Başkent’te, 4. Lösemi Lenfoma Miyelom Hastaları Kongresi düzenlendi. Kongrenin ardından basın açıklamasında bulunan Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Hematoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi ve LLMBIR Derneği Başkanı Prof. Dr. Muhit Özcan, önümüzdeki yüzyılın en önemli sağlık konusunun kan kanseri olacağına dikkat çekerek şunları söyledi:

“Kan kanserleri artıyor. Kan kanserlerinin bilinenlerin dışında bir numaralı risk faktörü yaşlılıktır. Bütün kan kanserlerinin yüzde 20’den azı çocuklarda görülüyor. Bu hastalık erişkin yaşın hastalığıdır. Kan kanserleri artacaktır. Amerika Kanser Enstitüsüne göre, kan kanserlerinin hepsi son 10 yılda istikrarlı olarak binde 1 ile 3 oranında artmış. Amerikan kanser istatistikleri net bir şekilde kan kanserlerini arttığını gösteriyor. 1970’lerde lösemiden yaşama oranı yüzde 20’lerde iken şimdilerde yüzde 60’ı geçiyoruz. Her 10 yılda 10 puan artmışız. 10 yılda 10 puan arttık ama bazı hastalıklarda hala 1970’lerde kullandığımız tedavileri kullanıyoruz. Korkunç pahalı bir tedavi devrimi bizleri bekliyor. Daha çok lösemili hastamız olacak. Bunun daha çok ekonomik yükü olacak. Kan kanserleri bu nedenler ile önümüzdeki 10 yılların en önemli sağlık konularından birisi olacak.”

LLMBIR Derneği 2’nci Başkanı Harun Akın ise kanser ilaçlarında ki ruhsatlandırma konusuna değinerek, “Son 1 yılda ABD’de Gıda ve İlaç Dairesi 2015 yılında 45 yeni ilaca onay vermiş. 2010 yılından bu yana ruhsat alan ürünlere baktığımız zaman 142 ürünün Avrupa’da yüzde 81’i; ABD’de yüzde 57’si ülkemizden daha önce ruhsatlandırılmış. Türkiye’de ki hastalarımız Avrupa ve ABD’de ki hastalarımıza göre ilaca 2 sene gecikmeli başlıyor. Bizim kullanmamız için hastalığımızın maalesef nüksetmesi gerekiyor. Nüksetmek gerçekten çok önemli bir süreçtir. Şuan da bizim SGK’nın listesinde olmayan bu ilaçları kullanabilmemiz için nüksetmesi lazım. Hastalar, kan kanseri tedavisinde yeni ve etkili ilaca zamanında ulaşmalıdır” ifadelerini kullandı.
Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Hematoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi ve LLMBIR Derneği Genel Sekreteri Toprak, kan kanserlerinin arttığını ve kan kanserine sebep olan maddeleri belirterek konuya ilişkin şu açıklamayı yaptı:

“Kansere neden olan nedenler arasında şimdiye kadar hep kimyasallar suçlanmıştır. Özellikle çam ve limon kokulu oda kokuları, kokulu mumlar ve temizlik malzemelerinin buradan salınan bir takım kimyasalların havada formaldehit dediğimiz maddeye dönüşerek ve bunların uzun süre kapalı ortamlarda kalarak özellikle hematolojik kanserlere yol açabileceğine dair bir takım bulgular elde edilmiş durumda. Bu bulgular İngiltere’de yeni yapılan çalışmalarda elde edildi ve çalışmacılar, bunları kullandıktan sonra özellikle çam ve limon kokulu oda kokularını, kokulu mumları yada deterjanları kullandıktan sonra yapacağınız en önemli şey o odaları havalandırmak ve biran önce bu maddelerin kokusundan kurtulmanız gerekiyor diyor. “Ben kokulu mumu odama koydum, 2 ay sonra lösemi oldum” gibi bir şey yok ama tabi ki bunlarla ilgili bir takım çalışmalar devam ediyor. Özellikle formaldehit maddesine dikkat çekmek istiyorum. Burada ki kimyasalların hava koşullarında formaldehite dönüştüğü ve bunun da bir takım kanserleri tetiklediğini biliyoruz. Bunun dışında; tütün pek çok kansere yol açan, mutlaka savaşılması gereken bir konu ve önemli adımlar atılmış durumdadır. Eğer tütünü hayatımızdan kaldırırsak tüm kanserlerde yüzde 30-40 oranında azalma yaşanacaktır. Alkolü de azaltabilirsek neredeyse yüzde 50 oranında kanserlerden kurtulma şansımız var. Bunların dışında obezite de çok önemlidir. ABD’de yayınlanan bir çalışmaya göre, obezite her iki cinsiyette de akut lösemiye bir zemin hazırlıyor ve obezite erkeklerden farklı olarak kadınlarda yine kan kanseri türü olan miyelodisplastik sendroma yatkınlık yaratıyor. 2016’nın Mart ayında yayınlanan bir yazıda, özellikle 15 yıldan daha uzun bir süre saç boyası kullanan kadınlarda lenfoma gelişimi risk oluşturuyor. Koyu saç boyaları ile alakası ise daha fazla gösterilmiş.”

LLMBIR Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Selma Ulusoy’da, alternatif tıpın olumsuzluklarına değinerek, “Bugünlerde özellikle modern tıpa karşı hastaları ve yakınlarını sömürerek hiçbir bilimsel deneye ve kanıta dayanmayan, tesadüfi, olumlu sonuçlarını özellikle kanser hastalarında başarı sağlayacak bir şekilde lanse eden sahte tıp adamları piyasası maalesef büyümektedir. Alternatif tıp, modern tıp uygulamalarını reddeden, iyi klinik çalışmalar ile kanıtlanmamış tesadüfi başarılara dayanan bir yöntemdir. Alternatif tıpın temsilcileri genellikle modern tıpı ilaçların sentetik olması nedeniyle ve kanser hastasına yarardan çok zarar vereceğini iddia ederek karalamaktadır. Kendi uyguladıkları maddeleri ilaç diye ya da doğal madde diye lanse etmektedirler. Onlar için doğadan elde edilen her şey kanser hastasına iyi gelmektedir. Oysaki geleneksel olarak kullanılan bazı bitkiler günümüzde kanser ilaçlarının etkinliğini azaltmaktadır” açıklamasında bulundu.