Ulusal Birlik Partisi’nin hafta sonunda gerçekleşen uzun soluklu 23. Olağan Kurultayı, Parti Meclisi sonuçlarının da belli olması ile birlikte 48 saatlik bir maratona dönüştü…
UBP Genel Başkanı ve Başbakan Ünal Üstel’in yüzde 66’lık tarihi zaferinin yanı sıra diğer bir rekoru da katılım oranı ile Ulusal Birlik Partililer kırdı…
Oy kullanma işlemi başladığı ilk andan itibaren gece yarısına kadar oy kullanılan alanı tek bir dakika boş görmedim…
Kalabalık, olumsuz hava koşulları ve derbi maçı olmasaydı, daha iyi bir organizasyonla kurultaya katılım 13 bin civarında olurdu…
Zaten Cumartesi günü orada olanlar bu muhteşem atmosfere şahit oldu…
Ulusal Birlik Partililer oylarına sahip çıkmak için saatlerce bekledi ve iradelerini sandığa yansıtarak Genel Başkan Ünal Üstel’in rekor zaferine imza attı…
…
Kurultay tarihinden bir ay önce yazığım yazımda Ünal Üstel’in sandıktan zaferle çıkacağını ve bu işin ikinci tura kalmayacağını zaten yazmıştım…
Dost meclislerinde de oy oranıyla ilgili geçen sohbetlerde Üstel’in en az yüzde 65 oranında oy alacağını bu bir aylık süreçte ifade etmiştim…
Tabi ki bana inanmayanlar, abarttığımı düşünenler, söylemlerimi eleştirenler, “Birilerinin Adamı” olmakla suçlayanlar oldu…
Hiçbiri önemli değil…
Sandıktan çıkan oranlar ortadadır…
Onlara gereken cevabı seçim sonuçları vermiştir…
O yüzden bu konuyla ilgili bir cevap vermeye gerek görmüyorum…
…
Tabi çıkan sonuca şaşıranlar ve hem Belediye seçimi hem de ara seçimi “Üstel’in mağlubiyeti” olarak yorumlayanların gözden kaçırdığı bir nokta var…
Her iki seçimde de UBP’nin kaybetmesinin nedeni Ünal Üstel değil, tabanın istediği adayların gösterilmemesidir…
Taban adaylar kendileri ile istişare edilmesini ve adayların bu şekilde belirlenmesini istiyor…
Yani bütünlüklü bir aday belirleme sürecinin olması gerektiğini söylüyor…
UBP yönetimine duyurulur…
…
Üstel’in genel başkanlık görevine başladığı andan itibaren tam anlamı ile “Abilik” yaptığı ve tüm partilileri kucaklayarak “Lider” olduğu seçim sonucu ile ispatlandı…
Bunun yanı sıra hükümetin icraatlarının da partililer tarafından memnuniyetle karşılandığını ve daha fazla icraat için Üstel’e yeniden tam yetki vermesi de dikkat edilmesi gereken diğer bir noktadır…
Çünkü UBP’de başkanlık seçiminin hemen ardından katılım oranlarını gözeterek “Erken seçim” söylemleri konuşulmaya başlandı…
Ancak bu erken seçimcilerin görmediği bir nokta var…
Üstel seçim kampanyası boyunca istikrar vurgusu yaptı ve 2027 yılına kadar seçim olmayacağını ifade etti…
Bu söylem Üstel’in rakiplerine fark atmasının en önemli faktörlerinden biriydi…
Ulusal Birlik Partisi’nin bir erken genel seçime gerek kalmadan 2027 yılında gerçekleşecek olan seçimde de Milletvekili sayısını artırarak yine sandıktan birinci çıkacağı kaçınılmazdır…
Beğenseniz de beğenmeseniz de durum budur…
Partinin şuanda sahip olduğu moral ve motivasyonu erken seçimle harmanlamak yanlışa ve mağlubiyetlere sürükler…
2027 yılına kadar önünde Cumhurbaşkanlığı ve Belediye seçimleri olan Ulusal Birlik Partisi bu havayı doğru kullanırsa her iki seçiminde zaferini yine fark atarak kazanacaktır…
Ancak az önce de ifade ettiğim gibi aday belirleme süreçlerinde partililere ve tabana kulak vermek gerekiyor…
Tabanın istediği adaylar noktasında parti hareket etmezse eğer tarih tekerrürden ibaret olur…
…
Diğer bir konu…
“Kabine değişikliği” ile ilgili bir beklentim şimdilik yok…
Zaten Başbakan da mevcut kabine ile devam edeceğini açıkladı ve basına yansıdı…
Peki, yılbaşında ne olur?
Bekleyip görelim…
…
Bir kez daha kazananlara hayırlı olsun diyorum…