Kasabada yaşayan 600’den fazla kadının birçoğu 35 yaşın altında.

Bir kısmı evli olan kadınlar, eşlerinin kendileriyle yaşamasına izin vermiyor ve onların başka yerde yaşamalarını şart koşuyor.

Hatta erkek çocuklar 18 yaşına geldiğinde kasabadan gönderiliyor.

İşte ilginç hikayesiyle Noiva do Cordeiro kasabası...

1891 yılında kurulan Noiva Do Cordeiro kasabası yaklaşık 600 kadın nüfusuyla erkeksiz bir şehir özelliğine sahip. Yalnızca evli olan kadınlara hafta sonları eşlerini ve çocuklarını görme izni veriliyor. Erkek çocuklar 18 yaşına geldiğinde kasabadan gönderiliyor ve köyde yaşamasına izin verilmiyor. Köyün tüm işleyişini ve yönetimini kadınlar sağlıyor.

Köylülerin anlattıklarına göre kasaba, 1891 yılında zorla evlendirildiği erkeği terk ettiği için Katolik kilisesi tarafından kovulan Maria Senhorinha de Lima tarafından kurulmuş.

Köylüler tarafından kızıyla birlikte dışlanan bu kadın kendini bir süre dünyadan soyutlamış. Köyden ayrılırken yanında götürdüğü kızı 16 yaşında bir din adamı olan Anisio Pereira ile evlenmiş.

Papaz olan Anisio Pereira bölgede kendi kilisesini kurarak kadınlar adına içki içmelerinden, saç kesimlerine, müzik dinlemelerine kadar birçok konuda yasaklar getirmiş. Anisio’nun 1995 yılında ölümünün ardından köyde yaşayan kadınlar erkek egemenliğine karşı bir köy kurmuşlar.

Kendilerini de kiliseden soyutlayarak evlilik ve çocuklara vaftizi kilisede yapmamaya karar vermişler. Mirror Gazetesine verdiği röportajda kasabada yaşayan Rosalee Fernandes şunları söylüyor:

“Kalbimizde Tanrı var ama kiliseye gitmemiz, bir papazın önünde evlenmemiz veya çocuklarımızı vaftiz etmemizin gerektiğini düşünmüyoruz. Bunlar erkekler tarafından koyulan kurallardır. Ayrıca kadınların erkeklerden daha iyi yaptığı birçok şey var.

Kasabamız, erkeklerin olduğu yönetimden daha güzel, daha organize ve çok daha uyumlu’’ diyor.

Erkeğin olmadığı yerde rekabet kavramının olmadığını vurgulayan yerli kadınlar, sorunları halletmede çatışmadan ortak bir fikir birliğine kolayca vardıklarını söylüyor.

Kendi kurallarını kendileri koyarak yaşayan yerli kadınlar erkeğin olmadığı işlerde daha iyi bir dayanışma ortamının olduğunu vurgulayarak o dönemden bu yana bölgede bir kreş ve restoran açarak kazandıkları tüm parayı toplumun hizmetine sunuyorlar.