Silvana Denker, “Okulda çok zayıftım. Ama dalga geçilmenin nasıl bir duygu olduğunu biliyorum” diyor. Denker, 17 yaşından beri yeme bozukluğu ile mücadele ediyor. 31 yaşındaki Denker, “Bazen bununla baş edebiliyorum, bazen de edemiyorum” diyor ve ekliyor: “Geçen yıl altı ayda 40 kilo aldım, çünkü yine yemeye başladım ve bir türlü durduramadım. Bir çıkış yolu bulana kadar epey zaman geçti.” Silvana, insanın kendi bedeninden duyduğu memnuniyetsizliği, hatta kendinden ve bedeninden nefreti iyi biliyor. Artık “nasılsam öyle iyiyim. 10 kilo daha az veya daha fazla, tartının üzerindeki rakamın benim insanlığımla ilgisi yok” diyor.

Silvana Denker, "plus-size” olarak adlandırılan büyük beden mankenler arasında aranan bir isim. #Bodylove etiketiyle başlattığı kampanya ile insanın kendi bedeninden utanması ve dış görünüş nedeniyle ayrımcılıkla mücadele ediyor. Denker’in Siegen kentinde küçük bir aksiyon olarak başlattığı kampanya, Avrupa çapında ve New York’ta başarı kazandı. Mankenliğin yanısıra fotoğrafçılık yapan Silvana Denker, kampanyası için kadınların, bazen de erkeklerin, yarı çıplak fotoğraflarını çekiyor. Siyah iç çamaşırı ve ayakkabı giyerek kalabalık bir alışveriş caddesinin üzerinde yürümeyi kabul eden zayıf, şişman herkes bu kampanyaya katılabiliyor. Silvana Denker, bu şekilde var olan ideal güzellik anlayışına uymasa bile, herkesin güzel olduğunu göstermek istiyor.

Geçerli güzellik anlayışının yıkılması mümkün mü?

#thenewsexy etiketiyle iç çamaşırı markası CuryKate tarafından başlatılan kampanyada ise sadece büyük beden modellerin fotoğrafları yer almıyor. Bu kampanyada, tekerlekli sandalyede oturan, yüzünde yanık izi bulunan, yaşlı veya meme kanserine yakalanmış kadınların çekici ve seksi oldukları mesajını veriyor. Mevcut güzellik anlayışını sorgulayan kadınlar, sosyal medyada ayrımcılık ve dışlamaya karşı mücadele ediyorlar. Bazı giyim markalarının da başlattığı bu tür kampanyalar, kilolu kadınlara bedenlerinden memnun olmalarını sağlayacak duyguyu vermeyi ve moda dünyasında geçerli güzellik anlayışını yıkmayı hedefliyor.

Mevcut güzellik anlayışından kısa sürede vazgeçilmeyeceğini işaret eden uzmanlara göre, piyasa hâlâ ideal güzelliği dikkate alıyor. Yıllarca reklamlarda kullanılan klişelerden, özellikle genç kızların öykündüğü güzellik anlayışından şikayet ettiklerini vurgulayan iletişim uzmanı Christian Holtz-Bacha, ancak klişeleri yıkmayı hedefleyen bu kampanyaların etkisinin uzun vadeli olmayacağını belirtiyor.

Reklamlardaki cinsiyetçiliğe karşı mücadele eden Pinkstinks adlı derneğin Genel Sekreteri Stevie Schmiedel de moda endüstrisi tarafından desteklenmediği sürece kadınları bedenlerini sevmelerine teşvik eden bu tür kampanyaların geçici ve etkisiz olduğunu savunuyor.

Çirkin olma cesareti

Sosyal medya özellikle gençlerin kimlik arayışlarında ve bulmalarında önemli bir rol oynuyor. Zira sosyal medya gençlere kendilerini açık bir şekilde ortaya koyma imkânı sunuyor. İletişim uzmanı Holtz-Bacha, mükemmel olmayan bir bedenin fotoğrafını yayınlamanın getirdiği risklere dikkat çekiyor. Holtz-Bacha, olumlu tepki ve aynı durumda olan kadınların desteğinin yanı sıra diğer yandan bu kadınlarla alay edenlerin de bulunduğunu belirtiyor.

Sosyal medyada #PrettyGirlsUglyFace etiketiyle yayılan başka bir eğilimde ise kadınlar çirkin olma cesareti gösteriyor. Genç kadınlar bu etiket altında mükemmel bir selfie ile birlikte yüzlerini komik ve çirkin bir şekle sokarak çektikleri fotoğrafı yayınlıyor. Bu şekilde, “kendini mükemmel bir şekilde gösterme eğilimine son” mesajı veriyorlar. Özellikle sosyal medya uygulamalarından Instagram’ı kullanan kadınlar çeşitli “hashtag”lar ile farklı bir kadın imajı ortaya koymaya çalışıyor ve bu şekilde güzellik üzerine tartışıyorlar.

Genç erkekler de güzelliğe önem veriyor

Toplumsal cinsiyetçilik üzerine araştırmalar yapan Paula-Irene Villa, kadının çekici bir insan olarak algılanmasının tarihsel bir boyutu bulunduğuna ve bunun kadınlar için önemli olduğuna dikkati çekiyor. Villa’ya göre, kadınlar uzun süre bir aksesuar olarak görüldü ve güzel olmak zorundaydılar, çünkü varolabilmeleri için en önemli şey evlenmeleriydi. Villa, estetik, güzel ve çekici olmanın günümüzde bile kadınlar için erkeklere kıyasla daha önemli bir hedef olduğunu belirtiyor.

Ancak erkekler arasında da dış görünüşün öneminin arttığı gözlemleniyor. Pinkstinks derneğinden Schmiedel, erkekler arasında yeme bozukluklarının yüzde 20’ye ulaştığını aktarıyor. Schmiedel, özellikle genç erkekler arasında güzel ve çekici olma baskısının arttığına işaret ediyor. (Deutsche Welle Türkçe / Sabrina Papst)