“Hepimiz korununcaya – aşılanıncaya kadar, kimse güvende değildir. Kovid, küresel anlamda çözülmesi gereken bir sorundur”...
Bazı sözleri, bazı yerlere not olarak düşerim; “bir gün bunu yazmak lazım” diye... 
Bu sözü de kimin söylediğini yazmamışım ama bir İngiliz gazetesinde hafta sonu okuduğumu hatırlıyorum... 

-*-*-

Yerel...
Ulusal...
Bölgesel...
Küresel...
Dört cephe var savaşmamız gereken... 
Bu yazıdan da çıkardığım sonuç veya anladığım odur...
Önce “yerelde” çözeceğiz sorunumuzu... 
Önce KKTC’de herkes korunacak yani aşılanacak...
Sonra, “ulusal” derken, gelin lütfen bunu “siyasi” anlamda almayın, coğrafi olarak düşünün ve “tüm Kıbrıs Adası” aklınıza gelsin... Tüm Ada’yı güvene alacağız... Birlikte tabii ki!
Ve bölgemiz ve küremiz...
Eğer herkes korunmaz, herkes aşılanmazsa, Kovid – 19 yenilmez...
Şu andaki durum budur...

-*-*-

Sen istediğin kadar virüsten arın; tüm Dünya arınmazsa, mutlaka geri gelir!

-*-*-

Ve tabii ki bir yandan aşılanma devam ederken, öte yandan yaşam durmamalı değil mi?
Hayat devam ediyor ve eğer çalışmazsak, Kovid -19’un sonucundan çok daha kötü sonuçlarla da karşılaşabiliriz...

-*-*-

Ne yazık ki, Kovid – 19’la alakalı aşı veya ilaç çalışması bizim yapacağımız bir iş değil...
Ama, aşı ve ilaç sağlanması, kesinlikle önceliğimiz olmalı...
Yerel coğrafyamızda, bizi yönetenlerin en baştaki konsantrasyonu, Başbakan Ersan Saner’in de söylediği gibi bu olmalı...
Bir şekilde “korunmak” amaçlı aşıyı ve varsa, “tedavi” maksatlı ilaç ya da ilaçları sağlamalıyız... 

-*-*-

Korunmak sadece aşı mı?
Elbette değil!

-*-*-

Peki Kovid – 19 Dünya’daki en son salgın mı?
Hiç değil!
O zaman, olası daha tehlikeli salgınlara karşı da neler yapabileceğimizi mutlaka değerlendirmeliyiz.
Nasıl mı?
Ülkeye girecek olan herkes ve her şeyin en iyi şekilde kontrolü ile mesela...

-*-*-

Sağlık sistemimiz... 
Her şeyin başı sağlık mı?
Evet sağlık...
Sağlık ve eğitim...
İkisinde de sıkıntılı mıyız?
Kabul etmek lazım ki çok sıkıntılıyız...
O zaman her şeyden kesip, sağlıktan ve eğitimden kesmemeyi, sağlığa ve eğitime bütçemizden en büyük payları ayırmayı başarmalıyız... 

-*-*-

Hükümetler mi?
Hükümetlerin kültür haline dönüşmüş ve de kokuşmuş yapısı artık değişmeli!
Sağa sola “gebe” siyaset ortadan kalkmalı...
Temiz, hesap verebilir ve hesap sorabilir siyaset çok önemli...

-*-*-

Yalan sıfırlanmalı.
Yalan söyleyen, her yalanına bir mazeret bulmayı siyasetçilik sayanların devri kapanmalı.
Toplum için, çok hızlı kararlar üretebilecek; “şu kararı alırsak, şu iş insanı zora girer, e adam bize seçimde yardımcı olduydu”yu asla düşünmeyecek olanlar siyasette kalmalı; banka borcu kapatılanlar, “biraz partilerine, biraz kendilerine” çalışanlar siyasetten men edilmeli!
Nasıl mı?
Sandıkta elbette!

-*-*-

Ve toplum, sıkıntıları anlamlı, bilmeli...
Salgın var, biz bu salgını sokaklarda fink atarak yenemeyiz...
Halk bunu görebilmeli...
“Evde kal” dendiğinde, bunu söyleyenlere güvenip, kalmalı...
“O güven yaratılmalı”! 
Anladık değil mi?
Vatandaş ile siyaset arasında güven yıkılmamalı!
Vatandaş, siyasete ve siyasetçiye baktığı zaman, “Bu siyasetçi benim sağlığımı düşünüyor” diyebilmeli...

-*-*-

Neden toplumun neredeyse tamamı, hükümetin bunca başarısızlığına, ya da çaresizliğine rağmen, şu anda, Dr. Ali Pilli’ye delicesine destek veriyor?
Çünkü Dr. Pilli’yi kendinden biri gibi görüyor... 
Kovid Ali amca!
Devlet mekanizması içerisinde karar almakta geciken, bazı çıkar gruplarının çıkarlarını gözettiği açık olan öteki “bazı” hükümet mensuplarını ise neredeyse “zenginlerin çalışanı” olarak kabul ediyor.

-*-*-

Mesela; “Milletvekilleri aşı olmalı mıydı?”
Olanlar var biliyoruz!
Zaten kendileri açıkladı!
Devletin açıkladığı sırayı bozup da aşı olanların siyaseti bırakmaları gerektiğine olan inancım tamdır.
Haaa devletin açıkladığı sıraya uyup da aşı olanları tenzih ederim...
Cumhurbaşkanı’nın “örnek olmak” adına aşı olmasını da bir yere kadar kabul ederim...

-*-*-

Kısacası, diyeceğim odur ki; Kovid – 19, Kıbrıs Türk toplumu için bir dönüm noktası olabilir...
Gelin bu fırsatı değerlendirelim...
Hesap vermeyenlere, hesap sormayanlara, şeffaf olamayanlara bir daha şans vermeyelim...
İş insanlarına gebe kalmış, üçüncü Dünya siyasetçilerinden, siyaseti kişisel çıkar olarak yapanlardan uzak durmayı başaralım...

-*-*-

Yani tekrar gibi olacak ama Kovid – 19 fırsattır...
Dünyalı olalım, mesela ilk başta nüfusumuzu bilelim ve kimseden balık istemeyelim... 
Balık tutalım... 
Tuttuğumuz balıkları bölüşüp aç kalmayalım, sonra satmaya bakarız... 
Değilse tamamen batarız!