Türkiye-Samsun'da yüzen adacıkları ve endemik balık türleri bulunan ve kuraklık nedeniyle kuruma tehlikesiyle karşı karşıya olan Ladik Gölü'nü kurtarmak için çalışma başlatıldı.

Ladik ilçesinin 12 kilometre doğusunda yer alan ve 870 hektarlık alana sahip olan Ladik Gölü, içinde barındırdığı endemik balık türleri ve üzerinde yüzen adacıklarıyla ön plana çıkıyor.

Göçmen kuşlara da ev sahipliği yapan göl, son yıllarda kuraklık nedeniyle kuruma tehlikesi ile karşı karşıya.

Orman ve su İşleri Bakanlığı 11. Bölge Müdürlüğü koordinasyonunda Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü Sulak Alanlar Şube Müdürlüğünce gölü kurtarmak için çalışma başlatıldı. Ladik Göl Tesisleri'nde yapılan çalıştayda, alınacak önlemler masaya yatırıldı.

Orman ve su İşleri Bakanlığı 11. Bölge Müdürü Mehmet Sıddık Kılınçer, AA muhabirine, Ladik Gölü'nün Türkiye'deki 67 sulak alandan birisi olduğunu söyledi.

LADİK GÖLÜ BALIKLARA VE KUŞ TÜRLERİNE EV SAHİPLİĞİ YAPIYOR

Gölün birçok biyoçeşitliğe ev sahipliği yaptığına işaret eden Kılınçer, "Gölde en önemli biyoçeşitliklerin başında ekonomik değeri de olması nedeniyle balıklar geliyor. Burada 12 çeşit balık var. Buradaki karabalık, çöpcübalığı Samsun için endemik türdür. Yine turna balığı da önemli bir türdür. Ladik Gölü diğer sulak alanlarda olduğu gibi kuş türlerine de ev sahipliği yapmaktadır. 182 kuş türü burada tespit edilmiştir. Bu kuş türlerinin 10'u da küresel ölçekte nesli yok olan türler." dedi.

Özellikle elmabaş patka kuşunun göl çevresinde ürediğine dikkati çeken Kılınçer, şöyle devam etti.

"Ladik Gölü'nün yok olmaması lazım ki bu kuş türü de burada yok olmasın. Göl zengin bir floraya sahip. Ladik Gölü bir iç su, burayı besleyen ana kaynak 3 deremiz var. Aynı zamanda göl, tarım arazilerini sulama amaçlı da kullanılıyor. Gölü hem insanların hem de doğal hayatın birlikte kullanması için dengede tutmamız gerekiyor. Bunu dengede tutabilmek için yönetim planı yapıyoruz. Hem suyu hem de canlıları nasıl koruruz, bu konuda çalışıyoruz."

İSRAİL SAZANI DİĞER BALIK TÜRLERİNİ YOK EDİYOR

Gölde en büyük sorunun İsrail sazanı olduğunun altını çizen Kılınçer, "Bu balık türü diğer balıkları yiyerek hayatta kalıyor. Ekonomik değeri neredeyse hiç yok. Öncelikle göldeki bu balık türünün azaltılması lazım." dedi.

İlçenin evsel atıklarının kanalizasyon vasıtasıyla direkt göle akmasının diğer bir sorun olduğuna işaret eden Kılınçer, "Bunun içinde arıtma tesisi kurulabilir. Yani gölün canlılarıyla yaşatılması için önlem alınması lazım. Biz de gerekli çalışmayı yapıyoruz." diye konuştu.