NASA'nın Jet İtki Laboratuvarı'ndan bir araştırma ekibi, Samanyolu Galaksisi'ndeki olası uzaylılarla temasa geçmek için kullandıkları mesajı geçen ay güncellemişti.

Temel matematiksel ve fiziksel kavramlar, Dünya'daki yaşamın biyokimyasal bileşimi, Güneş Sistemi'nin Samanyolu'ndaki konumu ve Dünya'nın yüzeyinin dijitalleştirilmiş tasvirlerinin yer aldığı mesaja "Galaksideki Fener" adı verilmişti.

Öte yandan, Oxford'un İnsanlığın Geleceği Enstitüsü'nde (FHI) kıdemli araştırma görevlisi Anders Sandberg, bu tür bilgileri olası zeki yaşam formlarıyla paylaşmanın risk teşkil ettiğini savundu.

The Telegraph'a konuşan Dr. Sandberg, mesajın uzaylı bir uygarlığa ulaşma ihtimalinin düşük olmasına rağmen, bu riskin "gerçekten ciddiye alınması gerektiğini" ifade etti.

Dünya dışı zeka arayışını çoğu kişinin "küçümsediğini" söyleyen bilim insanı, "Birçok kişi uzaylı arayışıyla ilgili konuları ciddiye almayı reddediyor" dedi.

Dr. Sandberg "Bu utanç verici çünkü çok önemli bir konu" ifadelerini kullandı.

Dr. Sandberg, meslektaşı Toby Ord'la birlikte 2020'de yayımladığı The Precipice (Uçurum) adlı kitabında da benzer argümanlar öne sürmüştü.

Sandberg'ün FHI'daki çalışma arkadaşı Dr. Ord da uzaylılara mesaj göndermeden önce "kamuya açık tartışma" yürütmenin akıllıca olabileceğini savunmuştu.

Dünya dışı bir uygarlıktan gelebilecek mesajları sadece dinlemenin bile riskli olduğuna dikkat çeken Dr. Ord, bu tür mesajların "bizi tuzağa düşürmek için tasarlanabileceğini" dile getirmişti.

Dr. Ord,"Bu tehlikeler küçük ama yeterince bilinmiyor ve henüz iyi yönetilemiyor."

"Temel soru, barışçıl veya düşman medeniyetlerin oranı" diyen bilim insanı, şöyle yazmıştı:

"Bu oranın yüksek mi yoksa düşük mü olduğuna dair çok az kanıtımız var ve bilimsel bir fikir birliği yok. Dezavantajın çok daha büyük olma ihtimali göz önüne alındığında, temasa yönelik aktif adımlar atmak, iyi bir seçenek gibi gelmiyor."