Endokrinoloji ve Metabolizma Uzmanı Doç. Dr. Gökhan Özışık ve Uzman Diyetisyen Işınsu Köksal, biliçsizce yapılan çok düşük karbonhidratlı beslenmenin yarardan çok zarar getirebileceğine işaret ediyor.

Doç. Dr. Gökhan Özışık ve Diyetisyen Işınsu Köksal şu bilgileri veriyor:

"Çok düşük karbonhidratlı beslenme; kan şekerinin kritik sınırlara inmesine, tiroit bezindeki hormon üretim dengesinin bozulmasına ve T3 hormonu üretimi azalırken reverse-T3 adı verilen hormonun artmasına kısacası üretimin "aktif" hormondan "inaktif" hormon olarak değişmesine neden oluyor.

Bu da hipotiroidi adı verilen tiroit tembelliğinin oluşmasına yol açabiliyor.

Kronik yorgunluk görülebilir

Yanlış uygulanan diyetler stres hormonu olarak bilinen kortizol hormonunun da artmasına yol açıyor. Yaşamsal fonksiyonlar için bir numaralı enerji kaynağı olan karbonhidrat girişinin kısıtlanması, beyin tarafından "yaşamı tehdit eden bir durum" olarak algılanıyor.

Kortizol artınca vücut kötü gün için yağ depolamaya başlıyor, sindirim yavaşlıyor ve halsizlik ortaya çıkıyor. Kortizole olan talebin artması hipotalamus, hipofi, böbreküstü bezleri arasındaki hormonal dengenin aşırı zorlanmasına, bu da kronik adrenal yorgunluk sendromu adı verilen tabloya yol açabiliyor.

Yararlı bakteriler azalıyor, zararlı bakteriler artıyor

Meyve ve sebzelerin eklenmediği bilinçsizce yapılan bir diyet disbiozise; yani bağırsaktaki yararlı bakterilerin azalıp zararlı bakterilerin artmasına neden oluyor. Bu da protein, vitamin, mineraller gibi besin öğelerinin sindirilememesi, sindirimin yavaşlamasına yol açıyor.

Bunun aksine belirli oranlarda sebze ve meyve ile dengelenmiş bir diyet bağırsak sağlığını koruyarak sindirime yardımcı yararlı bakterilerin yani probiyotiklerin artmasını sağlıyor.

Bilişsel ve fiziksel fonksiyonlarda zayıflama

Çok düşük karbonhidratlı diyetler bilişsel fonksiyonların zayıflamasına neden olabiliyor. Beyin hücrelerinin bazıları yağlardan sentezlenen keton cisimcikleri yerine sadece glikozdan enerji ihtiyaçlarını karşılıyor.

Yetersiz ve bilinçsiz beslenme, glikoz kaynaklarının azalmasına neden olup halsizlik hatta fiziksel performansta da zayıflamaya yol açabiliyor.

Hormon dengesini bozabiliyor

Yanlış uygulanan çok düşük karbonhidratlı diyetler kadınlarda progesteron, östrojen, LH ve FSH gibi cinsiyet hormonların salgısını azaltıp adet düzensizliğine neden olabiliyor ve gebe kalmayı zorlaştırabiliyor.

Aynı zamanda yapılan çalışmalar düşük karbonhidratlı diyetleri kısa dönemde düşük yağlı diyetlere göre daha fazla kilo verdirdiği fakat uzun dönemde ise verilen kiloların hatta bazen fazlasıyla geri alındığını gösteriyor.

Sağlıklı kilo verebilmek için bunlara dikkat!

Düşük karbonhidrat diyetinin doğru uygulanması için bazı noktalara dikkat etmek gerekiyor. Kişiye özel olarak hazırlanan bu beslenme planı; karbonhidrat, protein, yağ, vitamin ve mineraller gibi tüm makro ve mikro besin öğelerini içermeli.

Mevsim sebze ve meyvelerinin; çavdar ekmeği, tam buğday, yulaf kepeği, kinoa gibi tam tahıl kaynaklarının belirli miktarlarda beslenme programına eklenmesi gerekiyor. Sağlıklı kilo kaybı sağlanıp kalıcı bir beslenme alışkanlığı oluşturulmalı.