Viyana Üniversitesi, St. Andrews Üniversitesi ve Viyana Veterinerlik Üniversitesi’nden bilişsel biyologlar ve karşılaştırmalı psikologlar Isabelle Laumer ve Alice Auersperg ile birlikte, bükme deneyini ilk kez orangutanlar üzerinde denediler. Orangutanların tutulduğu kafese dikey ve yatay yerleştirilmiş tüpler yerleştirilerek yapılan deneyde, tüplerin içine yiyecek konuldu. Orangutanlardan dördü ilk denemelerinde ve ikisi de kendiliğinden yenileyerek teli büküp kanca yaptı.

Bahsi geçen deneyin anlatıldığı makale Nature Dergisi’nde “Kanca bükmenin doğal yeniliği ve inatçı orangutanlar (Sumatra Orangutanı)” başlığı ile yayınlandı.

Duvar'da yer alan makaleye göre bu deneyde, Leipzig Hayvanat Bahçesi’ndeki Wolfgang Köhler Primat Araştırma Merkezi’nde bulunan dört yetişkin dişi (Pini, Raja, Dokana, Padana), bir yetişkin erkek (Bimbo) orangutan kullanıldı. Orangutanların tutulduğu kafese dikey ve yatay yerleştirilmiş tüpler yerleştirilmiş ve bu tüplerin içine yiyecek konmuş. Dikey tüplü deneyde orangutanlardan dördü ilk denemelerinde ve ikisi de kendiliğinden yenileyerek teli büküp kanca yapmış. (Bunda hazır kancalarla yapılan ön-deneyimin bir etkisi olmakla birlikte bu sürekli bir başarıya yol açmamış). Kancayı daha dik bir açıda bükmeleri gerektiğinde ise kanca tasarımını yine el, ağız ve diş yardımıyla elverişli hale getirmişler. Yatay tüpte de yiyeceğe ulaşmak için teli tekrar düzeltmişler. Buna göre alet yenileme kapasitesi sadece büyük beyinli kuşlarla sınırlı olmayıp orangutanlarda da görülmektedir. Ancak beş orangutandan sadece ikisinin kanca bükme problemini çözdüğünü belirtmek gerek. İlginçtir, kanca bükme görevinde en başarılı olan iki orangutan, diğer araçların kullanımında da iyi sonuçlar ortaya koymuş.

Karşılaştırmalı psikolojide kanca bükme eylemi, yeni alet yapma yeteneğini test etme aracına dönüşmüştür. Viyana Veterinerlik Üniversitesi üyesi Alice Auersperg’e göre “orangutanlar, teli büküp ondan kanca yapma hızları göz önünde tutulduğunda, rutin davranışları tekrarlamaktan ziyade önlerine çıkan soruna bir çözüm üretmiş görünüyorlar.”

St. Andrews Üniversitesi’nden Joseph Call’a göre ise “en yakın akrabalarımızdan birinde bu kapasiteye rastlamak hayret verici. İnsan evriminde kanca araçları nispeten geç ortaya çıkar. Balık kancaları ve zıpkın gibi kavisli nesneler en fazla 16 bin-60 bin yıl öncesine dayanır.” Yine Call’a göre Yeni Kaledonya kargaları düzenli olarak kancaları kullanıyor olsa da, şempanze ve orangutan gibi vahşi maymunlar da (…) hâlihazırdaki dalları alet gibi kullanıp ulaşamadıkları dalları toplamıştır. “Bunlar büyük maymunlar ve atalarımız tarafından kullanılan ve yapılan en eski ve en basit aletlerdendir.”

Duvar'da yer alan makalenin tamamı için tıklayın