Çocuklarımıza dokunmayın.
Seslerini kısamayın. Onların gözyaşlarını görmezden gelmeyin. Yeter artık! Her gün yeni bir haber, her gün yeni bir acı…
Ve toplum hâlâ sadece izliyor. Birkaç gün konuşuluyor, sonra unutuluyor.
Ama çocuklar unutamıyor. O karanlık ellerin izini bir ömür taşıyorlar.
NE İSTİYORSUNUZ BU ÇOCUKLARDAN?
Bu masumlardan ne istiyorsunuz?
Oynadıkları oyunlardan mı rahatsızsınız, yoksa kurmak istedikleri hayallerden mi?
İçinizde ne kaldıysa, zehrinizi bu küçücük yüreklere kusuyorsunuz.
Taciz eden, döven, korkutan, sindiren, susturan herkes…
Sadece suç işlemiyor. İnsanlığa ihanet ediyor!
Yeter Artık, Belanızı Versin!
Sadece bu çocuklara değil, onları korumayan sisteme de, göz yumanlara da…
“O çocuk yalan söylüyordur” diyenlere,
“Bizim zamanımızda da olurdu” deyip geçiştirenlere,
“Şimdi bunu büyütmenin ne anlamı var?” diyenlere…
Bunun adı utanmazlık!
Bunun adı ihanet!
Ve evet: Belanızı versin artık!
Çocuklara el kaldıranı, istismar edeni, ruhunu ezeni, sesini boğanı, korumayanı, duymayanı, susturanı…
Bu ülkenin, bu dünyanın, bu toplumun vicdanı yerle bir oldu.
Sadece Suçlular Değil, Susanlar da Sorumlu
“Aman bize dokunmasınlar” diyenler…
“Komşudur bir şey yapmaz” diyenler…
“Kendi çocuğu nasıl olsa” deyip sessiz kalanlar… Siz de bu pisliğin ortağısınız!
Çocuklara Karşı İşlenen Her Suç, Geleceğe Atılan Bir Zehir. Bir çocuğu korkutursan, bir toplumu susturursun. Bir çocuğun yüreğini kırarsan, bir nesli karanlığa gömersin.
O yüzden haykırıyoruz:
Çocuklarımızdan uzak durun!
Ellerinizle değil, zihniyetinizle bile yaklaşmayın!
Bu ülkenin çocukları sizin karanlığınıza kurban edilmeyecek!Artık yeter!Ve biz de susmayacağız.Çocuklarımız için, sesimizi her yerde yükselteceğiz.
Çünkü onlar susarsa, dünya susar.