Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, hafta sonunda 20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı etkinlikleri için KKTC’ye geldi…
Erdoğan, burada toplu açılışlar gerçekleştirirken sadece ülkemize değil, dünyaya ve Güney komşumuza da önemli mesajlar veren bir konuşma yaptı…
Özellikle son zamanlarda “Federasyon” söylemini dilinden düşürmeyen Rum Lider Hristodulidis’e tarihi süreçlerle cevap veren Erdoğan, Türk tarafının federasyon masalarında kaybedecek zamanı olmadığını söyledi…
Bulduğu her fırsatta ve her uluslararası arenada “Masaya oturmaya hazırız” nidaları atan Hristodulidis’in samimiyetine başta ülkemizdeki her bir birey olmak üzere, uluslararası arenada da inanan kalmadı…
Zaten kendisi Rum Yönetim lideri seçildikten sonra kendisine hükümet ortakları olarak “Üniter Devlet” savunucularını yol arkadaşı belleyen Hristodulidis, sabah akşam federasyon görüşelim dese de o defter 2017’de kapandı…
Üniter devlet savunucusu olan Hristodulidis’in bugün “Federasyon” masalı okuyor olması gerçeklik zemininden uzak ve inandırıcı değildir…
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da konuşmasında dediği gibi Türk tarafı Federasyon görüşmeye hazırken Hristodulidis’de dâhil, gelmiş geçmiş tüm Rum yönetimleri Üniter devleti savundu…
Sayın Erdoğan konuşmasında bütün bunları kronolojik sırayla anlattı…
Hristodulidis, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasından kendine düşen payları elbet almıştır ancak işine gelmediği için bu söylemler hiç olmamış gibi yapmaya devam edecektir…
Hristodulidis bomboş laflar etmeye devam ediyor ve edecek de…
Federasyon görüşmeye bu kadar meraklıydı madem, o zaman önce Cenevre’de, ardından da New York’ta gerçekleşen 5+1 gayri resmi toplantılarda başta kapılar konusu olmak üzere, diğer güven yaratıcı önlemler konusunda neden adım atmadı?
Atamaz…
Çünkü eğer olur da Kıbrıs konusunda samimi ve yapıcı bir adım atarsa Rum seçmenleri onu bir gecede aşağı indirir…
Şahsi oy gailesi adanın geleceğinden önemli olduğu için Hristodulidis’in Kıbrıs konusunda yapıcı ve çözüm içerikli bir adım atması mümkün değildir!
Yunanistan ile de aralarının açılmasının sebebi budur!
Hristodulidis gitse yerine başka birisi gelse de bu gerçek değişmeyecektir!
Çünkü Rum zihniyetinin Kıbrıs Türk tarafı ile bir çözüm istemediği evrensel bir gerçek olarak karşımızda duruyor…
Sayın Erdoğan’ın da dediği gibi başta Birleşmiş Milletler olmak üzere ada gerçekleri üzerinden yeni çözüm modellerini konuşmalıyız…
Yıllardır izolasyonlar altında olan Kıbrıs Türkü hak ettiği özgürlüklere bir an önce sahip olmalı, uluslararası camia tarafından artık tanınmalıdır…