Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, pazartesi günü açıklanacak Cumhurbaşkanlığı Kabinesi'nin 'partili olmayan bakanlar'dan oluşturulacağını söyledi. Erdoğan, yeni dönemde ehliyet ve liyakatın öne çıkarılacağını da sözlerine ekledi. 

Partisinin il başkanları toplantısında konuşan Cumhurbaşkanı, 24 Haziran sonrasında başlayan yerel seçim tartışmalarıyla ilgili de 2019 Martı'nı işaret etti. Bu tarihe kadar 'gönül belediyeciliği seferberliği' ilan eden Erdoğan, "Belediye başkanlarımız 9 ayı çok iyi kullanmalı eksikleri tamamlama kalpleri onarma imkanına sahiptir" dedi. 

24 Haziran'da yapılan Cumhurbaşkanlığı ve 27. Dönem Milletvekilliği Genel Seçimleri için MHP ile kurduğu Cumhur İttifakı'nı Meclis'te devam ettireceklerini ifade eden Erdoğan, "MHP'nin de desteği ile AK Parti Meclis'in lokomotifi olmayı sürdürecektir. Milletvekili dağılımı nedeniyle Cumhur İttifakı'nı Meclis'te devam ettireceğiz" dedi.

"Memleketini seven her CHP'li vatandaşı partisinden hesap sormaya davet ediyoruz"

Öte yandan milletvekilliği seçimlerinde HDP'nin barajı geçmesine tepki gösteren Erdoğan, CHP'yi eleştirdi. "CHP'nin sayesinde bölücü terör örgütünün belirlediği isimler Meclis'te yer alacaklar. Memleketini seven her CHP'li vatandaşı partisinden hesap sormaya davet ediyoruz" diye konuşan Erdoğan, devamında, "Türkiye'nin en eski partisini Batı'daki bir avuç marjinalin oyuncağı haline getirenlerden millet hesap soracaktır" ifadesini kullandı.

Pazartesi günü cumhurbaşkanı olarak yemininin ardındanyayaınlayacakları 1 numaralı kararname ile bakanlıkları kuracaklarını söyleyen Erdoğan, "Artık yürütme görevini Meclis tarafından yetkilendirilen Bakanlar Kurulu değil, doğrudan Cumhurbaşkanı ifa edecek. Anayasa değişikliğine uyum çerçevesinde, kanunlarda yer alan Başbakana ve Bakanlar Kuruluna yapılan tüm atıflar Cumhurbaşkanı olarak değiştirildi" açıklamasında bulundu.

İl Başkanları toplantısında konuşan Erdoğan'ın açıklaması şöyle: 

"YSK tarafından önceki gün kesin sonuçları açıklanan seçimlerin ülkemiz milletimiz ve partimiz için bir kez daha hayırlı olmasını diliyorum. Cumhurbaşkanlığında yurt içinde 25 milyon 436 bin 238 vatandaşımızın yurt dışında 807 bin 974 ve gümrüklerde 9 bin 293 olmak üzere, toplam 256 milyon 303 bin 823 oy aldık.

"Seçimden açık ara birinci olarak çıktık"

Böylece yüzde 52,59 yani 52,6 bir oy oranıyla milletimizin teveccühüne mazhar olduk. Seçimlere katılma oranı yüzde 86,24 gibi gerçekten çok yüksek bir düzeyde gerçekleşti. Buradan Cumhurbaşkanlığı seçiminde oy kullanan 50 milyon 68 bin 607 vatandaşımızın her birine şahsım, milletim adına ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Şahsımızı bu göreve layık gören her bir kardeşime şükranlarımı sunuyorum. Milletimizin güvenine layık olabilmek için elimizden geleni bundan sonra da yapacağız.

Milletvekili seçiminde ise, toplam 21 milyon 338 bin 693 oy alarak yüzde 42,56’lık bir oran elde ettik. MHP ile kurduğumuz cumhur ittifakı olarak da yüzde 53,66’lık bir oy oranıyla ki yüzde 54 demektir bu. Seçimden açık ara birinci olarak çıktık.

Bu sonuçlara göre AK Parti olarak 295 milletvekili, cumhur ittifakı olarak ise 344 milletvekili ile seçimi tamamladık. Tüm arkadaşlarımızı tebrik ediyorum. 24 Haziran seçimleri sürecinde canla başla çalışan 81 ildeki adaylarımıza, il ve ilçe teşkilatlarımıza, sandıklara sahip çıkan müşahitlerimize, partimize gönül vermiş tüm kardeşlerime teşekkürlerimi sunuyorum.

"Bu seçimler milattır"

Bu seçimler aynı zamanda yeni yönetim sistemine geçişin de miladıdır. Türkiyebugüne takdir edersiniz ki bir anda gelmemiştir. 2007 yılında AK Parti’ye cumhurbaşkanı seçtirmemek için, yasalar, meclis teamülleri ve hepsinden önemlisi adalet ve hakkaniyet ayaklar altına alınmıştır.

Ülkemizin daha önceki 10 cumhurbaşkanlığı seçiminde olmayan kurallar, 11’inci cumhurbaşkanlığı seçiminde önümüze çıkartılmıştır. Biz de hep yaptığımız gibi milletimizin hakemliğine başvurduk. Sadece hemen seçime giderken Meclis'teki mevcut tıkanıklığı aşmakla yetinmedik. Milletimizin özellikle oylamasına sunduğumuz anayasa değişikliğiyle Cumhurbaşkanını doğrudan halkımızın seçmesini sağlayarak, bizi bugünlere kadar süreci de başlattı. Bu adımın bedelini partimizi kapatarak ödetmeye çalıştılar ama bu süreci de suhuletle aştık. 2014 Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde de benzer tezgahlarla karşı karşıya kaldık. Gezi olaylarından, 17/25 emniyet, yargı darbegirişimine, yurt içinde ve dışındaki pek çok yol denenerek milletimizin iradesi ipotek altına alınmaya çalışıldı. Milletimiz bunlara karşı cevabını 10 Ağustos 2014 seçimlerinde şahsımı doğrudan milletin oyuyla göreve gelen ilk Cumhurbaşkanı yaparak verdi. Kendi senaryolarını milletin iradesinin üzerinde görenler 2015 seçimlerindeki o karanlık ittifaklardan çukur eylemlerine ve nihayet 15 Temmuz darbe girişimine kadar bütün yöntemleri devreye soktular. Çok şükür milletimizle birlik olup, rabbimizin yardımlarıyla bu oyunları bozduk. 

"Son umut olarak 24 Haziran seçimlerine sarıldılar"

15 Temmuz gibi bir ihanetin ardından MHP ile birlikte ülkemiz tarihinin en önemli yönetim değişikliğinin alt yapısını oluşturduk. Yaptığımız anayasa değişikliğinin 16 Nisan'da milletimiz tarafından kabul edilmesiyle ülkemizi köşeye sıkıştırmaya çalışanları bir kez daha hüsrana uğrattık. Son umut olarak 24 Haziran seçimlerine sarıldılar. Birbirlerini yolda görse selam vermeyecek olanlar her nasılsa karşımızda birleştiler. Öyle ki CHP, bölücü terör örgütünün güdümündeki partiyi barajın üstüne taşımak için kendisine oy verenlerin bir kısmını oraya yönlendirildi. Gerçi bunlar 1991’deki seçimde de benzer bir yola başvurmuşlardı. Bölücü örgütün güdümündeki siyasiler ilk defa Meclis’e ayak bastılar. Bugün de Meclis’te milletvekili olarak yerlerini alacaklar. Milletini seven her CHP’li vatandaşımızı, bu utanç için partisinin yönetiminden hesap sormaya davet ediyoruz.

CHP'ye HDP suçlaması

Şayet CHP bu hesaplaşmayı kendi içinde yapmazsa, bölücü örgütle ana muhalefet arasındaki bağ taktik olmaktan çıkıp, esas haline dönüşecektir. Bir şeyin aslı varken kopyasına gerek yoktur. Böyle bir durumda CHP’nin varlığının da anlamı kalmayacaktır. Türkiye’nin en eski partisini, batıdaki bir avuç marjinalin ve yurt dışındaki terör örgütü yöneticisinin oyuncağı haline getirenlerden hem bu millet ve tarih açık ve net hesabı soracaktır. Biz bu ikazı CHP’nin içişlerine karışmak için değil, milletimizin tüm fertleri gibi ana muhalefete oy veren kardeşlerimize karşı da sorumluluğumuzun gereği olarak yapıyoruz. sonuçta karar bu partinin kendi mensuplarına, seçmenlerine aittir.

Bu seçimlerle 27 Nisan 2007 Cumhurbaşkanlığı seçiminin çıkmaza girmesiyle başlayan, 21 Ekim 2007’deki halk oylamasıyla ilk işaret fişeği atılan, 2014 seçimleriyle geri dönülmez hale gelen, 16 nisan halk oylamasıyla adı konulan yeni yönetim sistemimizi hayata geçirmiş olduk. Türkiyemize bir kez daha hayırlı olsun diyorum. Milletlerin tarihinde bu tür milatlar çok önemlidir. Türkiye kendi tarihindeki ve dünyadaki pek çok örneğin aksine böylesi önemli bir makas değişikliğini demokratik yöntemlerle gerçekleştirmeyi başarmıştır. Pek çok ülkede bu tarz değişimler çok sancılı bir şekilde ve yüksek maliyetlerle yapılabilmiştir. Yıllarca ülkemizi demokrasiye beden ödemeden sahip olmakla itham edenlere, 15 Temmuz'da tarihi bir ders verdik. 16 Nisan ve 24 Haziran demokrasiyi sadece kanımız ve canımızla savunmadığımızı, sandıkta da işler halde tuttuğumuzu cümle aleme gösterdik.

"Pazartesi bakanlıkları kuruyor, kabinemizi açıklıyoruz"

Pazartesi günü Cumhurbaşkanı olarak yemin edip inşallah yeni sisteme göre göreve başlıyoruz. Artık yürütme görevini Meclis tarafından yetkilendirilen Bakanlar Kurulu değil, doğrudan Cumhurbaşkanı ifa edecek. Anayasa değişikliğine uyum çerçevesinde, kanunlarda yer alan Başbakana ve Bakanlar Kuruluna yapılan tüm atıflar Cumhurbaşkanı olarak değiştirildi. Anayasa değişikliğine uygun şekilde Cumhurbaşkanının uhdesine verilen bakanlıkların ve kurumların kuruluş kanunları da ilga edildi. Pazartesi günü yemin töreninin hemen ardından yayınlayacağımız 1 numaralı kararname ile bakanlıkları kuruyor, aynı akşam kabinemizi de inşallah açıklıyoruz.

"Bu sistemin oturması belli bir zaman alacaktır"

Bakanlıkların, kurum ve kuruluşların yapılarını milletimize daha iyi anlayışa uygun şekilde yeniliyoruz. Elbette bu sistemin oturması belli bir zaman alacaktır. Biz ilk etapta, bakanlar, bakan yardımcıları, kurum başkanları, genel müdürler düzeyine kadar bu kısmı üzerinde detaylı çalışarak bir noktaya getirdik. Benzer işleri yapan kurumları birleştirerek, işlevsiz kalmış kurumları tasfiye ederek devletin işleyişini hızlandırıyor ve etkin hale getiriyoruz. Bu yeniden yapılanma çalışması en aşağıya kadar devam edecektir. Uygulamadaki eksiklikleri, aksaklıkları, boşlukları tespit ettikçe sistemi geliştirecek, güçlendireceğiz.

İnsanı yaşat ki devlet yaşasın ilkemizi tamamen hayata geçirene kadar bu reformaları sürdüreceğiz. Bunun için yeri gelecek yeni kanunlara veya kanun değişikliklerine, yeri gelecek anayasa değişikliklerine ihtiyaç duyacağız.

"Cumhur İttifakı'nı Meclis'te devam ettireceğiz"

Milletvekili dağılımı ve ülkemizin içinden geçtiği durum sebebiyle Cumhur İttifakı'nı Meclis'te devam ettireceğiz. MHP'nin de aynı tutum içinde olduğunu görmekten ayrıca memnuniyet duyuyorum. İttifaklarını pazara kadar bile sürdüremeyenlerin aksine biz ülkemize ve milletimize hayırlı hizmetlere vesile olma inancıyla bu birlikteliğe sahip çıkacağız. 

"Bunu başarılı sayabilecek bir siyasi parti değiliz"

Seçim sonuçlarını değerlendirirken Cumhurbaşkanlığında aldığımız oy ile Milletvekili seçimlerinde elde ettiğimiz netice arasındaki farkını çok iyi analiz etmeliyiz. AK Parti'nin 2007, 2011, 2015 Kasım seçimlerinde, 2007, 2010 ve 2017 halkoylamalarında aldığı sonuçlar ortadadır. Buna karşılık 2015 haziranında ve son seçimlerde üzerinde uzun uzun durmamızı gerektirecek sonuçlarla karşılaştık. Biz seçimlerden birinci çıkmakla yetinebilecek, bunu başarılı sayabilecek bir siyasi parti değiliz.

"Mutlaka Meclis’te de güçlü olmamız gerekiyor"

AK Parti Türkiye’ye kazandırdığı hizmetler ve daha önemlisi 2023 hedefleriyle çok daha büyük seçim başarılarına ihtiyacı olan bir partidir. Hedeflerimize ulaşabilmemiz için yürütme görevini üstlenmemiz elbette şarttır. Bunun yanında mutlaka Meclis’te de güçlü olmamız gerekiyor. Biz Türkiye’yi 16 yıldır kesintisiz reformlarla yönettik. Reformları devam ettirmek zorundayız. Reform kavramının bir tarafı zihniyeti değiştirmekse, diğer tarafı da anayasadan yasalara kadar mevzuatı düzenlemektir. Mevzuatı düzeltmeden zihniyet değişikliğinde istediğimiz mesafeyi kat edemeyiz. Dolayısıyla yeni dönemde Meclis’e çok önemli görevler düşüyor. AK Parti grubu, MHP’nin de desteğiyle komisyonların ve Genel Kurulun lokomotifi olmayı sürdürecektir.

"Önümüzde mahalli seçimler var"

Önümüzde mahalli seçimler var. Nerede bir yanlış yaptık? Bunları değerlendirip düzeltmek ve Mart yerel seçimlerine de böylece girmek durumundayız. Ancak bu şekilde milletimizin karşısına mesajını aldığımızın ve gereğini yaptığımızın huzuruyla, güveniyle, cesaretiyle çıkabiliriz. Önümüzdeki ay büyük kongremizi yapıyoruz. Milletimize bu yöndeki ilk mesajımızı orada vereceğiz. Ardından her seviyede bunu devam ettireceğiz. Girdiğimiz tüm seçimlerin ardından hedefimize ister ulaşmış ister ulaşmamış olalım, milletimizle aramızdaki münasebetin muhasebesini yapmadan yolumuza devam etmedik. Hedeflerimize ulaşmışsak çıtayı daha yukarı çıkardık, ulaşamamışsak mümkünse tamir değilse yeniden inşa yoluna gittik. AK Parti'yi diğer partilerden farklı kılan ve 16 yıldır iktidarda tutan işte bu anlayıştır. Eğer 24 Haziran'ı doğru analiz edemezsek her şeyden önce kendi ilkelerimizle ters düşeriz. Bugüne kadar düşmedik, bugün de düşmeyeceğiz. 

Seçim sonuçlarını bu anlayış içinde değerlendirmek yerine kişisel kariyeriyle irtibatlandırarak eğip büken herkes her şeyden önce milletimize yanlış yapar. Millete yanlış yapan hiç kimsenin de arkadaşlar AK Parti’de yeri olamaz. Çünkü partimiz milletin kendi partisidir. Hiçbir arkadaşımızın tek bir anını dahi boşa geçirme hakkı yoktur. Hiç kimse kendisini partisinin ve davasının önüne geçirmesi mümkün değildir.

Aramızda belediye başkanı da bulunuyor. İşte bu seçimlerden sonra bana gelen raporlara baktığımızda özellikle bazı eleştiriler var ki bu çok çok önemli. Vatandaş özellikle şunu arıyor, bu tabi ağırlıklı belediye başkanları bunun yanında milletvekilleri vesaire… Tevazu arıyor tevazu. Belediye Başkanı, benim dükkanıma gelip bir çayımı içmedikten sonra ben bu belediye başkanını ne yapayım diyor. Yani seçimden seçime mi belediye başkanı, milletvekili beni ziyaret edecek diyor. Veya kendi tanıdıkları ofislere uğrayıp çekip gidecekler diyor.

Değerli arkadaşlar AK Parti’nin müktesebatında böyle bir şey olamaz. Bizi yücelten tevazumuz olmuştur. Eğer biz bu tevazuyu kaybettiysek işte bu açık net, puan kaybına da neden olmuştur. En güçlü olduğumuz yerlerde eğer ciddi bir puan kaybı olmuşsa bunu kendi nefsimize soracağız. “Biz hatayı nerede yaptık? Yanlışımız nerede” Çok iyi hizmetler yapmış olabilir, bu hizmetler gerektir. Ama yeterli değildir. Yeterli olan o gönüllere girmektir. Gönüllere girersek bu işi başarmış oluruz.

Vatandaşına tepeden bakıyorsak, onlara yeri geldiği zaman…. Kusura bakmayın bu millet şamar oğlanı değil. Bir oy verir, iki oy verir sonra kenara koyar.Bu erken bir mesaj olmuştur. 24 Haziran'ın fotoğrafını iyi çekmemiz lazım. Mart 2019 için adaylarımızı buna göre seçmemiz lazım."

"Gönül belediyeciliği seferberliği"

"2019 Martı'na kadar belediyeciliğin adını gönül belediyeciliği seferberliği olarak ilan ediyorum. Milletimiz bunca yıldır bizi kendisine en iyi ve adil hizmeti verdiğimiz için desteklemiştir. Aşk ile, şevk ile, adalet ile  çalışmayan belediye başkanı arkasında enkaz bırakır. Vatandaşı ile beraber olmayan belediye başkanı bir taraftan yaparken, bir taraftan yıkar. Arkasında enkaz bırakır. Belediye başkanlarımız 9 ayı çok iyi kullanmalı eksikleri tamamlama kalpleri onarma imkanına sahiptir."

Ehliyet ve liyakati

"Partili olmayan bakanlarımız ile bir kabine oluşturuyoruz. Onların başında da AK Parti Genel Başkanı olacak. Ehliyet ve liyakatı öne çıkarmak sureti ile yeni döneme giriş yapacağız."