Bir ülkenin gerçek gücü binalarında, süslü açılışlarında, seçim meydanlarındaki sözlerde değil, vatandaşına sunduğu eğitim, sağlık ve ulaşım hizmetlerinin kalitesinde ölçülür. Çünkü bu üç temel alan, devletin halkına “Sana değer veriyorum” deme biçimidir. Ancak bugün gelinen bizim ülkemizde bir yağmurla meydana çıkıyor. Bu alanların her biri kendi içinde bir fiyaskonun sessiz çığlığını atıyor.
Okullar açılıyor ama içi boşalıyor. Hangi ülkede yağmur yağınca eğitim duruyor? Tabi ki KKTC’de . Neden? Çünkü eğitim yuvaları bile yağmura dayanıklı değil. Yollara keza öyle. Bir sistem düşünün ki, öğrenciyi koruyamıyor. Bu bir eğitim sistemi değil, gelecek tüketim makinesi.
Sağlık desen hastane var ilaç yok. Hastaneler dolu, ilaçlar eksik, doktorlar yorgun, randevular imkânsız. İnsanlar en basit tedavi için bile günlerce, bazen haftalarca bekliyor. Sağlık hizmeti bir hak olması gerekirken bugün bir şans meselesi oldu. Kanser ilacı bulamayan hastalar, acilde saatlerce bekleyen yaşlılar, bir tetkik için altı ay sonraya gün verilen hastalar… İnsan hayatı bu kadar ucuz olmamalı. Devletin temel görevi “yaşatmak” iken, bugün birçok insan kendi kaderiyle baş başa bırakılıyor.
Ulaşım tam rezalet. Asfalt dökmek ulaşım değildir. Yol yapmak çözüm değildir. Ulaşım plan, mantık, verim, güvenlik ister. Bugün ülkede ne toplu taşıma düzenli çalışıyor, ne trafik akıyor, ne de yollardaki kazalara dur denebiliyor. Sabah trafiği ayrı, akşam trafiği ayrı bir işkence. Toplu taşıma çağ dışı. Bisiklet, yaya, engelli erişimi ise neredeyse yok. Herkes araçla bir yere gitmeye çalışıyor çünkü başka seçenek yok.
Bu da bizi daha fazla kazaya, daha fazla strese, daha fazla zaman kaybına sürüklüyor.
AMA BİZİ SADECE
YOKSA DEVLET ERKANINDA GRAM SORUN YOK….
Bu durum bir günde olmadı. Bu bir ihmal zinciri. Çözülemeyen sorunlar yıllarca biriktirildi, görmezden gelindi, ertelendi. Ülkenin geleceğini ilgilendiren bu üç alan politik hesaplara kurban edildi.Eğitim ciddiyet ister.Sağlık vicdan ister. Ulaşım akıl ister. Ama yıllardır bunların yerine günü kurtarma politikaları tercih edildi.
Hey devlet yetkileri akıl vermek gibi olmasın ama , bir ülke eğitimde çöküyorsayarınlarını kaybeder. Sağlıkta çöküyorsa, insanını kaybeder. Ulaşımda çöküyorsa, düzenini kaybeder. Bugün yaşadığımız tam olarak budur: Halk yorgun, sistem çökmüş, umut tükenmiş.
Bu ülke daha iyisini hak ediyor. Çözüm var mı? Elbette var. Yeter ki niyet olsun. Yeter ki politika değil, insan önceliklendirilsin. Yeter ki kaynaklar doğru yere, doğru zamanda, doğru şekilde kullanılsın. Bu ülkenin halkı,
daha iyi bir eğitim, daha güvenilir bir sağlık,
daha çağdaş bir ulaşım sistemini
hak ediyor.
Çünkü bu topraklarda yaşayan herkes, bir fiyaskonun değil, işleyen bir devletin vatandaşı olmayı hak ediyor….