ABD semalarında görülen ay şeklindeki balon dünyanın gözlerini yine Çin-ABD ilişkilerine çevirdi. Bir süredir ABD için en büyük tehdit konumundaki Çin’e ait olduğu iddia edilen balon, iki ülke arasındaki tansiyonu da bir hayli yükseltecek gibi görünüyor.

Şu ana kadar yapılan açıklananlardan anladığımız kadarıyla balon Çin’e ait ve bu yaşanan ilk olay değil. Birkaç yıl önce de aynı balon hadiselerinin yaşandığı biliniyor.

Balonun ABD’de bulunma amacı ne?

ABD’li yetkililere göre balon istihbarat toplamayı amaçlıyor ve kesin olarak Çin’e ait ancak istihbarat toplama kabiliyeti oldukça zayıf.

Öte yandan balonun hala neden düşürülmediği de tartışılan konuların başında geliyor.

ABD’li askeri yetkililer, parçalarının düşeceği yerde oluşacak risklerden dolayı balona müdahale edilmediğini söylüyor.

Peki, balon ABD hava sahasına nasıl girdi?

ABD’nin elinde çok güçlü radar ve hava savunma sistemleri olduğu biliniyor. Peki, Çin’in istihbarat balonunun kritik tesislerin bulunduğu bazı eyaletlerde uzun saatler kalabilmesi nasıl mümkün oluyor?

Uzmanlar, bu soruya farklı cevaplar veriyor. Balonun düşük radar izi bu cevapların en popüler olanı.

TRT Haber Editörü Mehmet Kancı, 5 günlük bir yolculuğun ardından Montana semalarına ulaştığı iddia edilen balonun, Kanada’yı da gerçerek “ABD’nin nükleer silah tesislerinin bulunduğu Montana hava sahasına girişine neden izin verildiğini anlamanın zor olduğunu” ifade ediyor.

Kancı, ABD hava sahasında balon görülmesinin ilk olmadığını belirtiyor ve bizi İkinci Dünya Savaşı’nın yaşandığı yıllara götürüyor.

“Japonya da İkinci Dünya Savaşı sırasında ABD topraklarına balonlar göndererek biyolojik saldırı denemeleri yapmıştı. Yani 80 yıl kadar önce ABD topraklarına, Doğu Asya’dan gönderilecek balonların ulaşabileceği ispatlanmıştı.”

Balon ABD kamuoyunda nasıl bir etki yarattı?

ABD ile Çin arasında özellikle önceki ABD Başkanı Donald Trump döneminde başlayan ticaret savaşlarıyla ete kemiğe bürünen ve yeni soğuk savaş olarak adlandırılan bir gerilim var.

Esasen 70’li yıllardaki iyi ilişkilerin bozulmaya başlaması Barack Obama dönemine kadar uzanıyor. Pekin, Beyaz Saray için 11 yıldır birinci tehdit. Mehmet Kancı da İngiltere, ABD ve Avustralya arasında kurulan ittifaka (AUKUS) dikkat çekiyor ve Çin’e karşı somut adımlar atıldığını dile getiriyor.

Geçmişte yaşanmış hadiseler yine bu konuda da önemli bir ışık oluyor. Kancı, "Birinci Soğuk Savaş sırasında SSCB nasıl ABD tarafından bir numaralı hasım olarak belirlendiyse, günümüzdeki İkinci Soğuk Savaş sürecinde Çin başlıca hasım haline getirilmiş durumda ve şeytanlaştırma politikası yürütülüyor" diyor.

Kancı’ya göre Çin’in birinci tehdit olarak görülmesi bu hadiseye verilen tepkilerle de ölçülebiliyor.

“Bu kamuoyu algısına, balonun yarattığı etkiye bakacak olursak, etkili şekilde işlenmiş durumda.”

Olay ABD-Çin ilişkilerinde hakkında neler anlatıyor?

Bu soruyu yönettiğimiz Mehmet Kancı, son dönemde yaşanan iki olay üzerinden okuma yapıyor. Birincisi ABD’nin Filipinler’de kuracağı 4 yeni üs. İkincisi ise ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken’ın Pekin ziyareti.

Kancı, Asya-Pasifik’te ABD’nin elde ettiği yeni üslerin Tayvan’a yakınlığı dolayısıyla büyük bir öneme sahip olduğunu dile getiriyor.

“Bu üslerin en az üçü Filipinler ada devletini oluşturan adaların en büyüğü Luzon’da olacak. Luzon Adası neden önemli. Çünkü şu anda ABD ile Çin arasında bir çatışma yaratma potansiyeli olan Tayvan Adası’na çok yakın bir nokta.”

Öte yandan balon hadisesi ABD kamuoyunun en çok konuşulan konularından biriyken önümüzdeki günlerde Pekin’e önemli bir ziyaretin gerçekleştirilmesi bekleniyor.

ABD Dışişleri Bakanı Blinken Çin Halk Cumhuriyeti’ne gidecek. Bu Biden yönetiminin Çin’e yapacağı ilk ziyaret olduğu gibi aynı zamanda bir ABD Dışişleri Bakanı'nın da son 6 yılda bu ülkeye gerçekleştirdiği ilk ziyaret olacak.
Kancı bu ziyaretin sonuçlarının balon hadisesinin seyrini de etkileyebileceğini geçmişten de örnek vererek açıklıyor.

“Balon meselesi Blinken ziyareti öncesinde şüphesiz tansiyonun yükselmesine yol açacak. Eğer Washington yönetimi ziyaretin sonuçlarından memnun kalmazsa bu balon meselesini Çin’e karşı yürütülen propaganda için kullanabilir. Bu yönüyle biraz da 1957’de Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’nin ilk uydu olan Sputnik’i Dünya yörüngesine göndermesine benziyor gelişmeler. Sovyet uydusunun yörüngedeki varlığı, ABD toplumundaki anti-komünist duyguları kamçılamak için etkili bir gerekçe olarak kullanılmıştı.”