İstanbul’da iklim değişikliğinin denizcilik sektörüne etkilerini konuşmak üzere, Deniz Kültürü Derneği ve Nişantaşı Üniversitesi işbirliğinde, İstanbul ve Marmara, Ege, Akdeniz, Karadeniz Bölgeleri (İMEAK) Deniz Ticaret Odası’nın desteği ile ikinci kez ‘İklim Değişikliği Kurultayı’ düzenleniyor. Kurultayda konuşan Kıyı Emniyeti Genel Müdürü Durmuş Ünüvar, iklim değişikliğine karşı önlemlerin bir an önce alınması gerektiğine işaret ederek “Yapılan araştırmalara göre, eğer iklim değişikliği konusunda gerekli önleyici tedbirler hayata geçirilmezse 2050 yılına kadar dünya genelinde deniz seviyesinin yaklaşık 3 metre kadar yükseleceği tahmin ediliyor. Bunun sonucunda iklim mültecisi olarak yüz milyonlarca insanın göç etmek zorunda kalacağı, demografik, siyasi ve ekonomik sorunların küresel savaşlara neden olacağı öngörülüyor. Aynı şekilde iklim değişikliği nedeniyle ulaşılabilir temiz su kaynaklarının azalması, su savaşlarının yaşanmasını olası kılacak. Gelecekte temiz su kaynakları petrol ve diğer enerji kaynaklarından daha öncelikli ve stratejik olacak” dedi. 

‘2020’de gemilerde kullanılan yakıtlardaki sülfür oranının yüzde 0.5 düşürülmesi hedefleniyor’

Denizcilik alanında iklim değişikliği karşı alınan önlemlere değinen Ünüvar “Gemilerden kaynaklı karbon salınımlarını en aza indirmek ve bu yüzyıl içerisinde tamamen sıfırlamak için bağlayıcı kararlar Uluslararası Denizcilik Örgütü çatısı altında alındı. Bu amaca uygun olarak 2020 yılı Ocak ayı itibariyle dünya genelinde gemilerde kullanılmakta olan yakıtlarda sülfür oranının yüzde 0.5’e düşürülmesi hedefleniyor. Bu kapsamda 2050 yılına kadar gemi kaynaklı karbon emisyonlarının yüzde 50 azaltılması, bu yüzyıl içerisinde ise sıfırlanması bekleniyor. Denizcilik sektörü bu konuda Ar-Ge çalışmalarını destekliyor” diye konuştu.. 

‘İklim değişikliği farkındalığı oluşturma konusunda eğitim kurumlarına büyük iş düşüyor’

Nişantaşı Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Şenay Yalçın iklim değişikliği farkındalığı oluşturma konusunda eğitim kurumlarının etkili olması gerektiğinin altını çizerek “Hep hava kirliliğinden, iklim değişikliğinden bahsediyoruz. Bunun bir suçlusu olması lazım. Suçlusu da, 200 yıldan beri devam eden sanayi devrimlerinin peş peşe gelmesiyle ortaya çıkan üretim süreçlerindeki enerji. Enerjinin elde edilme yolları, ucuzluğu, bolluğu gibi.. Aynı zamanda sanayileşmenin getirdiği teknolojiyle beraber fırsatlar var elimizde. Özellikle son zamanlardaki dijital dönüşüm sonucunda daha geniş kitlelere ulaşabilme imkanımız oluştu. Farkındalık yaratmak ve bilinçli nesiller ortaya çıkarmak önemli. Bu konuda üniversitelere, eğitim kurumlarına büyük iş düşüyor” ifadelerini kullandı.

‘İklim değişikliğinin etkileri artık günlük yaşamımızda da hissediliyor’

İklim değişikliği etkilerinin günlük yaşamda da ortaya çıktığını ifade eden İMEAK Deniz Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Tamer Kıran “Bilim insanları son 40 yıldaki karbondioksit, metan ve azotoksit miktarlarını, yüzey sıcaklığını değişimini, şiddetli hava olaylarının göstergelerinin tümünde hızlı bir kötüye gidiş olduğunu tespit etmiş durumda. Artık öyle bir noktaya geldik ki, bu tespitleri yapmak için bilim insanı olmaya gerek yok. Kasım ayının ortalarına geldik, İstanbul’da hala 25 derece sıcaklıkları yaşıyoruz. Dolayısıyla önümüzdeki dönemde insanlık için çevreyi kaybetmeme alanında çok daha duyarlı olma mecburiyetimiz var” dedi.

‘Denizcilik sektörü karbon salınımına en az etki eden sektör’

Kıran, denizciliğin karbon salınımına en az etki eden sektör olduğunu söyleyerek “Sadece sıcaklık olarak da değil, kuraklık, şiddetli hava olayları gibi durumların yaşanma sıklığı, buzulların erimesi gibi etkenler sonucunda, hayvanlar ve ekosistemler üzerindeki etkilerinin yanı sıra farklı coğrafyalardaki yerleşik insan toplulukları da ciddi risk altında. Bu tehditler karşısında bir şeyler yapmamız gerekiyor. Uluslararası denizcilik karbon salınımına en az yol açan taşıma biçimi. Küresel karbon salınımının yalnızca yüzde 3’ü denizcilik faaliyetlerinden kaynaklanıyor. Bununla birlikte sektör yine de gemilerden kaynaklanan karbondioksit emisyonlarının sürdürülebilir oranda düşürülebilmesi için, İklim Değişikliği Sözleşmesi ile yürürlüğe giren daha düşük emisyon oranlarına ulaşmayı hedefliyor” diye konuştu.