Yunan ve Rum yönetiminin tehditlerine pabuç bırakmayan Türkiye, Rum Yönetimi'nin engelleme çabalarına karşın Kıbrıs açıklarında çifte gemiyle bugün bayrak göstermeye hazırlanıyor.

Rum yönetiminin tek yanlı Doğu Akdeniz’de sondaj arama çalışmalarına karşı Türkiye’nin de, Fatih’ten sonra üstün teknolojiye sahip çevre dostu Yavuz sondaj arama gemisini Doğu Akdeniz’e gönderme kararı alması Yunanistan ve Rum yönetimini panikletti.

Doğu Akdeniz’de zengin doğal gaz rezervlerinin tespit edilmesi, bölge ülkeleri arasında kartlarının yeniden dağıtılmasına yol açarken; Türkiye’nin Fatih’ten sonra ikinci sondaj gemisi Yavuz’u da yarın bölgeye gönderecek olması Yunanistan ve Rum kesiminde büyük paniğe yol açtı. Yunan ve Rum liderleri, AB ülke liderleri ile ABD’yi, Türkiye’nin Doğu Akdeniz’de enerji kaynaklarına yönelik arama ve sondaj faaliyetlerini önlemesi için yoğun baskı politikaları uygulamaya başladılar.

Libya ve Lübnan’ın içinde bulunduğu durumdan faydalanan Yunanistan ve Rum kesimi, enerji yataklarını sahip olmak için sınırlarını yenide çizme planlarını uygularken, bir yandan da yanına Türkiye karşıtlığı ile bilinen İsrail ve Mısır’ı yanına alarak Doğu Akdeniz’de yeni enerji anlaşmalarını hayata geçirerek, sondaj arama çalışmalarını sürdürüyor. Diğer yandan da Rum kesimi, Doğu Akdeniz’de Türkiye’nin arama çalışmalarını engellemek için de, sondaj arama gemilerinin kaptanlarını tutuklamakla tehdit ediyor.

Yunan ve Rum yönetiminin tehditlerine pabuç bırakmayan Türkiye, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin (GKRY) engelleme çabalarına karşın Kıbrıs açıklarında çifte gemiyle bugün bayrak göstermeye hazırlanıyor.

Bu kapsamda Türkiye’nin ikinci derin deniz sondaj gemisi Yavuz da bugün yola çıkarak Fatih gemisiyle birlikte sondaj faaliyetlerini sürdürecek.

ULUSLARARASI HUKUKA UYGUN

G20 Enerji ve Çevre Bakanları Toplantısı’na katılmak üzere geldiği Japonya’nın Nagano kentinde Doğu Akdeniz’de yaşananlara ilişkin değerlendirmelerde bulunan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez de, Uluslararası hukuka uygun olarak tüm işlemlerin devam ettirildiğini ve bundan sonra da kararlılıkla bunun sürdürüleceğine dikkati çekerek “İkinci sondaj gemimiz Yavuz’u da perşembe günü uğurlayacağız. Şu anda tersanedeki bakım ve upgrade çalışmaları devam ediyor. Perşembe günü uğurlayacağız. Temmuz başı gibi KKTC’den almış olduğumuz ruhsat sahası üzerinde ilk sondajına başlamış olacak” ifadelerini kullandı.

önmez, bu lokasyonların tespit edilirken yoğun ve detaylı çalışmalar yapıldığına dikkati çekerek, şöyle konuştu:

“Uzmanlar değerlendiriyor, yerine göre dışarıdan destek, servis almak suretiyle yapılan çalışmaların teyidi ve doğruluğu sağlanmış oluyor, ondan sonra lokasyona karar verilmiş oluyor. Son derece teknolojik bir operasyon. Bu iki gemimizde zaten dünyada bu çapta bu özellikteki 15-16 gemiden birisi.”

Operasyonları büyük oranda yerli personelle yaptıklarına ve yerlileşme oranının gittikçe arttığına da işaret eden Dönmez, “Hem Yavuz’la hem Fatih’le gerek Akdeniz’de gerekse Karadeniz’de bu sondajlarımıza devam edeceğiz” dedi.

YAVUZ GEMİSİNİN ÖZELLİKLERİ

Türkiye’nin ikinci sondaj gemisi Yavuz, en önemli özelliği, 6’ncı jenerasyon üstün teknoloji özelliklerine sahip olması. Gemi 12 bin 200 metre derinliğe kadar inip sondaj – arama yapabiliyor.

Yavuz gemisinin uzunluğu 229,22 metre ve genişliği de 36 metre. 51,283 grostonluk Yavuz’un yüksüz ağırlığı ise 38 bnin ton. Azami 9,2 knot hız yapabilen Yavuz gemisi, bugüne kadar 7,2 knot ortalama hız kaydetti.

 GERGİNLİĞİN SEBEPLERİ NELER?

Son dönemde giderek artan gerginliğin geçmişi, 2000’li yılların başına, yani Doğu Akdeniz’de zengin doğal gaz kaynaklarının yer aldığına ilişkin bilimsel öngörülerin ortaya çıkmaya başladığı döneme dayanıyor.

Kıbrıs Cumhuriyeti, 2002’den itibaren Doğu Akdeniz’de başta Mısır olmak üzere diğer kıyıdaş ülkeler Lübnan, Suriye ve İsrail ile Münhasır Ekonomik Bölge (MEB) anlaşmaları yapmaya başladı.

Türkiye ise bu anlaşmaların Kıbrıs Türkleri ve Türkiye’nin haklarını çiğnediği gerekçesiyle konuyu BM’ye taşıdı ve kendi münhasır ekonomik bölge haritalarını BM nezdinde onaylattı.

Türkiye’nin BM nezdinde itirazlarına rağmen Kıbrıs, 2007’nin başında 13 adet arama sahası ilan etti ve büyük petrol şirketlerine ruhsat verme aşamasına geçti. Buna karşılık olarak Türkiye, Doğu Akdeniz’de kendi ekonomik bölgesinde Kuzey Kıbrıs’ta adanın kuzeyi ve doğusunda belirlediği bölgelerde TPAO’ya arama ruhsatları verdi.

Kıbrıs’ın 13 parselinden 1, 4, 5, 6 ve 7 no’lu parsellerin bir bölümü, Türkiye’nin TPAO’ya ruhsat verdiği bloklarla kesişiyor. 3 no’lu parsel ise Kuzey Kıbrıs’ın TPAO’ya verdiği ayrıcalıklı alan ile çakışıyor.

BÖLGEDEKİ ENERJİ KAYNAKLARI

Son 10 yılda yapılan sondajlar sonunda İsrail, Tamar yatağında 320 milyar metreküp, Leviathan’da 600 milyar metreküp, Kıbrıs ise Afrodit’te 130 milyar metreküp, Kalipso’da ise 200 milyar metreküp civarında doğal gaz bulduğunu ilan etti. Bölgenin en büyük doğal gaz kaynağı 800 milyar metreküplük rezerviyle Mısır’ın Zohr bölgesi oldu. Ancak bulunan doğal gaz miktarının küresel ölçekte çok az olması, bulunan kaynaklarının nasıl işletilip, pazarlanacağı konusunda soru işaretlerine yol açıyor.

Kıbrıs’ın bir LNG terminali inşa etme maliyetinin 5 milyar Euro olacağı, Kıbrıs-Yunanistan-İtalya doğalgaz hattının da 6 milyar Euro gibi bir maliyetle yapılacağı hesap ediliyor.

Türkiye üzerinden bir doğal gaz hattının da siyasi nedenlerle yapılamayacağı hesap edildiğinde İsrail ve Kıbrıs açısından en uygun formülün Mısır’ın mevcut LNG ihraç terminallerini kullanması olacağı öngörülüyor.