ABD'nin Teksas eyaletinde öğretmenin "terörist" diye seslendiği 12 yaşındaki başarılı öğrenci Velid Ebu Şaban'ın babası Malik Ebu Şaban, "Oğlumun Müslüman olması terörist olduğu anlamına gelmez. Öğretmenler, tüm öğrencilere karşı renk, din, ırk ve dil ayrımı gözetmeksizin tarafsız olmalı." dedi.
      
ABD'nin Teksas eyaletine bağlı Fort Bend şehrindeki First Colony Ortaokulu öğrencisi Velid Ebu Şaban, geçen hafta sınıfta İngilizce öğretmeni tarafından terörist olmakla suçlanmış, olayın basına yansıması üzerine öğretmen hakkında soruşturma başlatılmıştı.     

Baba Malik Ebu Şaban, oğlunu derinden yaralayan olayla ilgili AA muhabirine konuştu.     

Olayın olduğu gün oğlundan bir telefon aldığını anlatan Ebu Şaban, "Öğretmeni, oğluma sınıfın ortasında bu ifadeyi (terörist) kullanmış. Daha sonra da oğlumu müdüre göndermiş.

Ben oğluma öğretmenine gidip 'sınıfın önünde kendisinden özrü dilemesini istemesini' söyledim.

Ancak öğretmen oğluma, sınıfın gözü önünde kendisiyle konuşmayacağını söylemiş. Yani öğretmen özür dilemediği gibi konuşmayı da şu anda reddediyor." dedi.     

Okul yönetiminin konuyla ilgili bir soruşturma başlattığını ifade eden Ebu Şaban, soruşturma devam ederken İngilizce ve Dil Sanatları öğretmeninin idari izinli olarak okula gelmediğini, yardımcı öğretmenin derse girdiğini anlattı.     

Ebu Şaban, okul yönetiminin soruşturmasının nihai sonucunu bekleyeceklerini, ancak olumsuz bir sonuç çıkması halinde haklarını mahkemelerde arayabileceklerini söyledi.     

"ABD’deki öğretmenlerin genelde tüm azınlıklar, özelde ise Müslüman öğrencilere daha hassas davranmaları gerektiğini düşünüyorum." diyen Ebu Şaban, öğretmenler siyasi görüş veya ideolojilerini sınıflara taşımaması gerektiğini vurguladı.     

"AYRIMCILIK İSTEMİYORUZ"     

Ebu Şaban şunları söyledi:     

"Çocuklarımızı belli bir güven içinde okullara gönderiyoruz. Dolayısıyla böyle bir ayrımcılık yaşamak istemiyoruz. Okullarda öğretmenlerin siyasi ve ideolojik tezahürlerini istemiyoruz. Ve bunu sadece kendimiz için değil, tüm azınlıklar için istiyoruz.Okullarda siyasetle ilgili hiçbir şey konuşulmayacak diye bir şey yok, tabii ki konuşulacak. Ancak öğretmenlerin öğrencilere siyasi fikirler empoze etmeleri doğru değil."     

Yaşadıkları bölgede farklı dinlere mensup birçok ailenin bulunduğunu ve bu insanlarla iyi ilişkiler içinde olduklarını belirten Ebu Şaban, "Oğlumun Müslüman olması terörist olduğu anlamına gelmez. Öğretmenler, tüm öğrencilere karşı renk, din, ırk ve dil ayrımı gözetmeksizin tarafsız olmalı." şeklinde konuştu.     

Okul yönetiminin, olayın basına yansıması üzerine daha ketum davrandığını fakat önceki gün tüm velilere, öğretmenin bu ifadesini desteklemediklerini belirten bir elektronik posta gönderdiğini anlatan Ebu Şaban, öğretmenin sınıfta çocuğundan özür dilemesini, bunu yapmazsa okuldan uzaklaştırılmasını talep ediyor.     

Öte yandan okul yönetiminden yapılan açıklamada, öğretmenin "negatif klişelere örnek vermek amacıyla o ifadeyi kullandığını söylediği, ancak her halükarda kullanılan ifadenin doğru olmadığı" belirtildi.      

 Amerikan-İslam İlişkileri Konseyinin (CAIR) Houston ofisi yöneticisi Mustafa Carroll, yaptığı açıklamada, olayı takip ettiklerini belirtti. Carroll, ABD'de her kesimden insanların aynı anayasal haklara sahip olduğunu, Müslümanlara herhangi bir ayrımcılık uygulanmasının kabul edilemeyeceğini vurguladı.      
  
"HEPİMİZ SENİN TERÖRİST OLDUĞUNU BİLİYORUZ"     

Geçen hafta perşembe günü meydana gelen olayın ardından yerel medyaya konuşan 12 yaşındaki "onur öğrencisi" Velid, yaşadıklarını şöyle anlattı:     

"Sınıfta 'Hayatımın Çalımı Beckham' adlı filmi izlerken birden gülesim geldi, öğretmenim 'Yerinde olsam gülmezdim' dedi. 'Neden?' diye sorunca, 'Hepimiz senin terörist olduğunu biliyoruz' dedi."     

Olayın ardından sınıftaki diğer öğrencilerin de "Burada bomba var" şeklinde sözlü tacizlerine maruz kaldığını aktaran Velid, önce sınıfın bir köşesine gittiğini, ardından öğretmeni tarafından müdüre gönderildiğini ve oradan babasını aradığını anlattı.     

Geçen yıl eylül ayında Teksas'ın Irving şehrindeki MacArthur Lisesinde 14 yaşındaki Müslüman öğrenci Ahmed Muhammed, öğretmenine göstermek için okula götürdüğü elektronik saatin bomba sanılması üzerine kelepçelenerek gözaltına alınmıştı.     

İslamofobinin yükselişte olduğu ABD'de Muhammed'in hikayesi ulusal ve uluslararası bir boyuta taşınmış, olaya tüm dünyadan tepki gelmişti.     

Özellikle Paris ve San Bernardino terör saldırılarının ardından Amerikan siyasetinde Cumhuriyetçi aday adaylarının Müslüman karşıtı açıklamaları gündemi işgal etmeye başladı. ABD'de Cumhuriyetçi aday adaylarından iş adamı Donald Trump'ın "Müslümanlara ABD'nin kapılarını kapatalım" önerisiyle zirveye tırmanan İslamofobik yaklaşım, ülkenin birçok yerinde Müslümanlara karşı nefret suçlarının artmasının temel sebeplerinden biri olarak gösteriliyor.