Hükümet programı bugün Cumhuriyet Meclisi’nde okunacak. İki tam gün sonra ise o program yine Melis’te tartışmaya açılacak.
Hükümet programı nedir? Hükümet halkına söz verir. Şu kadar zamanda şu kadar işi yapacağım, yol haritam şöyle olacak der.
Peki bugüne kadar bizim ülkemizde kaç hükümet programı okundu? 
KKTC’nin ilanından bu yana 25 hükümet kuruldu. Bu da 25 hükümet programı eder.
Bu hükümet programlarında verilen sözlerin ne kadarı tutuldu derseniz, ne yazık ki yüzümüzü ağartan bir sonuç var diyemeyiz. 
Özellikle pandemi sonrasında dünyada ekonomik açıdan yaşanan küresel çalkantılar, turizm ve yüksek öğretim gibi iki bacak üzerinde ayağa kalkmaya çalışan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ekonomisini yerle yeksan etti.
Turizmdeki yıllık daralma yüzde 80’lerle ifade ediliyor. Öğrenci daha yeni yeni gelmeye başlıyor. Ama gelen öğrenci de ekonomik krizin etkisiyle eskisi gibi değil.
Esnaf kepenk kapatma noktasında. “Açık kalsam mı daha karlı, kapatsam mı daha karlı” diye kestirmeye çalışıyor,
Halk akaryakıttan, tüp gaza, yemeklik yağdan, ekmeğe kadar zam yağmuru altında inim inim inliyor.
En temel tüketim maddelerinden ekmeğe bugünden itibaren geçerli olmak üzere yapılan yüzde 25 zam dayanma sınırını zorluyor.
Yani asgari ücretle geçinen dört kişilik bir aile günde dört ekmek yese, maaşının yüzde 11’ini sadece ekmeğe ayırmak zorunda kalıyor.
Kısacası kuru ekmek bile ayda 480 TL tutuyor.
Fırıncılar Odası, zamma gerekçe olarak artan un maliyetlerini gösterirken, bu gidişle zamların devam edeceği uyarısında bulundu.
Ülkeyi yönetenler hükümet programlarını  hazırlarken, sokakta yükselen homurtuyu duymak zorunda.
Ünlü Fransız  devrimi öncesinde kraliçe Marie Antoinette, Paris halkının ekmek dahi alamayacak kadar yoksul durumda olduğu kendine haber edildiğinde “Ekmek bulamıyorlarsa pasta yesinler”  demişti. 
Kraliçenin sonu malum. Tarihten ders alınmalı. KKTC’deki siyasetçiler de aynı mantıkla devam ederse ülke aynı karanlığa gömülür. Aklımızı başımıza toplayalım…