Dr. Ali Pilli...
Her dönem, insanlığına, doktorluğuna, ağabeyliğine, çalışkanlığına ve de Baflılığına saygım, sevgim sonsuz...
Ama Dr. Ali Pilli yoruldu.
Bunu görmemek, bunu anlamamak mümkün değil.

-*-*-

Neden yoruldu peki?
Çünkü insanlığına, doktorluğuna, ağabeyliğine, çalışkanlığına, vefakarlığına, adamlığına, dürüstlüğüne “siyaset” bulaştı!

-*-*-

Kabahat kendinde mi?
Hayır!
Kabahat sistemde!
Sistem, Dr. Ali Pilli’yi, doğruları söylememeye zorladı...

-*-*-

Mesela?
Dr. Ali Pilli defalarca çeşitli sözler verdi.
Vaatlerde bulundu.
Ama sistem, bunları yapmasına engeldi.

-*-*-

Tıpkı, Kudret Özersay, Tolga Atakan ve Ayşegül Baybars gibi...
Aslında, tıpkı tüm HP’liler gibi...

-*-*-

Kudret hoca ve arkadaşları da, çok iyi insan, çok iyi yurtsever ve çok bilgili ve tabii ki son derece idealist tavırlarla siyasete soyundular.
Ve çok iddialı – çok iyi niyetli bir şekilde sahaya çıktılar.
Çok da başarılı oldukları konular kesinlikle olmuştur.
Ama sonra, sistemin çalışmadığını, çalışmak isteseler bile ya bürokratik hantallığın, ya siyasi çürümüşlüğün, ya kafa yapısının ya da bazı acı gerçeklerin kendilerini istemedikleri halde engellediğini gördüler.
Elbette tecrübe kazandılar.

-*-*-

Dr. Ali Pilli, “... Bu Güzelyurt Hastanesi’ni bitirmezsem...” diye başlayan çok sözler verdi mesela.
Tarih de ortaya koydu.
Şu tarihte bitecek dedi.
Çok iyi niyetliydi, kararlıydı.
İddialıydı.
Parasının ayrıldığını dahi söyledi.
Güzelyurt Hastanesi’ne “taş” eklenmedi.

-*-*-

Temmuz 2020’de, Girne Amerikan Üniversitesi’nin yarım inşaat hastanesi devralındı.
İmza törenleri düzenlendi.
Hatırlayın ne şaşaalı sözler verildi.
3 ayda o hastane bitecekti.
Parası hazırdı.
“Çakıl” eklenemedi.

-*-*-

O imza töreninde, Dr. Ali Pilli, siyasi demeçler de savurdu...
“... Tanınmamış KKTC, işte tanındı, Kovid – 19’u çalışmalarımız sayesinde yendik ve devletimizi tanıttık” gibi sözler sarf etti.
Bu sözlerin, dün bana bir doktorumuzun yazdığı acı mektupta “yerle yeksan” olduğu apaçıktı.
Çünkü Kovid – 19, “şu veya bu sebeple”yi bir yana bırakıyorum, “O’nun veya bunun hatası”nı geçiyorum; sistemin “çalışmaması” veya “çalıştırılmasına izin verilmemesi” nedeniyle, tüm ülkeyi mahvedebilecek boyuta dayandı.

-*-*-

Çaresiziz...
İşadamları, Çin malı oyuncak ithal edermiş gibi, tüm Dünya’nın acıyla talep ettiği ve devletler seviyesinde hem siyasi zirvenin hem de en yetkili laboratuvarların aracılığı ile alınabilen aşı almak için sanırım “boşuna” kürek çekiyor!’

-*-*-

Girne Hastanesi’nde doktor ve sağlık personeli kalmadı... 
Sadece Çarşamba akşamından Perşembe sabahına Girne’de 45 vaka tespit edilmiş.
Girne’de doktorların belirttiğine göre, vaka sayısı katlanarak artıyor ve artacak.

-*-*-

Doktorlar diyor ki, Girne’de OHAL ilan edilmeli...
Kimse sokağa çıkmamalı.
Ama ne yazık ki her dileyen sokağa çıkıyor, hava güneşliyse, kordonda yürüyüş keyfi yapılıyor... 

-*-*-

Doktorlar soruyor: “Bunu kim denetlemeli?”...
Bir doktorumuz mesajında diyor ki; “... Gerçekten, sokakta gezintiye çıkanları kim denetlemeli?”

-*-*-

Girne’de ve köylerinde hayat eskisi gibi değilse bile, ona çok yakın bir şekilde devam ederken, vaka sayısının düşmesini sadece “mucizelerden” bekleyebiliriz.

-*-*-

Bir doktor arkadaşımız yine soruyor: “... Yok mu uygulanacak caydırıcı bir ceza mekanizması?”

-*-*-

Bakın Girne Akçiçek Devlet Hastanesi’nden bir doktor, aynen şunları yazdı:
“… Hastanede ciddi anlamda çalışabilecek sağlıklıl personel sıkıntısı yaşanıyor. Artık kim hastanede kim karantinada takip edemez duruma geldik. Mevcut tek tük personel her yere yetişemez oldu. Ciddi anlamda tükenmişlik sendromu, korku ve gerginlik söz konusu. Her gün kalan tek tuk personelin de tedavi için veya temaslı olarak hastaneden alındığını duyuyoruz, görüyoruz ve demoralize oluyoruz. Ah vahla olmuyor. Çünkü kurallara uyulması artık tercihe bırakılamaz…”

-*-*-

Mektup veya mesaj şöyle devam ediyor:
“… Girne'de yayılmayı yavaşlatacak acil ve çok ciddi tedbirler ve bol temaslı bir hayatı caydıracak kuralların devreye girmesi lazım… Denetim ve ceza lazım. Bunun organizasyonunun sorumluluğu kimde? Tamam Girne'nin güya diğer bölgelerle ulaşımını kesmek için uğraşılıyor da Girne için tam olarak hangi özel tedbirler alındı?”

-*-*-

Siyaset, sağlığı bitirmiş durumdadır...
Haaa, siyaset sağlığı bitirmeden önce de zaten bize her yer pandemiydi; bir şey değişmedi ama şu anda insanımızın zamansız ölümlerinin çoğalması riski söz konusu... 

-*-*-

Ne mi yapalım?
Artık siyaseti değişelim!
Gaz vermeyelim...
Gaza gelmeyelim...
“Ver coşkuyu” pozisyonuna düşmeyelim...
Daha gerçekçi olalım...

-*-*-

Pandemi mi?
Bize her yer pandemiydi zaten...
Sadece ölüm korkumuz yoktu veya başkasının pasaportuyla bazı gezintilere gidiyorduk, o kadar...
Bir de, Güney’de alış veriş yaparken, “Avrupa havası” kokluyorduk; kışın Trodos’ta kar görgüsüzlüğü yapıyorduk falan...
Ama gerçekten, bize her yer pandemiydi.

-*-*-

Aklımızı başımıza almak zorundayız.
Artık tuz da kokmuştur.
Yalana ve boş vaatlere dayalı sürekli gaz verilmiş siyasetle vatandaşa da gaz vermekten uzak durmamızın zamanı gelmiştir.
Nasıl mı yapacağız?
Elbette oturup konuşarak...

-*-*-

Bunca yıl, boş vaatlerle, süper yalanlarla, sallamalarla, adam kayırmalarla, kadın - adam karalamalarla geldiğimiz nokta – geldiğimiz konum ortadadır...
Evet, geçmişte bize her yer pandemiydi ama artık “ölüm” da var!