Tartışmalara neden olan açıklamaları ve çarpıcı önerileri ile gündeme gelen İç Hastalıkları ve Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Canan Karatay, bu kez modern ve cüce olarak tabir edilen buğdayın tüketimiyle hastalıkların arttığını söyleyerek, modern buğdaydan yapılan ekmeğin tüketilmemesi gerektiğini söyledi.

Gaziantep Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen Sağlık Sohbetleri kapsamında gazeteci Cansu Canan'ın sunumuyla Prof. Dr. Canan Karatay'ın konuk olduğu “Gerçek Tıbbın 10 Şifresi” konulu söyleşi, Gaziantep Büyükşehir Belediyesi Konferans Salonunda gerçekleşti. Sağlıklı beslenmeyi bilimsel ölçütlerle ele alan Canan Karatay, izleyenlere önemli tüyolar verdi.

HANGİ EKMEĞİ TÜKETMELİ?

Prof. Dr. Canan Karatay, cüce buğday olarak da bilinen modern buğday ile ilgili uyarılarda bulundu. Modern buğday kullanılmaması için çağrıda bulunan Karatay, “Modern cüce buğday hayatımıza girdiği günden itibaren hastalıklar inanılmaz derecede artış gösterdi. Bağırsaklarda yaşanan sorunlar ve buna bağlı hastalıklar da arttı. Modern buğdaydan yapılan ekmekler tüketilmemeli. Onun yerine siyez unundan yapılan ekmekler tüketilmeli” dedi.

“BEYRAN ÇORBASI İÇİN”

Prof. Dr. Karatay, sağlıklı beslenmenin yolunun ekmeksiz, şekersiz ve unlu mamullerden uzak durmaktan geçtiğini belirterek, sabahları Gaziantep'in yöresel beyran çorbasının içilmesi önerisinde bulundu. Antep yemeklerini bir sanat eseri olarak tanımlayan Prof. Dr. Karatay gençlere, “Fıstık yerseniz fıstık gibi olursunuz” tavsiyesinde bulundu.

BU GIDALARDAN UZAK DURUN

Diyabet, hipertansiyon ve kanser gibi hastalıkların 90'lı yıllardan sonra yaygınlaştığını hatırlatan Karatay, sağlıklı beslenerek tüm hastalıkların önlenebileceğini kaydetti. Yiyeceklerin hakiki ilaçlar olduğunu anlatan Prof. Dr. Canan Karatay, “Hastalıklardan korunmak için ilaçlara değil sağlıklı besinlere sarılmamız gerekiyor. Genetik denen hastalıklardan korunmak için her türlü ekmek, simit, pirinç, patates, mısır, makarna, börek, poğaça, şeker, çikolata, bal, reçel, pekmezden uzak durmalıyız. Sağlıklı bir şekilde güne başlamak için köy yumurtası, zeytin, peynir, köy tereyağ, badem, ceviz, kuru kayısı ve bol yeşillik tüketmeliyiz. Ben hangi besinlerin hangi hastalığa iyi geleceğini anlatmaktansa hastalıkların oluşumunu nasıl önleyebileceğimizi anlatıyorum. Vücutta sinsi sinsi başlayan hastalıkların temel nedeni kronik inflamasyondur. Bunu birçok faktör bir arada başlatır. En önemli ve temel başlatıcılar, insülin hormonunu direkt olarak yükselten glisemik indeksli, rafine karbonhidratlı yiyecek ve içeceklerdir. Yani kan şekeri ve insülin hormonunun kanda uzun süre yüksek seyretmesi sonucu başlayan mikropsuz kronik yangın. Önemli olan bu yangını başlatmamaktır. Eğer başlamışsa da temeline inip yangını söndürmek gerekir. Yangın söndürmek için ilaçlara gerek yoktur. İlaçlar yangına körükle gidiyor. Başta diyabet olmak üzere tüm kronik dejeneratif hastalıklar iyileşebilir.İyileşebilir dediğim hastalıkların hepsinin sebebi şeker. Bu yüzden başta diyabet, hipertansiyon, obazite olmak üzere tüm kronik dejeneratif hastalıklar iyileşebilmesi ve kronik yangını başlatan şekerden uzak durmak gerekiyor. İnsülini zıplatırsan yanarsın: İnsülinin yükselmesi demek kronik dediğimiz hastalıkların ortaya çıkması demek. Bel çevresinin azıcık genişlemeye başlaması insülinin yükselmeye başladığının belirtisi. Kan şekerini, insülin seviyesini normal seviyeye getirmek için bal, pekmez, baklava, reçel, sağlıksız karbonhidratlar tüketilmemeli. Ambalajlı ürünler, pirinç, makarna, patates kızartması, enerji içecekleri, hazır meyve suları, gazlı içecekler, unlu mamullerden uzak durmak gerekiyor. Aksi takdirde felç, gözde katarak, damar sertliği, kalp krizi, parkinson ve alzheimer ve depresyon gibi hastalıkların görülmesi kaçınılmaz” diye konuştu.

BEYİN İÇİN EN ÖNEMLİ VİTAMİN

Sağlıklı besinler ile ilgili açıklamalarını sürdüren Prof. Dr. Canan Karatay, beyin için en önemli vitaminin B vitamini olduğunu belirterek, “Kan şekerini düşürüp insülin direncini kıracak gıdalarla beslenmek gerekiyor. Sağlıklı proteinler, sağlıklı yağlar ve sağlıklı karbonhidratlarla beslenip köy yumurtası, köy tereyağ, doğal etler, hakiki zeytinyağ tüketilebilir. Böylece tokluk hissi oluşur, kan şekerinde ani çıkışlar olmaz, karaciğer, pankreas, mide ve bağırsak görevlerini rahatça yerine getirir, metabolizma yavaşlamaz, yağlar depolanmaz, şişmanlık ve obezite önlenir, şeker hastalığı gelişmez. Bahar mevsiminde 30-40 enginar yemek karaciğeri korur. Lahana, karnabahar ve brokoli bol miktarda tüketilmelidir. Omega 3, A, D, E, K, B, C vitaminleri ile çinko, klor, potasyum, sülfür, sodyum gibi vitamin ve mineralleri sebze ve meyvelerle vücuda takviyeler yapmak gerekiyor. Beynimiz ve sinir sistemimiz için en önemli vitamin B vitaminidir. Birçok bilimsel çalışmada B vitaminin ileri yaşlarda hafıza kaybını önlediği öğreniliyor. B6 vitamini alzheimer hastalığı riskini azaltır. Ispanak, sarımsak, balık, kırmızı et, havuç, yumurta, kuruyemiş tüketilebilir. Çinko kaybı da kısırlık ve depresyon gibi rahatsızlıklara sebep oluyor. Fast food ile beslenmekten uzak durmak gerekiyor. İyot eksikliği meme kanseri başta olmak üzere birçok kanser riskini artırıyor. Deniz börülcesi, kaya koruğu, balık çeşitleri ve kristal kaya tuzu bu bağlamda tüketilmeli. İşlem görmüş ve raf ömrü uzatılmış her gıda ürünü hasta eder. Bu yüzden gıdalara konulan kimyasalların ve toksinler vücuda girmemesi lazım. Vücut canlı bir organizma olduğu için bunları kabul edemiyor” şeklinde konuştu.

KRİSTAL KAYA TUZU ÖNERİSİNİ YİNELEDİ

Kristal kaya tuzunun faydalarına da değinen Karatay, “Kristal kaya tuzu tabiattaki doğal haliyle 84 minerali dengeli olarak barındırıyor. 10 bin yıl önce Çin'de bulunan tabletlerde sağlığa olan faydası anlatılmıştır. Kristal kaya tuzu buzdolabı çıkıncaya kadar bütün yiyeceklerin konservasyonu için kullanılmıştır. O kadar kıymetlidir ki beyaz altın denilmektedir. 19'uncu yüzyılda Fransız İhtilali'ni başlatan en önemli sebeplerden biri de kralların halka tuz vermemesidir. Krallar ve aristokratlar hakiki tuzu elinde tutup yüksek fiyata satmak için halka vermedi. Sıcak suya katıp gargara yapıldığında boğaz ağrınız geçer. Burnunuza çektiğinizde burnunuz açılır gırtlağınız temizlenir. Biraz içerseniz mideniz rahatlar, gazınız gider. Tansiyonu da dengeler. Vücut minerallerinden hücre içi minerallerine kadar en önemli maddelerden biri magnezyum ve potasyumdur. Magnezyumun önemi uzun yıllar göz ardı edildi ama enerjimiz, sinir sistemimiz, migren hastaları, böbreklerimiz, diyabet hastaları, gebeler ve aslında hepimiz sağlıklı bir yaşam sürmesi için magnezyum çok önemli. Bu yüzden bol bol ceviz ve badem gibi kuruyemişler yemeliyiz” diye konuştu.

Söyleşinin ardından Gaziantep Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Deniz Köken, gazeteci Cansu Canan ile Prof. Dr. Canan Karatay'a fidan sertifikası takdim etti.

İHA