Fotoğrafçı Brice Portolano, “Dünya nüfusunun yarısından fazlası şehirlerde yaşıyor; ancak insanlar hiçbir zaman doğadan ve açık alanlardan bu denli kopuk olmamıştı.” diyerek toplumdan veya teknolojiden bağlantılarını koparmamış ama Batı dünyasının değerlerini sorgulamaya karar vermiş insanlara odaklanmaya karar veriyor.

Bu fikirle yola çıkan fotoğrafçı, “No Signal” (Sinyal Yok) ismini verdiği seri ile kendini şehirden koparabilmiş kişileri anlatıyor. Bu portrelerden biri “Arctic Love” (Kuzey Kutbu Aşkı) ve başrolde genç bir kadın var.

Tinja, en yakın şehre yaklaşık 300 kilometre uzaklıkta doğada yaşayan Finlandiyalı genç bir kadın.

Tinja Finlandiya’nın güneyindeki Jyvaskyla şehrinde 6 yıl biyoloji okuduktan sonra şehri terk etmeye ve çocukluğunu geçirdiği Lapland’teki köy evine yerleşmeye karar veriyor.

85 husky köpeği olan Tinja, aynı zamanda kızakçılık işiyle uğraşıyor.

Yıl boyunca antrenman yapmak için bolca vakit bulan genç kadın, İskandinavya’da yapılan pek çok kızak yarışına da katılıyor.

Tinja’nın evi şehrin dışında ve medeniyetten tamamen uzak.

Yaşadığı kulübeyi odun sobasıyla ısıtıyor ve yemeklerini de bu sobada pişiriyor.

Elektriğin bulunmadığı bölgede, mum ışıklarını aydınlatma olarak kullanıyor ve su ihtiyacını da kırdığı buzları bir kovada eriterek karşılıyor.

Kış aylarında havanın eksi 38 dereceye kadar düştüğü yerde, Tinja en çok bölgenin saflığını ve sessizliğini sevdiğini söylüyor.

Her hafta pek çok e-posta aldığını söyleyen Tinja, ticari ve kar amaçlı herhangi bir iş yapmayı asla düşünmemiş.

Köpeklerim ve atlarımla tek başıma yaşamayı çok seviyorum” diyen Tinja yalnız olmanın, yaşamın en huzurlu şekli olduğunu söylüyor.

Bu hayatı yaşamayı seçmesinin tek nedeni ise hayvanlara olan yoğun sevgisi.

Uğraştığı kızakçılık işinden de herhangi bir gelir elde etmeyen Tinja, “Bu işi de sadece doğaya aşık olduğum ve yaban hayatı sevdiğim için yapıyorum.” diyor.