TC Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İzmir'de Menemen-Aliağa-Çandarlı otoyolu açılışında konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasının satır başları şöyle;

Menemen-Aliağa-Çandarlı Otoyolu'nun ülkemize şehrimize ve tüm insanlığa hayırlı olmasını diliyorum. Türkiye'nin üçüncü büyük şehri olan İzmir aynı zamanda en önemli ticaret merkezlerimizden biri konumundadır.

Bu otoyolunun Çiğli, Harmandalı, Koyundere bölümlerini peyderpey hizmete açmıştık. Bugün Koyundere, Aliağa Çandarlı kısmını da hizmete açacağız.

Bu bölgede kuzey güney istikametinde çıkan yoğunluk ister istemez şehir içi trafiğin de sıkışmasına neden oluyordu. Şehir içi trafiği de rahatlatıyoruz. Toplam yatırım bedeli 455 milyon euro olan projemiz yol kısmı yanında 14 köprülü kavşağı, bir tüneli, 38 köprüsü ve 8 viyadüğü ile gerçekten İzmir'e yakışır bir eser oldu. İzmir'den yola çıkan bir araç en fazla 40 dakika içerisinde Çandarlı'ya ulaşabilecek. 

Bu otoyolunun Çiğli, Harmandalı, Koyundere bölümlerini peyderpey hizmete açmıştık. Bugün Koyundere, Aliağa Çandarlı kısmını da hizmete açacağız.

İzmir'in turizm potansiyeli bu projeyle çok daha üst seviyeye çıkacak.

Zamandan, vakitten ve yakıttan sağladığı tasarrufla her ulaşım projesi gibi bu otoyolun ülkemize çok katkısı olacak.

Bu otoyolun sadece iş gücü ve akaryakıt olarak ülkemize katkısı 255 milyon lira olarak hesaplanıyor. Bu otoyolun İzmir'imize ve ülkemize kazandırılmasında emeği geçen herkesi şahsım milletim adına tebrik ediyorum. İzmir'e bu güzel hizmeti kazandırdığımız günde bu şehrin milletvekillerinin tamamını aramızda görmek isterdik. Ayrıca sayın Kılıçdaroğlu'na da bu çağrıyı yapmıştık. Aramızda yok, fakat biz İzmir'in faydasına olan her konuda yanlarında olmaya ehemmiyet veriyoruz.

Türkiye'nin diğer 80 vilayeti gibi son 17 yılda yaptığımız 17 katrilyon lira yatırımla İzmir'in de çehresini değiştirdik. İzmir'e 2 millet bahçesi kazandırıyoruz. İhtiyaç sahibi vatandaşlarımıza bugüne kadar 6 katrilyon lira tutarında sosyal yardım yaptık. Şehrimizde 35'i hastaneden oluşan toplam 110 sağlık tesisini tamamlayıp hizmete sunduk. Kentsel dönüşüm kapsamında 228 milyon lira kira yardımı sağladık. 

İstanbul yolculuğunu 3,5 saate, Bursa'yı 1 saate, Eskişehir'i 2-2,5 saate düşürdük.

Tarımda İzmir'e son 17 yılda 4,5 milyar lira hibe desteği verdik. Kırsal kalkınma destekleri kapsamında toplam 23 milyon liralık hibe ödemesi gerçekleştirdik. Organize Sera Bölgesi ile toplam 1 milyar liralık yatırım yapıyoruz. 46 tarım kooperatif marketini hizmete açacağız.

Türkiye'nin terörden ekonomiye kadar geniş bir alanda verdiği mücadele yeni bir istiklal mücadelesidir. Artık kimse karşınıza dikilip sizinle alenen savaşmıyor. Sinsi yöntemle sürdürülen kuralsız bir savaşla karşı karşıyayız.

Milletimiz hamdolsun bu durumun farkında ve tüm gücüyle yanımızda. Türkiye Suriye'de Libya'da, Akdeniz'de kritik bir mücadele verirken bir anda içeride dayanağı olmayan tartışmalar başlatılıyor.

Bu tartışmaların amacı ülkemizin demokratik, ekonomik ve güvenlik konularına katkıda bulunmak için değildir. Bu oyunlara gelmeyeceğiz. Boş tartışmalarla geçirecek tek bir anımız bile yoktur. Ortaya atılan iftiralara gereken cevabı verirken asıl işimize de dört elle sarılacağız. İzmir'deki şu güzel manzaranın bize verdiği mutluluğu hiçbir polemiğe değişmeyiz. 

Varsa icraat konusunda bizimle yarışacak birileri çıksın hodri meydan diyoruz, biz bunlara meydanı boş bırakmayacağız. Ama ömrü boyunca ortaya tek bir eser bile koyamadıkları halde yalanla, iftirayla varlık gösterenlere de meydanı boş bırakmayacağız. Hem onların ağızlarının payını vereceğiz hem de yatırımlarımıza son sürat devam edeceğiz. Türkiye'nin Suriye ve Libya politikaları ne bir maceradır ne de keyfekeder bir iştir. Ülke ve millet olarak yeni bir istiklal mücadelesi veriyoruz. Gerekirse tek başımıza adımlar atarak ülkemizi doğru hedeflerine götürmeye çalışıyoruz. Yürüttüğümüz mücadelelerde hem siyasi diplomatik hem de askeri gücümüzü en üst düzeyde kullanıyoruz. Masada ve sahada olayların gidişhatını değiştirebilmek için tüm imkanlarımızı seferber ediyoruz. Şöyle bir geriye dönüp baktığımızda bugün sıkıntı yaşadığımız yerlerin geçmişte gerektiği gibi dik durulmadığından kaynaklandığını görüyoruz.

Şu gerçeği aklımızdan çıkarmayacağız, hatırlayın bay Kemal ne dedi? dedi ki, "Doğu Akdeniz'de tüm ülkeler var ABD, Fransa, İngiltere var" saydı hepsi var. "Sadece Türkiye yok" dedi. Zaten her zaman böyle konuşmuyor mu? Sadece Türkiye yok dedi, biz orada sondaj gemilerimizle vardık, sismik araştırma gemilerimizle vardık bay Kemal sen bunları söylediğin zaman iki sondaj gemimiz vardı şimdi üçüncüyü de aldık haberin olsun. İki de sismik araştırma gemimiz var. Bay Kemal şunu da bil; biz Doğu Akdeniz'de sadece bu sondaj, sismik araştırma gemilerimizle değil onların yanında fırkateynlerimizle de varız uçaklarımızla da varız hepsiyle birlikte oradayız. Biz beş yüz yıl önce oradaydık bugün de oradayız. Biz Libya'nın meşru Başbakanı ile masaya oturduk imzaları attık. Deniz hukukundan anlamayan uluslararası hukuktan anlamayan akıl hocaları olmayan bunların durumu bu.

Dün bir taraftan akşam sayın Putin ile görüştük, gündüz Macron ve Merkel ile görüşmeler yaptık. Tüm değerlendirmelerden sonra yol haritamızı belirledik. Hem bunlarla uğraşacağız masada olduğumuzu duyuracağız.

Bugün Suriye, Libya, Akdeniz ve genel olarak bölgemizde vermekten kaçındığımız her mücadele, yarın bize daha ağır bir faturayla geri döner.

Önümüzdeki sorun alanlarının hiçbirinde geri adım atmadan başlattığımız çalışmaları mutlaka sürdürecek ve inşallah hedefe ulaşacağız.