Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, AB ülkelerinin dışişleri bakanlarının İsrail'in kendini savunma hakkını uluslararası insani hukuka göre kullanmasında hemfikir olduğunu belirterek, İsrail bombardımanı sonucu Gazze'de 150 bin kişinin yerinden edildiğini, vahim insani durumun Filistin halkına daha fazla yardım edilmesini gerektirdiğini vurguladı.

Borrell, AB dışişleri bakanlarının İsrail-Filistin çatışması konusunda video konferans yöntemiyle yaptığı gayriresmi toplantının ardından basına açıklamalarda bulundu.

Bakanların sivilleri hedef alan her türlü saldırıyı kınamakta mutabık olduğunu belirten Borrell, toplantıda alıkonulan kişilerin serbest bırakılması, uluslararası insani hukuka saygı gösterilmesi gerektiğinin vurgulandığını bildirdi.

Borrell, "Bu; su, gıda, elektrik kesintisi yapılmamalı, insanların Gazze'deki bombardımandan Mısır'a doğru kaçabilmeleri için insani koridorlar açılması anlamına geliyor." dedi.

"Hayatımda 4'üncü kez Gazze'nin bombalandığına şahit oluyorum." diyen Borrell, "Bakanlarımız İsrail'in kendi savunma hakkını uluslararası insani hukuka göre kullanması fikrinde ısrarcıydılar." ifadelerini kullandı.

"Filistin'e AB yardımları sürmeli" mesajı

AB'den dün yapılan farklı açıklamalar nedeniyle belirsizleşen "AB yardımları" konusuna açıklık getiren Borrell, bakanların "Hamas ile Filistin halkı ve yönetimi arasında kesin bir ayrım" yaptığını aktardı.

Borrell, AB Komisyonunun Filistin'e yapılan yardımların Hamas'ın eline geçip geçmediği konusunda bir değerlendirme yapılmasını istediğini, gerekirse bunun yapılacağını ancak bunun Filistin halkına verilen desteği kesintiye uğratmayacağını vurguladı.

"Bu kritik zamanda Filistin yönetimine desteğimizi durdurmak büyük hata olur." değerlendirmesini yapan Borrell, şunları söyledi:

"Çok fazla sivil kayba yol açan barbarca terörist saldırı İsrail ordusunun tepkisini tetikledi ki; bu da sivillerin acı çekmesine sebep olacak. Biz bunun (İsrail'in kendini savunmasının) uluslararası insani hukuka göre yapılmasında ısrarcıyız. Gazze'de de sivil kayıplar artıyor. 150 bin kişi yerinden edildi. İnsani durum vahim. Desteğimizi artırmamız lazım. Azaltmamız değil, artırmamız lazım."

Borrell, AB bakanlarının "yüzde 95'inin" Filistin yönetimine yardımların sürmesi gerektiğini düşündüğünü bildirdi.

Krizi fırsata çevirerek barış sürecini canlandırma çağrısı

Toplantıda ayrıca geçen ay Birleşmiş Milletler Genel Kurulu marjında New York'ta, ilgili aktörlerin Ortadoğu barış sürecini canlandırma girişiminde bulunduklarına da değinildiğini belirten Borrell, iki devletli çözümün tek yol olduğunun altını çizdi.

Borrell, "Bu, uyanış anı olabilir." diyerek, mevcut krizin İsrail-Filistin sorununa kalıcı barışçıl çözüm için fırsat doğurabileceğini ifade etti.

İsrail-Filistin çatışması

Hamas'ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları, 7 Ekim sabahı İsrail'e "Aksa Tufanı" adıyla kapsamlı saldırı başlatmıştı.

Gazze'den İsrail yönüne binlerce roket atılırken, Filistinli silahlı gruplar Gazze-İsrail sınırındaki Beyt Hanun-Erez Sınır Kapısı'na baskın düzenleyerek burayı ele geçirmişti.

Silahlı gruplar daha sonra buradan İsrail içindeki yerleşim yerlerine girmiş, İsrail ordusu da onlarca savaş uçağıyla Gazze Şeridi'ne saldırı başlatmıştı.

Filistin Sağlık Bakanlığı, İsrail'in saldırılarında Gazze'de 830 kişinin hayatını kaybettiği, 4 bin 250 kişinin yaralandığını duyurmuştu.

İşgal altındaki Batı Şeria'da ise İsrail askerlerinin saldırılarında 20 kişinin yaşamını yitirdiği, 110'dan fazla kişinin de yaralandığı bildirilmişti.

Gazze'den düzenlenen saldırılarda 1000 İsraillinin hayatını kaybettiği, 106'sı ağır 2 bin 806 kişinin de yaralandığı aktarılmıştı.