Henüz banka hesaplarına yatmadan kaybolan bir maaştan söz ediyoruz.
Cüzdana girmeden buhar olan bir emekten… İnsanın alın teri, çalıştığı her saat, katlandığı her stres…
Daha eline geçmeden raftan çalınıyor.
Hem de göz göre göre.
Bu ülkede artık maaş almak bir sevinç değil, bir endişe sebebi.
Çünkü halk biliyor ki, o para daha hesaba yatmadan zamlar çoktan kapıya dayanmış olacak. Bakkalın, manavın, kasabın fiyat tabelası “gelecek zam” beklentisiyle değiştiriliyor.
Marketler adeta “önceden harcandı” yazısı asıyor. Sözde iyileştirme olarak verilen maaş artışları, daha hissedilmeden enflasyon canavarı tarafından yutuluyor.
Maaşlar Gerçekten Artıyor mu?
Kâğıt üzerinde evet.
Ama cebimizde hayır.
Bugün bir çalışan, geçen aya göre yüzde 30 daha fazla maaş aldığını düşünüyor olabilir.
Ancak o maaşla aldığı ürünler yüzde 50 zamlanmışsa, aslında daha da fakirleşmiştir. Bu, halkın gözüne baka baka yapılan kandırmacanın en rafine hali.
Bu sistemde maaş artışı sadece bir göz boyama. Gerçek iyileşme ise hiç uğramıyor.
Çünkü sistem baştan aşağı bozuk:
Devlet “artış” veriyor,
Tüccar “zammı” basıyor,
Vatandaş ise olanı seyrediyor.
Sessiz Soygun: Raflardan Yapılan Hırsızlık
Eskiden hırsız geceleri gelirdi, şimdi market raflarında gün ortasında.
Etiket değişiyor ama ürün aynı.
Ama ücret farklı.
Bugün bir kilo domates almak için yarım saat çalışmak gerekiyor.
Bir bidon yağ için bir gün…
Bir çocuğa ayakkabı almak, neredeyse bir haftalık maaş.
Ve bu böyleyken, sadece temel ihtiyaçlardan söz ediyoruz.
Sinema, kitap, tatil, sosyallik? Onlar artık lüks. İnsanlar yaşamak yerine sadece geçinmeye çalışıyor.
Peki Suçlu Kim?
Sisteme göre suçlu, “piyasa şartları”.
Ama halk biliyor: suçlu bu adaletsiz düzen.
Suçlu, her maaş artışını fırsata çeviren vicdansızlar.
Suçlu, zam yapmayı yönetmek sananlar.
Ve en büyük suç:
Sessizlik. Çünkü biz sustukça raftaki etiket daha da acımasızlaşıyor.
Cüzdan daha da inceliyor.
Ve en sonunda…
İnsan emeğini dahi koruyamaz hale geliyor.
Sonuç: Emek Hırsızlığıdır Bu
Bu ülkede emek artık karşılığını bulmuyor.
Çalışmak yetmiyor. Kazandığını tutmak mümkün değil. Çünkü emek, daha cebe girmeden raftan çalınıyor. Ve bu düzen devam ettikçe, insanlar bir gün maaşlarını değil, umutlarını da kaybedecek.