TC Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Yunanistan ziyaretini değerlendiren uzmanlar, 65 yıl aradan sonra bu düzeyde bir ilk olması nedeniyle ziyaretin içeriğinden bağımsız bir öneme sahip olduğunu vurguladı.

Uzmanlar, iki ülke arasındaki sorunların görüşülerek çözülmesi yönündeki iradenin ortaya konduğu ziyaretin, Türkiye-Yunanistan ilişkilerinin daha da iyileştirilmesi açısından son derece önemli bir gösterge olduğunun altını çizdi.

Erdoğan, Yunan mevkidaşı Prokopis Pavlopoulos'un davetine icabetle Yunanistan'a gidiyor. Ziyarette ikili ilişkiler ve bölgesel konular ele alınacak. Ziyaretin önemini Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, "İki ülke arasındaki ilişkileri daha iyi bir seviyeye taşıyacak.", Başbakan Yardımcısı Hakan Çavuşoğlu da "Bundan önce yapılan ziyaretlerin tamamlayıcısı mahiyetinde. Yunanistan ile ekonomik ve turizm alanındaki bakir alanları geliştirmek için ikili iş birlikleri ve görüşmeler çok önemli." sözleriyle değerlendirdi.

"YAKINLAŞMA İÇİN ÖNEMLİ BİR ADIM"

Antalya Bilim Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tarık Oğuzlu, AA muhabirine konuya ilişkin yaptığı değerlendirmede, Türkiye'nin Avrupa Birliği (AB) ile ilişkilerinde son zamanlarda gerginlikler yaşandığını hatırlattı. Türkiye'nin AB'den uzaklaştığına dair son derece güçlü sinyaller olduğuna dikkati çeken Oğuzlu, "Türkiye, özellikle de ABD ile ilişkiler biraz kötüleşmişken tekrardan bir AB atağına geçmeye başladı. Yunanistan ile yakınlaşmanın AB ile ilişkileri düzeltmenin önemli adımlardan birisi olduğunu düşünüyorum." diye konuştu.

Ziyaretin, Binali Yıldırım'ın başbakan olmasından bu yana zikredilen "düşmanlarımızın sayısını azaltalım, dostlarımızı artıralım" felsefesinin bir yansıması şeklinde düşünülebileceğini dile getiren Oğuzlu, ikili ilişkilerde devam eden meselelere dair çok önemli sonuçlar beklemediğini ifade etti. 

Oğuzlu, "1990'lı yılların sonundan günümüze inkişafi görüşmeler hala sürüyor. Kıbrıs sorunu hala sürüncemede. Ne Kıbrıs sorunu ya da Ege sorununa ilişkin ciddi bir çözüm önerisinin tartışılacağını ne de yeni bir alternatifin ortaya konacağını düşünüyorum. Sadece bunun Türkiye'nin AB'ye tekrar yakınlaşma süreci adına atılmış önemli bir adım olduğunu düşünüyorum." değerlendirmesinde bulundu.

"ANLAŞMAZLIK KONULARI GÜNDEME GELSE DAHİ FAYDALI"

Eski AB Bakanı Prof. Dr. Beril Dedeoğlu da "Çok uzun bir dönem sonrası ilk kez böyle bir ziyaret olması açısından içeriğinden bağımsız bir önemi var. Türkiye-Yunanistan ilişkilerinin daha da iyileştirilmesi açısından son derece önemli bir gösterge. İki ülke arasındaki sorunların görüşülerek çözülmesi yönündeki iradeyi ortaya koyuyor." şeklinde konuştu.

Görüşmelerde muhtemelen sadece Gümülcine ya da azınlıklar meselelerinin ele alınmayacağının altını çizen Dedeoğlu, güvenlik meselelerinin barışçıl yollardan çözümü ve ekonomik ilişkilerin de masaya yatırılacağını vurguladı.

Görüşmelerin bir diğer ayağını da Kıbrıs ve AB meselesinin oluşturacağını kaydeden Dedeoğlu, Yunan tarafının Kıbrıs meselesinde görüşmelerin devamından yana olduklarını, Türkiye'nin tutumundan da memnun olduklarını açıklayacaklarını tahmin ettiğini söyledi. Dedeoğlu, "Bunun da Brüksel'e yansıması pozitif olur diye düşünüyorum. Dolayısıyla anlaşmazlık konuları gündeme gelse dahi böyle bir ziyaretin yapılmış olması bizatihi faydalı." dedi.

"EKONOMİK AMAÇLARA ODAKLANILACAK"

TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Birgül Demirtaş, ziyaretin, Türkiye'nin Balkanlar'daki komşularıyla ilişkilerini geliştirme stratejisinin bir parçası olarak düşünülebileceğine vurgu yaptı. Türkiye'nin Ortadoğu gibi diğer bazı komşu bölgelerde yaşadığı sorunların aksine Balkan ülkeleriyle ilişkilerini geliştirme çabalarını son dönemlerde devam ettirdiğini belirten Demirtaş, Erdoğan'ın geçen ay Sırbistan'a gerçekleştirdiği ziyaretin başarılı geçtiğini ve iki ülke ticaretinin artırılması konusunda anlaşma sağlandığını hatırlattı.

Demirtaş, Yunanistan ziyaretinin de benzer şekilde pragmatik ekonomik amaçlara odaklanacağının, iki ülke arasında ulaşımın ve ticaretin kolaylaştırılmasına yönelik anlaşmaların imzalanmasının beklendiğini söyledi. İki ülkenin yaşadığı ekonomik sorunlar nedeniyle dış ticaret hacminin geçen yıl düştüğünü anımsatan Demirtaş, Türkiye karar alıcılarının gelecek dönemde dış ticaretin artırılmasını amaçladığının altını çizdi.

İki komşu ülkenin mülteci krizinin yönetimi konusunda anahtar konumda olduğunu belirten Demirtaş, "Türkiye ve Yunanistan'ın aldığı tedbirler ve AB'yle iş birliği yapmaları birlik ülkelerine mülteci akınını engellemiştir. Görüşmelerde mülteci krizi konusunda alınacak olası kararlar, sadece iki ülkeyi değil Brüksel'i de yakından ilgilendirecektir." dedi. Demirtaş, şunları kaydetti:

"İkili sorunlarla ilgili siyasi istişarelerin 1999'daki deprem diplomasisinden bu yana devam ettiği ve henüz hiçbir soruna çözüm getiremediği düşünülecek olursa, kısa vadede mucizevi çözümler beklemek gerçekçi değildir. İkinci olarak da geçtiğimiz yıllarda yaşadığı ciddi ekonomik krizin etkilerini hala silememiş olan ve de AB nezdinde prestiji sarsılmış olan Atina'nın, Ankara-Brüksel ilişkilerinde kolaylaştırıcı bir rol oynaması mevcut konjonktürde mümkün gözükmemektedir.

Enerji konusunda ise Azerbaycan doğalgazını Yunanistan üzerinden Avrupa’ya taşıyacak Trans Anadolu Doğalgaz Boru Hattı Projesi'nin (TANAP) inşaatı devam etmektedir. TANAP bittiğinde iki ülke enerji güvenliği açısından birbirlerine kısmen bağımlı hale gelecektir."