Yazılanların yanlış olduğunu söylemiyorum!

Konuşulanların hatalı olduğunu da!

Evet, Türk televizyon dizileri insanlara “şiddet ve öldürmek” keyifli bir şeymiş gibi gösteriyor...

Evet, oyuncak silah satışı bile yasaklanmalı!

Ve evet, bilgisayar oyunları çocuklarımızın aklını alıyor!

-*-*-

Bu yapılan yorumların hepsi doğru!

Daha ne yorumlar yapabiliriz!

Mesela eski aile yapısı bozuldu!

Aileler dağıldı!

-*-*-

Nene – dede unutuldu!

Anne – baba sallanmıyor!

Eski arkadaşlıkları bitti!

-*-*-

Hatta daha da ileriye taşıyabiliriz yorumları!

Mesele erkek çocukları daha mastürbasyon yapmayı öğrenmeden eline silah verip nöbete koymuşuz ama onlara “vatan” denen veya “toplum” denen değerlerin korunmasının “namus” olduğunu öğretmişiz!

Peki şimdi?

“Para!”...

Varsa yoksa kapitalist iğrençlikler!

-*-*-

Öğretmenler?

Eskinin saygın köy öğretmenleri, çok üzgünüm ama çok hatta çok çok çok azalmış!

Tüm öğretmenlerimi hatırlarım; bugünün çocuklarını çağırın, “sorun”; “sınıf öğretmenin adını bilmeyenler çoğunluktadır!”...

-*-*-

Uyuşturucu, alkol gibi toplumu gerçekten bitirebilecek olumsuzlukların yaygınlaştığını uzmanlar anlatmaktadır.

-*-*-

Kısacası, günümüz toplumları, günümüz teknolojisi, günümüz gelişmeleri, günümüz kapitalizmi “insanı”, tehlikeli bir canavar yapmıştır...

-*-*-

Buna benzer konularda, her söylediğine çok güvendiğim sevgili Barış Başel, Kıbrıs Postası’ndan Vatan Mehmet’e, her zamanki gibi muhteşem bilgiler verdi...

Kıbrıs Postası’ndaki ilgili haberin girişi şöyle:

“… Geçitkale’de yaşanan aile içi facia hakkında Sosyal Hizmet Uzmanı Barış Başel, felaket tellalı olmak istemediğini ancak daha kötü örneklerle de karşılaşabileceğimizi ifade ederek insanın genetik kodunun teknolojik gelişmelere uygun olmadığının bilimsel olarak ispatlı olduğunu, artık bizim de “şiddeti içselleştiren bir kuşak” ve “kültürle” yüzleşmemiz gerektiğine dikkati çekti. Başel, hızla "okul sosyal hizmet birimlerinin" hayata geçmesi gerektiğini söyledi.”

-*-*-

İnsanın genetic kodu, tekenolojik gelişmelere uygun değil!

Şiddeti içselleştiren bir kuşak var.

Şiddeti kültür haline dönüştürmüş bir kuşak!

Daha da kötü örneklerle karşılaşabiliriz.

“Okul sosyal hizmet birimleri hayata geçmeli”…

-*-*-

Sevgili Barış kardeşimin saptamalarının kısa bir özeti bu!

Ve okul sosyal hizmet birimlerinden söz ediyor!

-*-*-

Kim yapacak bunu?

Kim uğraşacak bütün bunlarla?

Gençleri, çocukları, toplumu kim koruyacak?

Alkolle, uyuşturucu ile kim mücadele edecek?

-*-*-

Tabii ki hükümet!

-*-*-

Peki hangi hükümet?

Bizimkisi mi?

-*-*-

Bir şey demek istemiyorum…

Yorum da yapmak istemiyorum…

“İnşallah” deyip kapatıyorum!

-*-*-

İnşallah ne demektir?

Bu arada buna da bakmak lazım!

İnşallah; en basit anlamıyla, “Tanrı isterse” demektir!

Kısacası, bizim işimiz pek hükümetlik değil; Allah’a kalmıştır!

Ne olur yardım et Allah’ım!

Çünkü, suçlamak da istemem, çünkü hepimiz kabahatliyiz ama “medet umduğumuzda pek iş yok!”…

-*-*-

Haaa bu arada, hayat devam ediyor…

Bilgisayar oyunuydu, Türk televizyon dizileriydi, kapitalizmin bozduğu teknolojik çağdı, şiddet kültürüydü, çocuklara oyuncak silah satılmamasıydı meselelerini tartışaduralım; üç güzel kardeşimiz ölmüştür.

Ve ne yazık ki, bizim tartışmalarımız onları geri getiremeyecektir…

Çınar, Bengü ve İbrahim Çobanoğlu artık bizlerle değildir.

Allah rahmet eylesin; kimseye böyle bir acı yaşatmasın… 

Aileye, köylülerine, ülkemize başsağlığı diliyorum…