Türkiye Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Ersoy ve Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli ile basın açıklaması yapan Soylu, yaklaşık 4 gündür Antalya'da olduklarını, dün akşam ve bu sabah Ersoy ve Pakdemirli'yle beraber karadan ve havadan bir defa daha değerlendirme yaptıklarını belirtti.

'Antalya Büyükşehir Belediye Başkanımız CHP'dendir'

CHP Genel Başkanı'ndan bir istirhamları olduğunu dile getiren Soylu, şunları paylaştı:

"Biz burada 'Şehirler belediyelerin görev alanındadır' diye bir şey bugüne kadar söylemedik. Manavgat Belediye Başkanımız, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanımız CHP'dendir. Biz beraber çalışıyoruz. Eksik sahada görmüyor muyum, baktığımızda 10-20 tane eksik görürüm. Ama eksiği söylersem, tweete yazar 'şu da eksikti, şu da şöyleydi' dersem doğru yapmış olur muyum? Bu bir sorumluluk mu? Bu sorumsuzluktur. Sayın Kılıçdaroğlu'ndan bir istirhamım daha var, eğer siz dönüp bizim ormanları sadece turizm alanı açmak ve rant için yaktığımızı söylerseniz sizin Antalya Belediyenize de diğer belediyelerinize de Muğla Belediyenize de şunu söylersiniz lider olarak, 'arkadaş biraz ağırdan alın'. Bu yanlış, eksik bir şeydir. Ki bu arkadaşlarım böyle bir şey yapmıyorlar. Onlar da canhıraş mücadele ortaya koyuyorlar görmüyor muyum? Hep beraber mücadele ediyoruz. Zaten sosyal medyada herkes elinden geleni ardına koymuyor."

'İşi olmayan insanlar dedikodu yapıyor'

Fethiye'de silahların çekildiğine dair paylaşımlara değinen Soylu, "Buradan vatandaşlarımıza söylemek istiyorum. Şu anda sosyal medyanın yüzde 90'ı tezvirat ve yalandır. Bütün bilgiler elimizde, emniyet, jandarma olarak. İşi olan insanlar yangını söndürmeye çalışıyorlar, işi olmayan insanlar da dedikodu yapıyorlar" dedi.

'Ormancıların sadece ciğerleri yanmıyor, bütün bedenleri yanıyor'

Soylu, devletin bütün kurumlarının, tüm yangınların bir an önce söndürülebilmesi ve normale dönebilmek için büyük bir çaba sarf ettiğini kaydederek, emek veren herkese teşekkür etti.

Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınında herkesin sağlık çalışanlarına moral verdiğini hatırlatan Soylu, "Şimdi de buranın önde gelen kahramanları var. Bu kahramanlar ormancılardır. Ateşin üzerine giden insanlar bunlar. Hepimizin ciğerleri yanıyor doğru ama bir de öteki tarafa geçelim. Bir ağaç büyütmek için çaba sarf eden ormancıların sadece ciğerleri yanmıyor, bütün bedenleri yanıyor. Lütfen biraz empati yapalım. Bir milletvekilinin sabah paylaşımını gördüm çok üzüldüm, 'Geldim bir tane ormancı göremedim'. Göremezsin tabii, ateşin ortasında ormancılar. Biz sabah 4.5'ta Fesleğen köyündeydik. Orman şefleri, arkadaşları bütün hepsi ateşin içindeydi, birisi eşiyle beraber gelmişti" ifadesini kullandı.

Bakan Soylu, dün 13 ormancının Antalya'da büyük tehlike atlattığını hatırlattı.

Yangınları söndürmede, ormancıların yetkin olduğunu kaydeden Soylu, şöyle devam etti:

"Bunun yıllardır eğitimini alan ormancılar ve profesyoneller. Biz onlara sadece lojistik sağlamak ve yangın söndürüldükten sonra orada yaşayan vatandaşlarımızın hayatını kolaylaştırmak, iyileştirme ve yenileştirme çalışmalarını yapmakla mükellefiz. Bu işin profesyonelleri onlar ve bu konuda da yetkinler. Kusura bakmasınlar, iki tane selfie çekmekle yangın söndürülmüyor. Siyasi parti gözetmeksizin, ideoloji ve düşünce gözetmeksizin söylüyorum. Hem ormancılarımızın, kahramanlarımızın morallerini yükseltmek, onlarla birlikte olabilmek hem onlara destek ve gayret verebilmek, millet olarak sağduyu görevimizdir, hem de vatandaşlık görevimizdir."

Bakan Soylu, rüzgarın da dezavantaj oluşturduğuna dikkati çekerek, şunları kaydetti:

"Bütün bu mücadeleyi biraz daha sürdürmekle yükümlü olduğumuzu, önümüzde böyle bir dönem olduğunu görüyoruz. Bunu sağlarken de yok şöyleydi, yok böyleydi deyip burada siyaseten hükümeti, devletimizi, milletimizi zora sokacak, moralini bozacak bir anlayış içerisinde olmanın doğru olmadığının bir kez daha altını çiziyorum. Sonra Sayın Genel Başkan 'hadsizler' diyorsunuz. Neyin hadsizliği var burada? Herkes elinden geleni yapıyor. Öyle bir şey kabul edilebilir bir şey değil. Sosyal medyada bu işi körüklemeye çalışan yurt dışından, yurt içinden, Amerika'dan, Avrupa'dan birçok yeni açılmış sosyal medya hesabı var. Birçok yalanı ve tezviratı milletimizin kafasını bulandırmak için, endişe, korku, öfke nefret yaratmak için ortaya koyuyorlar. Biz bunun gereğini yapıyoruz. Yüzlerce hesabı, yüzlerce sahibini tespit ettik. Bunların bir kısmı yurt dışında, bir kısmı da yurt içinde. Bilmenizi isterim, milletimizi korkuya, endişeye bu dönemde sevk edene, kanun gereğini yerine getirecektir. Arkadaşlarımız tek tek tespit ediyorlar."

'Her şeyi nefret söylemine getirmek için çaba söz konusu'

Soylu yol kesip kimlik soranların olduğu yönündeki paylaşımlara da değinerek, "Bir iki münferit olay olmuş olabilir. Vatandaşlarımızı köylülerimizi biz de gördük dün akşam. 'Ne yapıyorsunuz kardeşim burada?' dedik. 'Bakanım, biz araçlar geliyor, onlara yol tarif ediyoruz. Su vidanjörleri, tankerleri geliyor onları yönlendiriyoruz. Ayrıca acaba yangın çıkar bizden bir şey ister mi diye bekleşiyoruz'. Her şeyi bir nefret söylemine, karşılıklı bir kaos haline getirmek için bir çaba söz konusudur. Bir iki tane münferit olay olmuş olabilir. Orada da kolluk güçlerimize gerekli olanı söyledik" dedi.

Muğla'da da Antalya'da da canhıraş çalışıldığını vurgulayan Soylu, "Yerleşim yerlerine girmeden, çoğu yangın başarıyla durdurulmuştur. Bakın bu çok önemli bir şeydir. Bu bir başarıdır" diye konuştu.

Tedbiren 8 yerleşim yerinin tamamen boşaltıldığını aktaran Soylu, "Allah'a şükür can kaybı söz konusu değil. Elbette ki börtü böcekten hayvanlarımıza kadar bir çok kaybımız oldu. Bunu da atlamamak, geçmemek lazım. Hatıralarımız kayboldu, ama insan canı şu ana kadar kaybolmuş değildir. 5 yerleşim yeri de kısmen boşaltılmıştır. Toplam 13 yerleşim yeri boşaltılmıştır. 70'in üzerinde konut, bina şu anda kullanılmaz haldedir. Yanmıştır" ifadesini kullandı.

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ekiplerinin hasar tespit çalışmalarını sürdürdüğünü belirten Soylu, şöyle devam etti:

"Biz, vatandaşımızın yanındayız. Sadece bugün yangınla mücadelede yanında değiliz, bu iş derlenip toplanana kadar, vatandaşımızın hasarları giderilene kadar, bu ne kadar süreyse, belki yeşiliyle hatıralarıyla o eski haline hemen ulaşamayacaktır ama onun orada yaşamasını temin eden bütün imkanlar ortaya konulana kadar biz vatandaşımızın yanındayız. Tüm imkanlarımızla, madden ve manen. Tüm ödemelerimizi yapıyoruz. Kızılay'ımız bir taraftan, diğer sivil toplum kurumlarımız bir taraftan, AFAD'ımız, koordinasyon bir taraftan devam etmektedir. Burada bizim moralimiz bozulmuyor. Bizim endişemiz şudur, biz bunlara alışığız, vatandaşımızın morali bozulacak, vatandaşımız kendisini endişeye sevk edecek diye üzülüyoruz. Bu konuda lütfen tekrar istirham ediyoruz. Sosyal medyayla ilgili son bir şey söylemek istiyorum. Bir kamplaştırma oluşturmak istiyorlar. Lütfen bu nefret dilinden, bu öfke dilinden uzak duralım."