“… Dilimiz bize atalarımızdan kalan en büyük kalıttır, hem de bitip tükenmez bir hazine. İşin en önemli yanı dilimiz kendi kendini üretmektedir. Kökler ve eklerden oluşan yapısı gereksinimimiz olan sözcükleri üretmemizi sağlar. Binlerce kök sözcüğü ve 204 ekiyle söz varlığımız sürekli artmaktadır. Artışı sağlayanlarsa çoğu zaman köylerde, kentlerde yaşayan çarıklı bilgelerdir. Derleme ve tarama sözlükleri böylesi sözcüklerle doludur…”Araştırmacı-Yazar Mustafa Gökçeoğlu, 30’uncu kitabı, 7’inci sözlüğü olarak yayınlanan “Kıbrıs Türk Eksiltimli ve Kısaltımlı Söylemler Sözlüğü”nün gerekçesini yukardaki ifadelerle açıkladı önsözde.“İsteyenin yüzü bir kara/vermeyenin yüzü iki (kara)”; “kaza geliyorum demez, (kaza) geldim der” ; “adamı sulu dereye götürür, (adamı) susuz getirir”, “ağrıyı sızıyı hekimden sorma, (ağrıyı sızıyı) çekenden sor” gibi “eksiltimli” sözcüklerden oluşan atasözleri, söylem, günlük kullanıma giren kelimeler, argolar gibi derlemelerden oluşan kitap yaklaşık 350 sayfa. Gönyeli Belediyesi tarafından yayınlanan kitapta, dernek ve örgütlerin kısaltma ve açılımlarından oluşan bir bölüm de var.Önsözde, “Dilimi çok seçerim, övünç kaynağımdır. Dilim, insanlığım ve varolma nedenimdir. Düşünürüm, okurum, yazarım; her söze kulak kabartırım. Ve dilimiz ucu bucağı belirsiz deniz gibidir” diyen Gökçeoğlu, iki sözlüğün daha yolda olduğunu duyurdu. “Yaşamım elverirse 4-5 sözlük daha yazarım” diye de ekledi.