Tunus'ta 23 yıllık Zeynel Abidin Bin Ali yönetiminin devrilmesine yol açan ve ardından Ortadoğu ile Kuzey Afrika coğrafyasındaki birçok ülkede geniş çaplı halk hareketlerini tetikleyen "Arap Baharı" adlı değişim süreci, beklentilerin aksine bu ülkelerdeki insan hakları karnesini iyileştirmedi.

Uluslararası İnsan Hakları Federasyonu (FIDH) Genel Sekreteri Amina Bouayach, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Arap toplumlarında son yıllarda tanık olunan halk hareketlerine rağmen insan hakları alanında gözle görülür bir iyileşme kaydedilemediğini belirtti.

İnsan hakları alanında geçmişle bugün arasında kıyaslama yapan Bouayach, "Bazı ülkelerde hala düşünce, ifade ve toplanma hürriyeti gibi konularda sistematik bir şekilde hak ihlali yapılıyor. Halk hareketlerinden sonra mevcut durumun eskisi gibi olmadığını söyleyebiliriz ancak bununla ihlallerinin sona erdiğini değil sadece kamuoyu ve aktörlerin çalışma tarzlarında değişiklik olduğunu anlatmak istiyorum" dedi.

Arap ülkelerinde hak ihlallerinin artma sebebiyle alakalı olarak Bouayach, "Bugün Arap dünyasında siyasi faaliyetten ziyade ideoloji ve propaganda mantığıyla hareket ediliyor. 2011 ve 2012'de pek çok ülkede vuku bulan halk hareketlerine rağmen Arap toplumu, siyasi anlaşmazlıklarını çözme ve aşamalı olarak demokratik sisteme geçme konusunda ders çıkarmadı" diye konuştu.

"MISIR'DA İNSAN HAKLARINA KARŞI KAMPANYA YÜRÜTÜLÜYOR"

Tunus ve Fas'ta diğer ülkelere kıyasla insan hakları ihlallerinde azalma gözlemlendiğini belirten Bouayach, Mısır'da Müslüman Kardeşler Taşkilatı (İhvan) yetkilileri hakkında verilen idam kararlarıyla ilgili ise şunları söyledi:

"Mısır'da insan haklarına karşı güçlü bir kampanya yürütülüyor. Mısır'da diğer bölge ülkelerinde olmadığı kadar büyük ideolojik sorunlar yaşanıyor. Ülke, terörle mücadele bahanesiyle insan haklarını ihlal ediyor, yargılamalar mahkemeler yerine polis karakollarında yapılıyor. Keyfi tutuklamalar, kaçırma olayları ve yüzlerce kişi hakkında verilen idam kararları da bu ihlallerin bir parçasını oluşturuyor."

SİYASİ İRADE İHTİYACI

Bölge ülkelerindeki insan hakları karnesinin iyileştirilmesiyle ilgili tavsiyelerde bulunan Bouayach, "Bölgenin, net bir siyasi iradeye, görev ve sorumlulukların paylaşımına ve ideolojik kışkırtmalardan kurtulmaya ihtiyacı var. Tüm bu olumsuzluklardan kurtulup aciliyeti olan iktisadi ve toplumsal meselelerin üzerine eğilmek lazım. Arap toplumlarının hala siyasi anlaşmazlıklarını çözebildiği kanaatinde değilim. Görüş belirtmeyi siyasi muhalefet olarak algılamaktan vazgeçmedikleri sürece bölge ülkelerinin bu kanlı girdaptan kurtulması mümkün olmayacaktır" ifadesini kullandı.

Libya krizi ve çözüm için yürütülen müzakerelere de atıfta bulunan Bouayach, "Libya'da taraflar çözüme ulaşamadı çünkü siyasi düşünce, grup sınırlarını aşıp devlet düzeyine geçemedi. Bu sorunlar, bölgede siyasi çözüme ulaşılmasını zorlaştırıyor. Bölgede bir grup diğerine karşı savaşıyor, bu gruplar bir araya gelecek olsa bile bir devlet ya da millet bilinciyle hareket edemeyeceklerdir" dedi.

1922 yılında kurulan ve 100'den fazla ülkeden 178 örgütün üye olduğu FIDH, dünyanın en eski uluslararası insan hakları kuruluşu oma özelliği taşıyor.