Uruguay, Brezilya, Ekvator, Kolombiya, Panama ve Venezuela'ya resmi ziyaretlerde bulunmak için Latin Amerika gezisine çıkan Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Posta gazetesinden Murat Çelik'e özel röportaj verdi. Rusya- Ukrayna Savaşı'ndan F-16'lara, Yunanistan'la ilişkilerden Mescid-i Aksa olaylarına kadar birçok konuya açıklık getirdi.

Bakan Çavuşoğlu, Putin-Zelenski görüşmesiyle ilgili olarak, "Böyle durumlarda, savaşlarda propaganda maksatlı dezenformasyon olabiliyor. İki taraf da diğerini yalanlayabiliyor. Bu da süreci olumsuz etkiliyor. Hassas konuları müzakere ediyorlar ve kamuoyuna mesaj vermek ihtiyacı duydukları için birbirlerinin hoşlanmadıkları açıklamaları yapabiliyorlar. Geldiğimiz noktada, ortada müzakere ettikleri kapsamlı bir metin var. Onun dışında liderler arasında bir 'arka kapı diplomasisi' işliyor. O süreçte de bir ortak deklarasyon taslağı olduğunu görüyoruz. İşi sadeleştirmeye çalışıyorlar. Hassas konular üzerinde mutabakat sağlamak zor oluyor, zaman alıyor çünkü savaş devam ediyor. Daha çok tarafsızlık ve güvenlik garantileri üzerine odaklandıklarını görüyoruz." diye konuştu.

Bakan Çavuşoğlu, "Savaş en çok Mariupol ve Donbas bölgelerinde yoğun yaşanıyor. Mariupol'ün büyük oranda Rusların eline geçtiğini görüyoruz ama belli bölgelerde hâlâ Ukrayna askerleri var. Rusya burada yabancı savaşçılar olduğunu söylüyor, Ukrayna reddediyor. Bu askerlerin güvenli şekilde buradan çıkartılması da şu an müzakere edilen konulardan biri. Diğer taraftan, uluslararası toplumun ilgisini görüyorsunuz. Güvenlik garantileri konusunda hiç kimse NATO'nun 5'inci maddesi benzeri bir güvenlik garantisine yanaşmayınca, alternatif ne olabilir diye çalışma sürdürüyoruz. Şimdi Çin dahil P-5 ülkeleriyle (BM Güvenlik Konseyi daimi üyeleri) bunu konuşuyoruz. Güvenlik konseyinde veto hakkı gibi tartışmalı konular var. Kamuoyuna yapılan açıklamalar ve geniş metindeki farklılıklara rağmen en azından daha sadeleştirilmiş bir deklarasyon konusunda anlaşma imkânı var. Ama ne zaman olacağı belli değil. Arka kapı diplomasisi dediğimiz mekanizma işliyor." dedi.

Bakan Çavuşoğlu sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu saatten sonra atılması gereken adım o. Son noktayı koyacak olan liderler. Doğrudan açıklama mı yaparlar, yoksa belgeyi liderler huzurunda dışişleri bakanları mı imzalar, önce paraf sonra liderler mi imzalar? Bunlar kendi aralarında konuşmalarında gündeme gelen seçenekler. Son noktayı liderlerin koyması lâzım. Bir anlaşma istiyorlarsa bu kaçınılmaz. Prensip olarak her iki taraf da bir araya gelmeyi kabul ediyor ama bu ne zaman olacak? Bir mutabakata varırlarsa veya liderlerin son noktayı koyacağı bir şekilde yakınlaşma olursa bu her an gerçekleşebilir çünkü liderlerin "Tamam hadi" demesine bağlı bu iş. Biz Türkiye'ye davet ettik. Her iki taraf da Türkiye'ye gelme konusunda hem fikirdi. Şu anda Türkiye'den başka ülkeler de var ısrarla "Bizde olsun" diyen ama sonuçta her iki ülkede Türkiye'ye gelmek istiyor.

Biz şu anda brainstorming (beyin fırtınası) yapıyoruz ama bizim kafamızda da değişik alternatifler var. Hem Ukrayna ile hem P-5 ülkeleri ile müzakere ediyoruz. Bizim de fikirlerimiz var ama dayatmıyoruz. Diğer ülkelerin de kabul etmesi lâzım ama P-5 dışında önce Almanya'yı da zikretmişti Ukrayna. Gördüğüm kadarıyla Rusya Türkiye'nin garantörlüğüne itiraz etmiyor. Kosova modeli, Avusturya modeli gibi modeller konuşuluyor ama bizim düşündüğümüz modeller değil. Ukrayna'nın ne istediği belli.

Bakan Çavuşoğlu, "Ukrayna, mesela hava sahası konusunda Türkiye'ye sitem ediyor mu?" sorusuna ise, "Hava sahasıyla ilgili Montrö'den kaynaklanan hukuki sorumluluklarımızın olduğunu söyleyince bir daha tekrar etmediler. Şirketlere yönelik bazen sitem ediyorlar ama Türkiye'ye yönelik genel anlamda "Siz niye katılmıyorsunuz" diye bir sitem olmadı. Ayrıca Rusya'nın askeri uçaklarına, hatta Suriye'ye giden sivil uçaklarına hava sahasını kapattık. Üç ay - üç ay izin veriyorduk. Nisan'a kadar izinleri vardı. Mart'ta rica ettik. Ben Lavrov'a, Cumhurbaşkanımız da Putin'e söyledik. Putin talimat verdi. "Artık uçmayacağız" dediler ve uçuşlar durdu. Yani aslına biz hem Montrö hem diğer konularda sureci diyalog yoluyla yürütüyoruz. Mesele Boğazlar'dan gemilerin geçmemesi. Dört gemi vardı, Rusya'nın daha savaştan önce izin talebinde bulunduğu. Savaştan 15 gün kadar önceydi. Belki planlamanın parçasıydı. Biz rica ettik, "Bu savaş" dedik, Montrö'yü anlattık. Sonra vazgeçtiler. Bizim de içinde olduğumuz, planlı NATO tatbikatı vardı. Müttefik gemilerin geçişi için de "İptal edelim, savaş ortamında kışkırtmayalım" dedik. Onlar da haklı buldular. Özetle, bir yandan böyle çalışırken, bir yandan da diyalog yoluyla bir çok şeyi kriz yaratmadan çözüyoruz."

Bakan Çavuşoğlu, F-16 konusunda da, "F-16'lar konusunda ABD yönetiminde kesinlikle yapıcı bir tutum var. Yaptırım dışında bu işi çözmek istiyorlar. Zaten yaptırımlara tabi değil biliyorsunuz. Ama genel anlamda savunma sanayiinde kısıtlamalar var ve kongrenin iznine bağlı tabii. Modernizasyon kitleri ve yeni F-16'ların satılması konusunda görüşmeler gayet iyi geçiyor. Buna itiraz eden, karşı çıkan kongre üyelerinin sayısı da çok fazla değil. S-400 konusunda da bir çözüm yolu bulma arzusundalar. "Bir çözüm yolu bulalım" diyorlar. Biz de zaten "Bulalım" diyoruz. Bu alınmış bir ürün sonuçta. Bundan sonra ne yapabileceğimizi görelim. Bu kapsamda yeni savunma sanayi sistemlerine, ilave sistemlere de ihtiyacımız var. Bizim taleplerimiz zaten orada. Onların bize teklifle gelmesini bekliyoruz. Bizi tatmin eden teklif ve garantilerle gelirlerse Patriot da alabileceğimizi söylemiştik. Bu doğrultuda biz şimdi ABD'nin yeni tekliflerle gelmesini bekliyoruz." ifadelerini kullandı.