Kırım Tatarlarının lideri Abdülcemil Kırımoğlu, Rumlar ile Rusların birbirlerine benzediğine vurgu yaparak, Türkiye’nin garantörlüğünün kalkması halinde Kıbrıslı Türklerin adadaki varlığının silinebileceğini söyledi.
Türkiye’nin ada üzerindeki garantörlüğünün kaldırılmasının vahim sonuçlara yol açabileceğine dikkat çeken Kırımoğlu,

“Müzakereleri takip ediyoruz. Burada bir anlaşma olabileceğine inanmıyorum. Çünkü Rumların şartları Türk toplumu için çok uygun değil. Türkiye’den gelenlerin gönderilmesi, Türk askerinin gitmesi, toprak tavizi gibi saçma şeyler konuşuluyor. Bu şekilde bir anlaşma doğru değil. Türkiye’nin garantörlüğünün kalkması, Kırım Tatarlarının akıbetine uğratır. 1963’te neler olduğunu gördük. Türkiye askerini göndermemiş olsaydı bugün bu adada Türk kalmayacaktı. Yunanlar ile Ruslar arasında çok büyük fark yok ki…” şeklinde konuştu.

Haberal Kıbrıslı Gazetesi’ne konuşan Kırımoğlu, Yurdagül Atun'un sorularını cevapladı.

Kıbrıs sorunuyla ilgili düşünceleriniz neler? Bu sorun çözülecek mi?

Kıbrıs’la ilgileniyoruz. Müzakereleri takip ediyoruz. Burada bir anlaşma olabileceğine inanmıyorum. Çünkü Rumların şartları Türk toplum için çok uygun değil. Türkiye’den gelenlerin gönderilmesi, Türk askerinin gitmesi, toprak tavizi gibi saçma şeyler konuşuluyor. Bu şekilde bir anlaşma doğru değil. Türkiye’nin garantörlüğünün kalkması, Kırım Tatarlarının akıbetine uğratır. 1963’te neler olduğunu gördük. Türkiye askerini göndermemiş olsaydı bugün bu adada Türk kalmayacaktı. Yunanlar ile Ruslar arasında çok büyük fark yok ki… Yunanlar Kırım’ın ilhakını destekliyorlar. Burada kilise çok etkili, ama Ortodoks Kilisesi Rusya da öyle. Rumlar Annan Planı’na “hayır” dediler. Amaçları, Türklerin sayısını azaltmak, asimile etmek.

“Rum Büyükelçi neden KKTC’ye gidip, Güney’e geçmediğimi sordu”

Kırım’ın ilhakından önce Kıbrıs Büyükelçisi benimle görüşmek istedi. Sekreteri bağlandı, “Bizim büyükelçi sizinle görüşmek istiyor” dedi. “Tamam da, hangi dilde konuşacağız” dedim. O da “Hangi dilde istiyorsunuz” diye sordu. “Sizin anayasanıza göre resmi iki dilinizden biri Türkçe… Türkçe konuşalım” deyince sekreter, “Bizim büyükelçimiz Türkçe bilmiyor” dedi. “O zaman bizim dilimizde konuşuruz” dedim. Onu da bilmiyormuş. Rusça konuştuk. Sekreteri Rusçadan çevirdi. Merak ettim, “Neden benimle görüşmek istiyorsunuz” dedim.

“İstanbul’a gelen birçok Kırım Türkü padişahın emriyle Kıbrıs’a gönderilmiş”

“Bizim malumatımıza göre işgal bölgesi olan Kıbrıs’ın kuzeyini 6 kez ziyaret ettiniz. AB üyesi olan, sizin ülkenizle diplomatik ilişkileri olan Rum kesimine bir kez bile gelmediniz, bunun sebebi nedir’ dedi. Ben de “Benim Rumlara karşı hiçbir düşmanlığım yok. Öte yandan bizim akrabalarımız var. Kırım Tatarları ve Kıbrıs Türkleri arasında fark yok. Bizim toprağımız Ruslar tarafından işgal edildiğinde, birçok Kırım Türkü Osmanlı toprağına göç etmeye mecbur kaldı. Bir gemi insan İstanbul’a gelmiş, oradan da padişahın emriyle Kıbrıs’a gönderilmiş. O gemide 150 aile varmış. Onların nesilleri binlerce oldu” dedim. O da “Çok enteresan, bunu hiç duymadım” dedi.

KKTC’ye sık sık geldiğinizi biliyoruz. Buraya sizi çeken nedir?

KKTC’de Tatar öğrenciler var. 11 öğrenci halen okuyor. Kırım- Kıbrıs hattı kuruldu. Kıbrıs’la ilgili çok güzel anıları olan 25 öğrencimiz var. Çocuklarımı görmeye geldim. Çeçenistan savaşından sonra yetim kalan çocukları almıştım, onlar da benim çocuklarım sayılır. Onları görmeye geldim