ABD Dışişleri Eski Bakanı Hillary Clinton’ın, 2012’de ABD Büyükelçisi’nin de öldürüldüğü "Bingazi Olayı"yla ilgili, o dönem kullandığı kişisel e-posta adresinde bulunan ve mahkeme kararıyla kamuoyuna açıklanan resmi yazışmaları arasında, Kıbrıs ile ilgili veriler de bulunduğu bildirildi.

Kathimerini gazetesi “Hillary Clinton’ın Kıbrıs ile İlgili E-mailleri… Amerika’nın Kıbrıs Halkının Kaderini Washington’da Belirleyecek Olanları Nasıl Seçtiğiyle İlgili Göstergeler” başlıklı haberinde, Clinton’un e-postaları arasında, 13 Ocak 2011 tarihli bir yazışma bulunduğunu ve yazışmada, tonlarca silah taşıyan ve 11 Ocak 2011’de Limasol Limanı’nda yakıt ikmali yapmasının akabinde, Türkiye’ye gitmek yerine Suriye’ye giden “MS Chariot” adlı Rus gemisiyle ilgili ifadeler bulunduğunu yazdı.

Habere göre, e-postada, Rum Yönetimi’nin gemiyle ilgili teknik açıdan ambargo kurallarını ihlal etmediği belirtilirken, Washington’un, konuyla ilgili endişelerini Rusya’ya ve Rum Hükümeti’ne ilettiği ifade edildi.

Haberde, aynı e-postada, 2012 yılında AB Dönem Başkanlığı yapan Güney Kıbrıs’ta, Savunma Bakanları Zirve Toplantısı yapılmayacağı konusunda, gerek Güney Kıbrıs’a, gerekse Brüksel’e bilgilendirme yapıldığına dair ifadeler bulunduğu kaydedildi. Güney Kıbrıs’ın, savunmayla ilgili konularda çok az tecrübesi bulunması ve Türkiye’yle olan ilişkileri nedeniyle, geçmişte AB’nin NATO ile en büyük işbirliğinin önlenmesinde lider rol oynadığından bahsedildiği belirtildi.

Gazete, başka bir e-postada da, Kıbrıs’taki BM İyi Niyet Misyonu Temsilciliği’nin görevine, Kıbrıs sorununda ilerleme sağlanamaması nedeniyle Ekim 2011 itibarıyla son verileceğini yazdı. “Bölgedeki” ekonomik krizden dolayı, Yunanistan-Türkiye-Kıbrıs arasında ekonomik ilişki oluşturulması perspektifinde istifade edilmesinden bahsedildiğine de değinildi.

Habere göre, bir başka e-postada ise, Girne kökenli Rumlarla ilgili araştırma yapan Oxford Üniversitesi öğrencilerinden birinin, ABD kurumlarında görev yapmasının gerekliliğinden bahsedildi ve arabuluculuk konusunda uzman olan bir avukatın da, Kıbrıs sorunuyla ilgili konularda çalışmak üzere BM gruplarına katılabileceği konusunda öneride bulunuldu.