Her ne kadar da arada bir resmi bazı uluslararası toplantılarda, Türkiye’nin resmi tezinin aslında hiç değişmediğini görüyor, okuyor, dinliyor olsak da; son dönemlerde, “egemen iki eşit devlet” iddiasıyla ortaya atılan bir çözüm modeli söz konusudur.
Türkiye’nin resmi tezi mi?
Türkiye’nin resmi tezi; “Garanti Antlaşması”dır!
Türkiye’nin resmi tezi; 1977 – 1979 Denktaş – Makarios ve Denktaş – Kiprianu uzlaşılarıdır....
Ve Türkiye’nin resmi tezi; 11 Şubat 2014 – Eroğlu – Anastasiadis imzalı belgedir...
 
---
 
Peki bütün bunlar neyi ihtiva eder?
Özetleyecek olursak; bütün bu uzlaşılar veya antlaşmalar, “ayrılıkçılık” olarak adlandırılabilecek “iki egemen devletli çözüm” modelini; “kesin ifadelerle” reddeder!
 
---
 
Peki, Ada üzerinde, “egemen eşit iki devlet” veya “iki egemen eşit devlet” sıfır ihtimal midir?
Elbette değildir!
Anlaşmalarda imzası olan taraflar oturuverir; tekrardan anlaşır ve bu antlaşmalar veya anlaşmalar ya da uzlaşılar “bertaraf” edilirse, “neden olmasın”?
 
---
 
Mesela Garanti Antlaşması iptal edilir!
Oturur konuşursunuz, pazarlık yaparsınız, diplomatik adıyla “müzakere edersiniz”; uzlaşırsanız, bu anlaşmayı imzalayanlar yeni imzalarla ortadan kaldırabilir...
 
---
 
Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kendi bağımsızlığını, toprak bütünlüğünü ve güvenliğini “garanti” eden bu anlaşma zaten şu anda da fiilen ortada değil gibi durmaktadır ki o da ayrı bir mesele!
Çünkü , aynı Garanti Antlaşması, “... anayasaya saygıyı güven altına almayı taahhüt etmektedir”...”
 
---
 
Garanti Antlaşması, “... Kıbrıs Cumhuriyeti’nin, tümüyle veya bir bölümüyle herhangi bir devlet ile hiçbir şekilde siyasi veya ekonomik bütünleşmeye girmeyeceğini de taahhüt etmektedir...”
İmzalarsınız, bunu da iptal edersiniz!
Kim mi imzalar?
Kıbrıs Cumhuriyeti (Başkan ve Yayrdımcısı); Türkiye Cumhuriyeti, Yunanistan ve Birleşik Krallık!
 
---
 
Haaaa, “egemen eşit iki devlet”; Garanti Antlaşması imzaları ile var olduğu sürece “imkansızdır”... Haliyle, Kıbrıs Adası üzerinde “egemen eşit iki devlet” kurabilmek için bu dört devletin “beş imzası” şarttır!
Çünkü özetle ne diyor Garanti Antlaşması?
“... Kıbrıs Cumhuriyeti, Ada’nın gerek baka bir ülkeyle birleşmesini (Enosis), gerekse taksimini (Ayrı ve de bağımsız, egemen, falan ve de benzeri) doğuracak doğrudan doğruya veya dolaylı teşvik edici tüm hareketleri yasaklar.”
 
---
 
Garanti Antlaşması, Kıbrıs’ın toprak bütünlüğünü garanti ediyor... 
“Yunanistan, Birleşik Krallık ve Türkiye” bunu garanti ediyor!
Yani, Garanti Antlaşması var olduğu müddetçe, “Kıbrıs Adası’nın toprakları ortadan, yandan, kenardan, ucundan” bölünemez!
 
---
 
Aynı antlaşma, Majesteleri Kraliçe II. Elizabeth’in ülkesi Büyük Britanya İmparatorluğu veya öteki adıya birleşik Krallık ya da bildiğimiz şekliyle İngiltere’nin egemenliğinde kalan toprakların bütünlüğünü de garanti ediyor...
Yani Başkan ve yardımcısının imzaları ile Kıbrıs Cumhuriyeti, Yunanistan ve Türkiye; İngiliz egemen üs topraklarına “saygı” gösterileceğini de garanti ediyor...  
                 
---
 
Kısacası sevgili dostlar; elbette hukukçu bir yığın insan onların işlerine müdahale ettiğim yargısına varabilir; önceden affımı isteyeyim ama benim anladığım, anlatılanlardan kavradığım, okuduklarımdan çıkardığım şudur ki; Garanti Antlaşması denen “uluslararası bağlayıcılığı bulunan belge”; Enosis’i ve Taksim’i kesin ifadelerle yasaklıyor...
 
---
 
Yani daha açık yazacak olursak; Ada’nın tamamı veya bir bölümü, her hangi bir başka ülkeyle birleşemez... 
Bir başka deyişle; Garanti Antlaşması hayatta olduğu müddetçe, “KKTC” olamaz... 
Ve yine bir başka anlamıyla; “KKTC vardır ve hayattadır” diye törenler yapılır, demeçler verilirken; “egemen eşit devletli çözüm” talep etmek gibi bir “karmaşık talep durumu” da gündeme getirilemez!
Getirilirse ne olur?
Oturup anlaşmak gerekir!
 
---
 
Nasıl bir anlaşma?
Garanti Antlaşması’nı “feshedecek” bir antlaşma tabii ki!
E buna var mısınız?
 
---
 
Kısacası, “egemen iki devlet”, “iki egemen devlet”, “bağımsız devlet” gibi taleplerde bulunurken, “duygusal” olmak elbette herkesin en doğal hakkıdır!
Kimse size; “Duygusal anlamda, Kıbrıs Adası üzerinde egemen eşitliğe dayalı iki bağımsız devlet talep etme hakkınız yoktur” diyemez!
Ama ne yazık ki Dünya, “duygusal”lıkla yürümüyor!
 
---
 
Haaaa Rum halkını ikna mı edeceksiniz?
Bilemem!
Garanti Antlaşması sanırım hala hayattadır...
1977 – 1979 yıllarındaki Denktaş – Makarios ve Denktaş – Kiprianu uzlaşıları yerinde durmaktadır... 
Üstüne 11 Şubat 2014’teki belgeye, Derviş Eroğlu ile Nikos Anastasiadis, “kabul ettik be” diyerek imza koymuşlardır...
“Yok, biz usandık, 50 bilmem kaç senedir federasyonu konuşuruz olmuyor, haydi biz iki egemen eşit devletli çözüm isteyelim” diyemezsiniz!
 
---
 
Veya dersiniz tabii ki de sonra, uluslararası toplantılarda, Türkiye “BİR” devletten yani “KIBRIS üzerinde TEK devletten” bahsettiği zaman kendinizi nasıl hissedersiniz?
Aldatılmış mı?
Oyuncak mı?
Oyun kağıdı mı?
Poker masasında mı?
Doğrusu çok merak ediyorum!
 
---
 
Bakın, tekrar ediyorum; “Egemen eşit iki devlet” isteme hakkınız yoktur demedim!
Vardır!
Hem de kesinlikle vardır!
Ama bu talepte bulunmanın gerçek adının “çözüm istememek” olduğu da apaçık ortadadır!
İyi pazarlar!