50 DERECE SICAKLIK’TA  ÇALIŞMAYA DEVAM…

Karakuş Öz yazdı...

Sıcaklık 50 dereceyi bulmuş, asfaltın üstü tavaya dönmüş, güneş tepede değil adeta sırtımızda duruyor. Ama hâlâ birileri dışarıda, güneşin altında, klimasız, susuz, gölgesiz saatlerce çalışıyor. Kimisi inşaatta, kimisi tarlada, kimisi sokakta … Ortak noktaları ise şu: İnsanlık dışı koşullarda hayatta kalmaya çalışıyorlar. Devlet nerede? Denetim nerede? Merhamet nerede?

Sıcaklık Alarm Veriyor, Ama Kim Duyuyor?

Meteoroloji uyarıyor: Aşırı sıcaklar can alabilir. Uzmanlar uyarıyor: Kalp hastaları, yaşlılar, çocuklar ve açık alanda çalışanlar büyük risk altında. Ama uyarılar sadece medya haberlerinde. Çünkü sokakta kimse korunmuyor. Sanki bu uyarılar sadece “şehirli” için, sadece “klimalı ofiste çalışan” için yapılmış gibi. Şantiyedeki, insan bu ülkenin vatandaşı değil mi?

Çalışma Hayatı mı, Hayatın Sonu mu?

İş Kanunu, “ağır hava şartlarında önlem alınması gerektiğini” söylüyor. Ama kâğıt üstünde. Fiiliyatta ise insanlar kavurucu sıcakta ter içinde değil, canıyla boğuşarak çalışıyor. Gölgelik yok. Dinlenme saati yok. Soğuk su yok. İş bırakmak yok. Çünkü bırakırlarsa para da yok, geçim de yok.

“Zorla çalıştırmıyoruz” diyenler, alternatif sunmadıkları sürece, bu da bir tür zorlamadır.

Denetim Nerede?

Sahada hiçbir iş güvenliği uzmanı yok. Denetim mekanizmaları işlemiyor. Birkaç tabela, bir kask, bir imza kağıdıyla “her şey uygun” raporu alınıyor. Denetim sadece kaza olduğunda geliyor, ya da biri ölünce. O zaman da sorumlular bulunamıyor.

Ölüm Sessiz Geliyor, Ama Kalabalık Gidiyor. Acil yasal düzenleme: 40 derece üstü sıcaklıklarda dış mekân çalışmaları durdurulmalı ya da saatleri değiştirilmelidir. Zorunlu gölgelik, su ve dinlenme alanları oluşturulmalıdır. İşyeri sahiplerine ağır denetim ve ceza uygulanmalıdır. Çalışanların şikayet hakkı güvence altına alınmalı ve işten çıkarılma korkusu olmadan seslerini duyurabilecekleri platformlar oluşturulmalıdır.

Bu ülkede birileri 50 derecede çalışırken birileri 22 derecelik odasında “her şey normal” diyemez. Sıcak sadece termometreyi değil, vicdanları da eritiyor. Bu sessizlik suça ortak olmaktır. İnsan teriyle değil, ölümüyle çalışmamalı. Güneşin altında can vermeden, adaletin gölgesi gelmeli artık.

{ "vars": { "account": "G-2P5695J8JB" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }