyandır. İnsanın kalbini kıranın biz de kalemini kırarız.

"AK Parti gündem takip etmez, gündem belirler"

Hedefimiz önce bu ülkenin 82 milyon insanın her birinin onunla birlikte tarih ve medeniyet coğrafyamızdaki tüm kardeşlerimizin gönlünde yer edinmektir. Dünyanın neresine gidersek gidelim, bize kucak açılıyorsa işte bu hasbi yaklaşımımız sayesindedir. AK Parti gündem takip etmez, gündem belirler.

"İstanbul'un nabzını yakalarsak, Türkiye'nin de yakalamış oluruz"

İstanbul Türkiye'nin kaderini belirlemede 1 numaralı şehrimizdir. Zira İstanbul 81 vilayetimizin temsilcilerinin olduğu bir şehirdir. İstanbul'dan ses çıktığı zaman 81 vilayette onun dalgalandığını görüyoruz. İstanbul'un nabzını yakalarsak, Türkiye'nin de nabzını yakalamış oluyoruz. 

"Siz oraları terk etmedikten, Suriye halkı "gidebilirsiniz" demedikten sonra biz oraları terk etmeyiz"

Türkiye son 17 yılda tarihinin en büyük sıçramalarını yaşarken aynı zamanda tarihinin en büyük saldırıları ile karşı karşıya kalmıştır. Son dönemde Suriye'de ve sınırlarımız içerisinde yürüttüğümüz operasyonlar, Doğu Akdeniz'deki adımlarımız ülkemize yönelik adeta bir öfke patlamasına yol açtı. Suriye'de devam etmekte olan süreç Türkiye'nin nereden nereye geldiğini göstermesi bakımından çok önemlidir.  Dünyada hangi liderle görüştüysek "Suriye'den ne zaman çıkacaksınız?" dedi. Biz de sizin orada ne işiniz var dedik. Bizim 911 kilometre sınırımız var, sizin sınırınız var mı? Yok. DEAŞ'a karşı en büyük mücadeleyi veren biziz. DEAŞ'ın 3 bine ait teröristi oradan çıkartan biziz. Dünyada böyle bir mücadeleyi veren 2. bir ülke yok. Son 4'lü zirvede bunları konuştuk. Siz niye oradasınız? Siz oraları terk etmedikten sonra, Suriye halkı da "teşekkür ederiz, artık gidebilirsiniz" demedikten sonra biz oraları terk etmeyiz. 

"Libya ile Türkiye arasında gayet ilginç, gayet güzel bir hat inşa ediyoruz"

Türkiye Libya ile bir mutabakat metni imzaladı. Bu anlaşma meclisimizden geçti. Ben de imzaladım böylece şimdi de Birleşmiş Milletler'e gönderildi. Akdeniz'de oyun bozuldu. Bunlar (Yunanistan) skandal harekette yaptılar, Libya'nın büyükelçisini deport etti. Yaptın da ne oldu, ne kazandın. Şu anda biz Libya'daki kararlı duruşumuzu devam ettiriyoruz, devam ettireceğiz. Libya ile Türkiye arasında gayet ilginç, gayet güzel bir hat inşa ediyoruz. 

"Haklarımızın sonuna kadar takipçisi olacağız"

Gemilerimizle bölgede araştırmalar devam ediyor. Zaman zaman uçaklarımız, helikopterlerimiz oralarda. Biz bu araştırmaları yapmaya devam edeğiz. Biz uluslararası hukuktan kaynaklanan haklarımız ne ise sonuna kadar takipçisi olacağız. Ülkemizin egemenliğini, hukukunu, çıkarlarını, milletimizin ve tüm dostlarımızın haklarını korumak için verdiğimiz mücadelede hep dik durduk, dik durmaya da devam edeceğiz.

"Türkiye'yi eskiden olduğu gibi yönlendiremedikleri için hırçınlaşıyorlar"

Karşılarında hazırlıklı bir Türkiye buldukları için istedikleri neticeyi elde edemiyorlar. Eskiden olduğu gibi Türkiye'yi itip kakamadıkları, yönlendiremedikleri için hırçınlaşıyorlar. Hırçınlaştıkları için de muvazeneyi kaybediyorlar. Sonuçta geldiğimiz noktada Türkiye ekonomik, siyasi ve askeri bakımdan güçlü bir yerde duruyor. 

"Cumhur İttifakı güçlenerek yoluna devam edecektir"

Cumhur İttifakını bölemeyecek, parçalayamayacaklar. Cumhur İttifakı güçlenerek yoluna devam edecektir. 

"Bunlar Halk Bankasını dolandırmaya çalışıyorlar"

Her şeyden önce Şehir Üniversitesinin tahsisini Başbakanlığım döneminde yapan benim. Tahsisini yapan ben olduğuma göre, daha sonra malum zat başbakan olunca, bu tahsisi Şehir Üniversitesine mülkiyet devrine dönüştürmüştür. Türkiye'de hiçbir üniversiteye tapu devri olmamıştır. Öksüz yetimin hakkını kurdukları üniversiteye tahsis ediyorlar. Sayın babacanın da imzası var bunun altında, Mehmet Şikşek'in var, Feridun Bilgin var. Hani bunlar dürüstlüğü kimseye bırakmıyordu. Kimin ne olduğunu yaptıkları ile öğrenin. Bunlar Halk Bankasını da dolandırmaya çalışıyorlar. Halk Bankası bunlara ciddi bir kredi veriyor. Fakat ödeme planlarında maalesef bunlar Halk Bankasına ödemelerini yapmıyorlar. Halk Bankası kendilerini sürekli olarak uyarıyor.

"Borçları 417 milyon"

Şu anda bankaya borçları 417 milyon noktasında. Şimdi yapılandıralım diyorlar. Yapılandıralım derken, bunu nasıl yapılandıracaksın. "Spor kulüplerinin borçları yapılandırılıyor da Şehir Üniversitesinin neden yapılandırılmıyor" diyorlar. Bunlar teminat bile göstermemiş. Alacağımız öğrencilerin yapacakları ödemelere ipotek koyun diyorlar. Mevcut kotanı doldurmadan yeni alacağın öğrencilerle ilgili nasıl oluyor da bir bankaya teminat olarak veriyorsun. Biz geçmişte bankaların nasıl iflas ettiğini biliyoruz. 17 yıllık dönemimizde bizim bankalarımızın hiçbirisi kasalarını boşaltmadı. Biz de kasayı boşaltamayız." dedim. Ülker grubu buraya ciddi destekler verdi daha sonra buradan çekildi. Ülker grubu bizim bu noktadaki desteğimizi de açık net söyledi. Buranın hamisi Marmara Üniversitesi'dir. Marmara Üniversitesi Türkiye'nin en büyük üniversitelerinden bir tanesidir. Şimdi de Marmara Üniversitesi borçları ödesin diyorlar. Tezgah başka. Biz ne oradaki öğrencilerimizin ne de akademisyenlerimizin düşmanıyız. Hiçbir vakıf üniversitesinde bunların yaptığı uygulama gibi bir uygulama yok. Burada Halk Bankası'nın adeta dolandırılması söz konusudur. Bizim burayı tahsis etmemiz bunlara ne denli önem verdiğimizin ifadesiydi. Şahsımın bir muhalefetliği olsaydı, bu kadar değerli bir araziyi niçin bunlara tahsis edeyim. Bizim derdimiz üniversitelerimiz, kurulsun, çoğalsın, geleceğe yürüyelim. 

Bu işin Danıştay'a müracatını yapan da CHP'nin yanından ayrılmayan Mimar ve Mühendisler Odası'dır. Bunları ziyaret edenler de CHP'liler. Kimin eli kimin cebinde belli değil. Gerçekleri bilelim, ona göre de bunu tabanımıza anlatalım. 

Kaynak: TRT Haber