Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Türkiye’nin Akdeniz ve Ege başta olmak üzere bölgedeki yol haritasını ve kırmızı çizgilerini anlattı ve "Ne gerekiyorsa yapılacaktır" dedi.

Ege adalarının silahsız olmasının da Türkiye’nin kırmızı çizgisi olacağını belirten Oktay, “Bununla ilgili girişimler başladı. Ege adalarının silahlandırılması Türkiye açısından asla kabul edilemez. Bunun için ne gerekiyorsa yapılacaktır. Hukuki girişim için yasal anlamda çalışmalar fiilen başladı” dedi.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Milliyet’ten Abdullah Karakuş’un sorularını yanıtladı.

Türkiye’nin nefesi kesilemeyecek kadar büyük bir ülke olduğunu belirten Oktay, bölgede Türkiye’nin olmadığı bir senaryonun uygulamaya dönüşmesinin mümkün olmadığını söyledi. Kıbrıs sorununun çözümü için ilelebet beklemeyeceklerini, gerekenin yapılacağını vurgulayan Oktay, bölge ile ilgili kırmızı çizgilerini tek tek anlattı. KKTC ve Libya gelişmelerinin yanı sıra Ege adalarıyla ilgili de kırmızı çizgileri olacağını belirten Oktay, yeni adımlarını şöyle anlattı:

“Bununla ilgili girişimler başlamıştır. O da 100 yıl önceki anlaşmalardan kaynaklanan Ege’deki adaların silahsızlandırılmasıdır. Yani yapılan anlaşmalara aykırı olarak baktığımızda Ege adaları silahlandırılmıştır. Bu Türkiye açısından asla kabul edilemez. Bunun için ne gerekiyorsa yapılacaktır. Şu anda da zaten bu çerçevede hukuki girişim için yasal anlamda çalışmalar fiilen başlamıştır.”

Girit ile ilgili de konuşacakları çok konu olduğunu belirten Oktay, “Girit, Müslüman halkın yok edildiği soykırıma uğratıldığı bir yerdir. Girit birçok illegal oyunlarla Yunanistan’a ilhak girişimlerinin olduğu yerdir” dedi.

Oktay Milliyet’in sorularını şöyle yanıtladı:

AKDENİZ’DE OYUNLAR OYNANIYOR, ŞU ANDA TABLO NEDİR?

Bir Kıbrıs boyutunda bir de Doğu Akdeniz genelinde oynanmaya çalışılan bir oyun var. Türkiye bugün bölgesel bir güç haline geldi. Dolayısıyla Akdeniz’de bize ne oyun oynamaya çalışırlarsa çalışsınlar tutmayacağı aşikâr. Oynanan oyunun özeti bu harita (haritada anlatıyor). Düşünün Mersin’den yola çıktınız Akdeniz’den direk geçme şansınız yok. Hatay, Suriye’den dolanıp öyle gideceksiniz. Lübnan’dan Mısır’dan İsrail’den açık denizlere çıkacaksınız, yapabilirseniz. Türkiye’nin böyle bir şeye evet demesi mümkün mü? Diğer tarafa baktığınız zaman da zaten 100 yıldır oynanan başka bir oyun var. Şöyle Ege adalarına baktığınız zaman neler yaptıklarını çok net görüyorsunuz. Sonrasında da Yunanlılar aracılığıyla oynanmaya çalışılan ikinci bir oyunu yıllarca Türkiye görüyor ve mücadelesini veriyor.

Bütün bunlar gösteriyor ki hem Akdeniz’de hem Ege’de Türkiye’yi bir ana karaya hapsetme, Doğu Akdeniz’den dışlama projesini görüyoruz. Girit ve Kıbrıs oyunları da aynı. Ege adalarına ve Kıbrıs’a baktığınızda doğal bir sürecin olmadığını çok net görüyorsunuz. Kuşatma harekâtı olarak görüyorsunuz. Girit’teki Müslüman Türk varlığının yok edilmesi. Soykırımı görmek istiyorlarsa Girit’e baksınlar. Soykırımı görmek istiyorlarsa 1960 ve sonrasındaki Kıbrıs’a baksınlar.

Türkiye bu oyunu gördü, bugünlerde Türkiye’nin yaptığı, Cumhurbaşkanımızın liderliğinde zaten olmayan bu haritanın yırtılıp atılmasıdır. Libya ile imzaladığımız anlaşma ile bu haritanın fiilen yırtılıp atılmasıdır. Bir hat çizmemizi sağlayan bir olay sadece Türkiye ve Libya ile ilgili de değil onun doğusunda da Rum kesimi üzerinden oynanmaya çalışılan enerji politikaları üzerinden oynanmaya çalışılan diğer bazı ülkelerin de iştirak ettiği oyunların tamamının bozulması anlamına geliyor.

LİBYA’DA SONUÇ ALABİLİRLER Mİ BU İTTİFAKLAR?

Türkiye’nin olmadığı bir senaryonun uygulamaya dönüşmesi mümkün değil. Bir darbeci ve diktatörle ile sonuç almaya çalışıyorlar. Meşru hükümet karşısında bir diktatörü desteklediler. Onun aracılığıyla Libya’da özellikle bizim yaptığımız anlaşmadan sonra bu anlaşmanın iptali anlamına gelecek kafalarınca bir şeyi uygulayabileceklerini düşündüler.

Türkiye buna müsaade etmedi, etmeyecek de zaten. Fransa akla hayale gelmeyecek oyunlar peşinde, Yunanistan ve Rumların oyuncağı olmuş durumda. Mısır başka ülkelerin oyuncağı olmuş durumda. BAE’nin Rusya’nın oyuncağı olmuş durumdalar. Fransa coğrafyası olarak nerede olduğunu da bilmeyen bir ülke konumunda şu anda. AB’nin de kafasını karıştırmıştır Fransa. Bir NATO müttefiki olan bir ülkenin hemen sınırlarının karşısındaki oluşumu göremeyecek kadar Türkiye korkusu gözlerini kör etmiştir Macron’un ve Fransa’nın.

Yani bir an önce kendilerine gelmesi AB’nin de çıkarınadır. Dolayısıyla Türkiye orada olacaktır, 500 yıldır yaşamışlığımız ortak değerlerimiz var. Ayrıca meşru hükümetin daveti var. Türkiye elindeki yetkileri gerektiği zaman tereddüt etmeden kullanır.

ŞİMDİ DE ERMENİSTAN GELİŞMELERİ VAR, FARKLI NOKTALARDA FARKLI SORUNLAR MI ÇIKARILIYOR?

Yapsınlar. Biz her olayı kendi çerçevesi içinde yönetmeyi çok iyi öğrendik. Birden fazla olayın olması bizim dikkatimizi dağıtmaz artık. Bunu dünyanın anlaması gerekiyor. Bu bizi etkilemiyor. Her olayı kendi çerçevesinde hallederiz. Dikkatimizi dağıtmaz. Öyle bir beklentileri varsa boşa bekliyorlar. Türkiye buradan da kazançlı çıkar. Oyun kurmaya çalışanlar kendi oyunlarının altında kalır. Terörü destekleyerek ihya olan dünyada hiçbir devlet görülmemiştir. Er veya geç terör tekrar döner onu VURUR.

TÜRKİYE’YE YÖNELİK PLANI OLANLARA NE ÇAĞRIDA BULUNURSUNUZ?

Türkiye’yi ana karaya hapsetmek isteyenlere karşı onların planlarını yırtarak meydan okuduk. Meydan okurken şunu ifade ediyoruz; Türkiye bölgede barış ve refah seviyesinin artırılmasını istiyor. Dolayısıyla Doğu Akdeniz savaş alanı değildir. Doğu Akdeniz birlikte hareket edildiğinde refahın artırılabileceği, ortaya çıkacak zenginliklerin paylaşılabileceği ve bölge halkının gelişebileceği bir fırsat alanıdır. Türkiye bunu anlatıyor. Bırakın ayak oyunlarını, buyurun Türkiye’nin masaya oturmayacağı hiçbir ülke olamaz. Otururuz, konuşuruz. Kazan-kazan ilişkisi. Türkiye bu duruşunu bütün dünyaya ilan ediyor. AB’ye de ABD’ye de Rusya’ya da bölge ülkelerine de bunu net ifade ediyoruz.

TÜRKİYE’NİN KIRMIZI ÇİZGİLERİ NELERDİR?

Türkiye bir ana karaya hapsedilemeyecek kadar büyüktür. Türkiye nefesi kesilemeyecek kadar büyüktür, geniştir. Biri onu denemeye kalkarsa kendi nefesi kesilir. Kendisi nefes alamaz hale gelir. Dolayısıyla Akdeniz bizim mavi vatanımızdır, mavi vatanımızda bizim kırmızı çizgimizdir. Kırmızı çizgilere baktığımızda Kıbrıs vardır. Özellikle Kıbrıs Türk toplumunun olduğu siyasi ve egemen eşitlik temeline dayanmayan hiçbir çözümün ve aynı şekilde doğal zenginlikler olarak kabul edebileceğiniz olası keşfedilen zenginliklerin adil paylaşımı bizim orada kırmızı çizgimizdir. Ve Türkiye KKTC üzerinden orayla yapmış olduğu anlaşmalar çerçevesinden elde ettiği hakları sonuna kadar kullanması kırmızı çizgimizdir.

Bir diğer kırmızı çizgimizde Libya ile yaptığımız münhasır ekonomik bölgeye dair anlaşma. Ve orada oluşturduğumuz hat kırmızı çizgimizdir. Onun ihlaline de asla ve asla müsaade etmeyiz.

Yine o bölgede başka bir kırmızı çizgimiz olacaktır. Ve bununla ilgili girişimler başlamıştır. O da 100 yıl önceki anlaşmalardan kaynaklanan Ege’deki adaların silahsızlandırılmasıdır. Yani yapılan anlaşmalara aykırı olarak baktığımızda Ege adaları silahlandırılmıştır. Bu Türkiye açısından asla kabul edilemez. Bunun için ne gerekiyorsa yapılacaktır. Şu anda da zaten bu çerçevede hukuki girişim için yasal anlamda çalışmalar fiilen başlamıştır.

Girit Müslüman halkın yok edildiği soykırıma uğratıldığı bir yerdir. Orası da baktığınız zaman birçok illegal oyunlarla Yunanistan’a ilhak girişimlerinin olduğu yerdir. Dolayısıyla orada da konuşacağımız konular vardır.