YANGININ PASAPORTU YOK!

Gizem Özgeç yazdı...

Ekrana bakıyoruz...Harita üstünde kıpkırmızı noktalar...Alev simgeleri.
Limasol, Baf, Eskişehir...Kırmızıya boyanmış bir yaz daha...

Ve bir iç çekiyorum derinden...Gerçekten derin...
Çünkü coğrafyaların cayır cayır yandığı yerde, insanlar hâlâ “bizim yangın”, “onların yangını” diye ayrım yapıyor...

Eskişehir’de orman işçileri can veriyor...Limasol’da yaşlı bir çift evini kaybediyor, yanmış cesetler bulunuyor...Baf’ta bir  orman kül oluyor... Bir tek ağaç kalmıyor.Kuşlar nereye uçacak belli değil...

Ve biz?
Hâlâ gurur, hâlâ siyaset, hâlâ egolar…

Düşünün... Kuzey Kıbrıs, “yardım edelim” diyor. “Gerekirse ekiplerimizi gönderelim, el uzatalım” diyor.Ama Güney Kıbrıs ve o meşhur lideri bunu kabul etmiyor. Peki Neden?
Çünkü o uzanan el, tanımadığını söylediği bir devletten geliyor...
Ama alevler “Tanıyor musun?” diye sormuyor ki! Yangın harita okumuyor.Duman diplomasiden hiç anlamıyor.

İşte tam da bu yüzden içim burkuluyor... Bir yanda alevler,
bir yanda hala statü kavgaları...

Şimdi sorgulayalım...Ama önce durup bir susalım... Acının sesini duyalım...

Çünkü bazen susmak bile dayanışmadır...Kuru cümlelerle başsağlığı dilemekten öte bir şeydir... Bir damla gözyaşı kadar hakikidir...

Doğal afetler milliyet seçmiyor.
Irk, din, dil tanımıyor. Yani yangın helikopteri “Sınırdan sonra dön” demiyor! Ama insanlar diyor.
Ne acı!

Oysa felaket dediğin şey; bir ormanın, bir evin, bir hayatın yok oluşu…Ve o yok oluş karşısında elimizi uzatabilmek, hala insan kalabildiğimizi gösteren belki de son test...

Bir de “iklim krizi” denen bir şey var…Hani hepimizin kulak arkası ettiği… O aslında sessizce bağırıyor: "Ben buradayım. Ve siz  anlamamamkta ısrar ediyorsunuz"

Her yıl yangınlar daha erken başlıyor, daha zor söndürülüyor, daha çok yer yanıyor... Ama insanlar hâlâ aynı cümlede sıkışıyor:
“Bizimle ilgisi var mı?”

Evet, elbette var...
Olmaz olur mu?

Yanan orman sadece bir bölgenin değil, hepimizin ciğeri. Göğe yükselen o siyah duman sadece kuşları değil, vicdanlarımızı da boğuyor.

Şimdi birbirimize “Geçmiş olsun” derken, bunu bir formalite gibi değil, gerçekten yürekten söyleme zamanı...

Geçmiş olsun Eskişehir…
Geçmiş olsun Limasol…
Geçmiş olsun Baf…
Geçmiş olsun bize…

{ "vars": { "account": "G-2P5695J8JB" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }