Doğduğumuz andan itibaren yaşam döngümüzün geri sayımı başlar. Belirli yaş aralıklarında fiziksel ve psikolojik olarak çeşitli değişikliklerden geçeriz. Vücudumuzdaki her sistemin kendi işleyişi ve özellikleri açısından yaşam döngüsü farklıdır. Cinselliğin de kendine özgü bir yaşam döngüsü vardır. Belirli yaş dönemlerinde cinsel organlar ve işlevlerde değişiklikler meydana gelir. Fizyolojik farklılıkları nedeniyle kadınlarda ve erkeklerde bu değişiklikler de farklı olur. Erkeklerin cinsel yaşam döngüsünde kadınlarınkinden çok daha belirgin ve çarpıcı değişimler yaşanır.

MAYMUN EVRESİ...

10-15 yaşlarında erkek bir maymun gibidir; "vaktini muzunu sayarak geçirir." Çok sayıda fiziksel ve duygusal değişimin gerçekleştiği ergenlik döneminde erkeğin cinsel organlarında ve cinsel davranışlarında belirgin değişiklikler olur. Penisi ve testisleri büyümeye başlar. Sperm üretiminin başlaması ile birlikte sertleşme ve boşalma olur. Özellikle de gece boşalmaları olarak tabir edilen uykuda boşalmayı sık yaşar. Tüm bu hızlı değişimleri yaşayan ergen erkek, cinselliği keşfederek hayatının merkezine alır. Yaşamının bu döneminde cinsellik en cazip konu, mastürbasyon en önemli cinsel aktivitedir. Ancak penisiyle olan birebir ilişkisinden aldığı cinsel tatmin nedeniyle henüz bir partnere ihtiyaç duymaz.  Karşı cinsin cinsel cazibesinin çekimine girer ama cinsel ilişkiye girme fikrine henüz yakın değildir.

ZÜRAFA EVRESİ...

16-20 yaşlarında erkek bir zürafa gibidir; "bütün çiçekleri yemek ister." Cinsellikte artık yeni ufuklara yelken açmaya hazırdır. Artan testosteron seviyesi cinsel organları olgunlaştırma işlevini tamamladığı için doğrudan cinsel arzunun yönetimini ele alır. Romantik ve cinsel ilişkilere ilgisi artar. Bir partnerle cinsel ilişkiye girme fikri, fitili ateşlenmiş her an patlamaya hazır bir bomba gibidir. Genellikle ilk deneyimini ya hayat kadınlarıyla bir evde ya da genelevde yaşar ve bu deneyim cinsel ya da duygusal bir çekim olmaksızın tamamen dürtüsel olarak gerçekleşir. Bunun ardından da cinsel kariyerine hızlı bir başlangıç yapar.

ATMACA EVRESİ...

21-30 yaşlarında erkek yırtıcı bir kuş gibidir; "bulduğu her şeyi yer." Cinsel iştahı son derece kabarıktır ve cinsellik daima gündemindedir. Uyarılması için küçük bir bahane; bir düşünce, bir koku, bir bakış yeter. Penisi yerçekimine meydan okurcasına sürekli aktiftir. Her gün ondan önce uyandığından erken kalkmak için çalar saat kurmasına gerek kalmaz; hatta gece uykudan da sık sık uyandırır. Kimi zaman aşırı heyecanla erken boşalma, kimi zaman performans kaygısı olsa da boşalmayı yoğun bir şekilde yaşar. Cinsel deneyimleri arttıkça kendine güveni de artar ve atık hiçbir fırsatı kaçırmaz çünkü onun için skor çok önemlidir.

KARTAL EVRESİ...

31-40 yaşlarında erkek bir kartal gibidir; "yiyebileceği her şeyi yakalar." Kariyerinin zirvesinde profesyonel bir atlet gibidir. Artık tüm zamanını yatakta geçiremeyeceğini öğrenir. Cinsel partner konusunda daha seçicidir ve daha rafine bir cinsel zevke sahiptir. Uçanın kaçanın peşini bırakır; düzenli bir cinsel hayat ve kalıcı bir ilişki peşindedir. Otuzların sonlarında yavaş yavaş testosteron seviyesi dengeye gelir. Cinsel isteği yerli yerinde durur ama cinsel ilişki kurmak konusunda atak değildir. Dokunmadan sertleşme dönemini kapatmıştır ama hâlâ geceleri ve sabahları sertleşerek uyanır. Boşalma ve orgazm konusunda gücünden bir şey kaybetmemiştir ama boşalma denetimi yani erken boşalma konusunda sıkıntıları vardır. Boşaldıktan sonra tekrar sertleşme için beklemesi gereken süre daha uzundur.  

PAPAĞAN EVRESİ...

41-50 yaşlarında erkek bir papağan gibidir; "yediğinden daha fazla konuşur." Cinsel isteğinde ve performansında yaşa bağlı değişiklikler iyice belirginleşir. Cinselliğe ilgisi vardır ama eski günlerdeki gibi tutkulu değildir. Sertleşme eskisi gibi hızlı ve otomatik olmaz, daha fazla uyarılmaya ihtiyaç duyar. Penise kan akımının azalmasına bağlı olarak ara sıra yaşamaya başladığı sertleşme sorunu nedeniyle cinsel ilişkiyi başlatamadığı ya da tamamlayamadığı zamanlar olur. Boşaldıktan sonra tekrar sertleşmenin epey zor olması bir yana, artık bunun için uğraşma isteği de yoktur. Tüm bunlarla birlikte orta yaş krizi kapıdadır. Cinselliği yaşamaktan çok konuşmaya başlar.

KOCAMIŞ KURT EVRESİ...

51-60 yaşlarında erkek bir kurt gibidir; "kırmızı başlıklı kızın peşinden koşar ama büyükanne ile yetinir." Yaşlanmaya bağlı fiziksel ve psikolojik değişiklikler sonucunda azgın teke sendromuna girebilir. Cinsel isteğinde ani ve yalancı bir yükseliş olur ve çapkınlık turları atmaya başlar. Gece ve sabah sertleşmeleri seyrek olur. Sertleşme sorunuyla daha sık karşılaşır ve sertleşme oranı eskisinden azdır. Testosteron seviyesi ve meni miktarı düşer. Cinsel ilişkiye girme sıklığı giderek seyrekleşir.

AĞUSTOS BÖCEĞİ EVRESİ...

61-70 yaşlarında erkek ağustos böceği gibidir; "bol bol şarkı söyler ama bir şey yemez." Testosteron seviyesi ve cinsel arzusu iyice azalır. Gece ve sabah sertleşmeleri mazide kalır. Sertleşme olur ama her an yarı yolda kalabilir. Bir şekilde sonuna kadar gidebilirse boşalabilir ama boşalmanın yoğunluğu öyle düşüktür ki olup olmadığını fark etmekte zorlanır ve çoğu zaman geç gelir. Meni miktarının azalmasına bağlı olarak boşalması da belli belirsiz olur. Cinsel ilgisi sürer ama işlevinin azalması nedeniyle cinsel ilişki, unutmamak için ara sıra yaptığı bir etkinlikten ibarettir.

AKBABA EVRESİ...

71-80 yaşlarında erkek bir akbaba gibidir; "bir orası ağrır, bir burası, her tarafından ses gelir." Yaş yetmiş iş bitmiştir; çoğu zaman cinsellikten emekliye ayrılır. Testosteron seviyesi oldukça azalır ve prostatı büyür. Çok nadir de olsa sertleşme olur ama cinsel ilişkiyi tamamlayacak kadar dayanamaz. Zaten artık pek mecali de kalmamıştır. Penisi zamana ve yerçekimine karşı koyamaz.

TÜYLERİ DÖKÜLMÜŞ GÜVERCİN EVRESİ...

81 yaşından sonra güvercin gibidir; "yalnızca kaka yapar." Cinsellik yalnızca anılarını süsler, elbette hafızasının elverdiği ölçüde… Sarılma, öpüşme, el ele tutuşma, birlikte kahve içme, aynı yatakta yatma bile çoğu zaman cinsellik yerine geçer ve tatmin duygusu verir.

YARIŞ OTOSU EVRESİ: 15-30 YAŞ GRUBU

Genç erkekler acelecidirler. ‘Bak sıfırdan 100'e, kaç saniyede çıkıyorum!' Bundan sonra frenleri bağırtarak durur, işleri bittikten sonra yana döner ve uykuya dalarlar. Bencil ve kendini beğenmiş bir davranış. Bu iş erkek için çok zevkli olabilir, ancak partneri için aynı şeyi söylemek mümkün olmayabilir. Genç erkekler için en büyük sorun, cinsel arzularını kontrol altına alarak yavaşlayabilmektir. Bu yaş grubunda cinsel iktidarsızlığın birincil nedeni psikolojik strestir.

GÖREV GEREĞİ SEKS: 30-40 YAŞ GRUBU

30'lu yaşlar hayat çarklarının insanları ezip öğüttüğü yıllardır. Eskiden insanların 20'li yaşlarda yerine getirdiği birçok görev, bugün artık 30'lu yaşlara kaymış ya da sarkmıştır. Erkekler arasında mesleğinde, iş arkadaşlarıyla rekabete girerek yükselmek dürtüsü hâkim olurken, kadın için bir aile kurarak kök salmak ön plana çıkar. Seks ile çocuk yapmak arasındaki ilişki güçlü bir hal alır. Ailedeki ilk doğumdan sonra erkek, birçok kez ailedeki yerini kaybettiği duygusuna kapılabilir. 30'lu yaşların cinsel yaşamı, genellikle fırsatları kollayıp iyi değerlendirmekten ve şöyle rahat bir uykuya hasret kalmaktan pek öteye geçememektedir.

USTALAR TURNUVASI: 40-50 YAŞ GRUBU

40'lı yaşlar bir erkeğin seks alanında ustalık mertebesine yaklaştığı dönemdir. Evet, hormon ve enerji düzeyi en yüksek seviyesine 30 yaşlarında ulaşır, ama erkek ancak 40'lı yaşlarında tepkilerini kontrol edebilir, uzun, zevkli ve denetimli erotik anların koreografisini yaratabilir. Kendini sağlıklı ve dinç tutabilen bir erkek 40'ından 50'lerin ortalarına kadar, cinsel oyunların üstadı olabilir.

SÖRF YAPAR GİBİ SEKS: 50-70 YAŞ GRUBU
Akıllı bir erkek kendini, delikanlılık döneminin yarış gibi cinsel ilişkisinden, sörf yapar gibi cinsel ilişkisine geçecek şekilde eğitir. Cinsel enerjisinin tümünü, tam bir sertleşmeye ulaşacak şekilde tüketmez. Onun yerine erotik zevk dalgalarıyla birlikte hareket edecek, cinsel enerjisine göre bu dalgaların tepelerine çıkıp inecektir.

SARILIP YATMA DÖNEMİ: 70 YAŞ ÜSTÜ

Sarılıp yatmak her zaman mümkündür. Hayal gücü daha geniş olan eşler, masaj, özel dokunma gibi hem kendilerini daha iyi hissetmelerini sağlayan, hem de sağlık, moral gücü ve uyku düzeni bakımından faydalı etkileri bilimsel olarak kanıtlanan teknikler öğrenebilirler.