Rum Lideri Nikos Anastasiadis’in BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’e geçtiğimiz haftalarda gönderdiği mektupta sunduğu 3 GYÖ, Kathimerini gazetesinde detaylı bir şekilde açıklandı. Gazete, “Anastasiadis Guterres’e 3 GYÖ Öneriyor… Ercan’a Karşılık Maraş, Ankara Protokolü’nün Uygulanmasına Karşılık Mağusa Limanı ve Hidrokarbon Fonu” başlık ve spotuyla aktardı.

Rum Lideri Nikos Anastasiadis’in BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’e geçtiğimiz haftalarda gönderdiği mektupta sunduğu 3 Güven Yaratıcı Önlem (GYÖ), bugünkü Kathimerini gazetesinde detaylarıyla birlikte aktarıldı.

Gazete “Anastasiadis Guterres’e 3 GYÖ Öneriyor… Ercan’a Karşılık Maraş, Ankara Protokolü’nün Uygulanmasına Karşılık Mağusa Limanı ve Hidrokarbon Fonu” başlık ve spotuyla aktardığı haberinde, Anastasiadis’in bu GYÖ’ler ile çıkmazın aşılmasını sağlamaya ve gayrı resmi beşli konferansın başarısızlıkla sonuçlanmasının önüne geçmeye çalıştığını yazdı.

Habere göre Anastasiadis, mektupta “Maraş’ın BM himayesinde yasal sakinlerine açılmasına karşılık, Ercan Havalimanı’nın uluslararası uçuşlara açılması konusunun görüşülmesini”, “Mağusa Limanı’nın, Ankara Protokolü’nün Türkiye tarafından uygulanması kaydıyla işlemesini” ve “hidrokarbon yataklarıyla ilgili escrow account (emanet hesap) oluşturulmasını” önerdi.

Gazete, Ankara Protokolü’nün uygulanmasının, Türk limanları ile Türk hava sahasının açılması ve buna bağlı olarak ilişkilerin düzelmesi ile “Kıbrıs Cumhuriyeti”nin Türkiye tarafından AB üyesi ülke sıfatıyla tanınmasını sağlayacağını kaydederken, hidrokarbon yataklarıyla ilgili “emanet fonu”nun da, Kıbrıs Türk toplumunun hidrokarbon yataklarından elde edilecek gelirden pay almasını garanti altına alacağını savundu.

Maraş’ın BM himayesinde yasal sakinlerine açılmasına karşılık Ercan Havalimanı’nın uluslararası uçuşlara açılması konusunun ilk defa gündeme getirildiğine dikkat çeken gazete, diplomatik kaynaklara göre Anastasiadis’in bu yöntemle, tam çıkmazdan kaçınmak ve BM Barış Gücü’nün (UNFICYP) adadan ayrılması olasılığının önüne geçmeye çalıştığını yazdı.

Gazete, mektupta dikkat çeken bir diğer noktanın ise, müzakerelerin yeniden başlaması konusundaki net iradeye vurgu yapılması, ancak iki toplumlu ve iki kesimli federasyon için müzakere edilmesinden bahsedilmemesi olduğunu belirtti.

“BRÜKSEL’İN ROLÜ”

Gazete devamla, esas sorunun önümüzdeki müzakere döneminde iki devletli çözüm şeklinin tartışılma olasılığı olduğunu kaydederken, gerek Ankara’nın, gerekse KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın her mecrada bunu dile getirdiğini ve Rum Yönetimi’nin de Brüksel’in oynayacağı role odaklandığını yazdı.

Diplomatik kaynaklara göre, Berlin’in Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a iki devletli çözümden doğacak sorunları yüklenmeye istekli olmadığını net şekilde ilettiğini kaydeden gazete, AB’nin Katalonya örneğinde olduğu gibi, yeni devletçikler oluşturulmasını arzu etmediğini belirtti.

Haberde, bazı Avrupalı teknokratların Kıbrıs Türk toplumuyla sık sık temaslarda bulunduğu ve iki devletli çözüm senaryosunun AB tarafından destek görmeyeceğini net şekilde ifade ettikleri kaydedildi.

Gazete, AB’nin, gayrı resmi beşli konferansa Kıbrıs Türk tarafının da katılmasını istediği mesajını gönderdiğini ve Türkiye’nin müzakerelere müdahil olması konusunun da, Avrupa Konseyi Başkanı Charles Michel ile Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen’in Erdoğan ile bu ay içerisinde yapacağı görüşmede netleştirileceğini yazdı.

“TAKSİM DE LİDER İSTİYOR”

Haravgi gazetesi ise, “Taksim de Lider İstiyor” başlıklı haberinde, Başpiskopos II. Hrisostomos’un, Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in iki devletli çözümü istediğine dair ifşasının sansasyon yaratsa da sürpriz olmadığını belirterek, Anastasiadis’in Kıbrıs sorunuyla ilgili son yıllardaki eylem ve söylemlerinin, iki devletli çözümü desteklediğine işaret ettiğini yazdı ve bu konuda basında çıkan haberlere yer verdi.

Gazete, Politis gazetesi yazarı Dionisos Dionisu’nun 14 Ekim 2018’de “Anastasiadis’in İki Devletle Flörtü” başlıklı yazısında, Anastasiadis’in Crans Montana’daki görüşme öncesinde, 2017 yılının Nisan ayında ortaklarıyla yaptığı görüşmede toprak iadesine karşılık iki devletli çözüm konusundaki B planını gündeme getirdiğini ve bu durumun, Yoannis Kasulidis’in büyük tepkisine yol açtığını yazdığını öne çıkardı.

Habere göre Anastasiadis’in, Akıncı ile 16 Nisan 2017’deki görüşmesinde de (Kıbrıs Türk kaynaklarına göre) iki devletli çözüm fikrini ortaya koyduğunun belirtildiği yazıda, 21 Nisan’da yapılan Anastasiadis-“Mağusa Bölgesi” Ticaret ve Sanayi Odası görüşmesinde de iki devletli çözüm olasılığının konuşulduğu ifade edildi.

Gazete, Anastasiadis’in aklının bir köşesinde bu fikirle Crans Montana görüşmelerine katıldığını belirtirken, Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun, Anastasiadis’in Temmuz 2017 ile Eylül 2017’de iki devletli veya konfederal çözüm fikrini kendisine sunduğunu açıkladığını anımsattı.

Haberde, Anastasiadis’in iki devletli çözümle ilgili düşüncelerinin, daha sonraları çeşitli gazetelerde çıkan haberlere ve bizzat kendisinin, Fileleftheros gazetesine verdiği röportajda çözüm için B planından bahsedip, bu planın içeriğiyle ilgili detay vermemesine de dikkat çekildi.