Sumud, Gazze ve İnsanlığın Direnci Dünya yine izliyor. Utançla…

Gizem Özgeç yazdı...

Gazze ablukasını kırmak üzere yola çıkan Sumud Filosu, insanlık için bir umut sembolüydü. Ama uluslararası sularda İsrail’in acımasız müdahaleleri, bu sembolün önüne geçti. Gemilerin çoğu durduruldu, engellendi. Yalnızca Mikeno Gazze karasularına ulaşmayı başardı... Kısa süre sonra İsrail tarafından ele geçirilse de, mesajını verdi...Umut hâlâ var, dayanışma hâlâ canlı. Tek bir gemi bile barış ve insanlık sembolü olabilir, yeter ki yola çıkmak isteyen cesaretli insanlar olsun.

Sumud, Arapçada “direniş, kök salmak, dayanışma” demek. Ve işte bu filo, tam da bu direnişin somut hâliydi. Amacına ulaşamadı belki, ama dünyanın vicdanına sert bir çentik attı. Gazze’yi konuşmamızı, görmezden gelemememizi sağladı. Netanyahu’nun acımasızlığı, siyasetin körlüğü ve dünyanın suskunluğu ne kadar ağır olursa olsun, bu gemi insanlığın direncini hatırlattı.

Gazze’nin gerçekliği, gemilerin ulaşıp ulaşmamasından bağımsızdır. Çocuklar her gece gökyüzüne bakıp “Acaba bugün sıra bizde mi?” diye düşünüyor. Elektrik yok, ilaç yok, su yok. Oyun parklarının yerini molozlar aldı, ninnilerin yerini sirenler. Ama en kötüsü, umut yok. Ve işte o umut, tek bir gemiyle yeniden filizlenmeye çalışıyor.

Sumud Filosu’nun başarısızlığı ya da Mikeno’nun kısa süreli giriş başarısı, meseleyi sadece lojistik olarak okumak eksik olur. Asıl olan, insanlığın direncine çarpan mesajdır: Sessizlik kırılabilir. Umut, hatta tek bir gemiyle bile yeniden yeşerebilir. Bir insanın, bir toplumun veya bir filonun çabası, küresel vicdanı sarsabilir.

Ve gözümde bir görüntü; insanlığı en çıplak hâliyle yüzleştiriyor. Ayağı parçalanmış bir çocuk ağlayarak soruyor: “Annem nerede?” Bu soru, diplomatik masaların, güvenlik gerekçelerinin ve stratejik hesapların çok ötesinde bir hakikat. Cevapsızlığı, insanlığın karanlık aynası.

Sumud, yalnızca bir filo değil; insanlığın direncidir. Yıkıntılar arasında kök salmak, her saldırıya rağmen filizlenmek demektir. Sessiz kalmak kolaydır, ama direnmek, umut etmek ve dayanışmak insana en çok yakışandır. Bir gün anneler çocuklarına yeniden sarılacak, bir gün çocuklar molozlar yerine parklarda koşacak, bir gün barışın gemileri Gazze limanlarına umut taşıyacak.

İşte Sumud’un bize hatırlattığı şey budur...

İnsanlık suskunlukla değil, direnç ve dayanışmayla var olur. Her sessizlik bir fırsatı çalarken, her direniş bir geleceği kurar.

{ "vars": { "account": "G-2P5695J8JB" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }