Bugün geldiğimiz noktada demokrasi, aklın ve vicdanın değil; harf sırasının oyuncağı olmuş durumda. Düşünebiliyor musunuz? Koca bir ülkenin kaderini belirleyecek seçimlerde, birinin adı “E”ile başlıyormuş, öbürünün adı “T”ile. Yani insanlara “aklınla, vicdanınla, fikrinle değil; gözünün ilk gördüğüyle alfabetik sıraya göre oy ver” deniyor.
Bu mudur demokrasi?
Bu mudur halk iradesi?
La havle ….
A harfiyle başlayan kazanıyor, Z harfiyle başlayan eziliyor… Bu rezaleti görmüyor musunuz? Milletin geleceğini harf oyununa teslim etmek, halkı küçümsemek değil midir? Peki biz böyle mi bir ülke hayal ettik? Harf sırasına teslim edilmiş bir demokrasi mi istedik? “A” harfiyle başlayan güçlü, “Z” harfiyle başlayan silik” olsun diye mi oy kullanıyoruz?
Ülke yönetmek, ciddiyet ister. Vizyon ister. Adalet, liyakat ve sorumluluk ister. Ama bugün geldiğimiz noktada, demokrasi denilen şey bile alfabe oyuncağına dönüştürülüyor. Pusulaları da partilerin sırası harf düzenine göre sıralayın o zaman. halkın tercihleri fark ettirmeden yönlendireceksin ya hani.
Bu ülkenin çocukları, gençleri, geleceği; bir harf sırasına değil, adalete, akla ve liyakate emanet edilmelidir. Eğer biz bu oyunları görmezden gelirsek, yarın çok daha büyük oyunlara sessiz kalmak zorunda kalırız. Ülke yönetmek, şansa bırakılacak bir iş değildir. Çünkü yönetim, ciddiyetle yapılır; oyunun kurallarıyla değil.
Tekrar söylüyoruz, ülke yönetmek, alfabe oyunu değildir. Milletin geleceğini belirlemek, basit bir sıralama işi değildir. Demokrasi, zihniyetlerin yarışıdır; harflerin değil!
Unutmayalım, demokrasi pusulada değil, vicdanda başlar. Ve vicdanını harf sırasına teslim eden toplum, geleceğini de başkalarının oyununa teslim eder.
ÖLSEM BİLE ASLA UNUTMAYACAĞIM
NASIL BİR ZİHNİYET İLE GELMİŞİZ BURALARA KADAR…