Kadın kanserleri arasında en yaygın olan meme kanseri; tüm kadın kanserlerinin yüzde 24’ünü ve kanserden ölümlerin yüzde 14’ünü oluşturuyor. Her yıl 1 milyon 400 bin kadına meme kanseri teşhisi konuyor ve bu hastalık 8 kadından birinde görülüyor. 

Anadolu Sağlık Merkezi Genel Cerrahi Uzmanı ve Meme Merkezi Yöneticisi Prof. Dr. Metin Çakmakçı, “Teşhis için kendi kendine meme muayenesi verimli bir yöntem değil. 
Çünkü bu yöntem kadınları yanıltarak gereksiz kaygı duymalarına neden olabiliyor” dedi. Meme kanseri kadınlarda en sık görülen kanser  türü olarak dikkat çekiyor. Bu nedenle meme kanseri ile ilgili çok sayıda araştırma yapılıyor. 
 
Hem tanı hem de tedavi yöntemlerinde birçok gelişme yaşanıyor. Meme kanserinin türlerine göre tedavi seçenekleri de gün geçtikçe farklılaşıyor ve kişiye özel tedavi ön plana çıkıyor. Kadınların meme yapılarını daha iyi tanımaları, memelerindeki değişikliklerin farkına varmaları ve zamanı geldiğinde yıllık meme taramalarını yaptırmaları gibi bilinçli davranışlar,   günümüzün tıp teknolojisiyle birleştiğinde, meme kanseri korkutmayan kanser türü haline geliyor. 

Kendi kendine meme muayenesi kaygıyı artırıyor  
 
Kadınlara, 70’li ve 80’li yıllarda kendi kendine meme muayenesi yapmasını öneriyor ve memeye nasıl bakılacağını öğretmeye çalışıyorduk. Ancak çok verimli bir yöntem olmadığı, kişileri yanılttığı ve kadınları daha çok rahatsız ederek kaygı duymalarına yol açtığı anlaşıldı. Hastaların özel bir riski yoksa özellikle 45 yaşından sonra yılda bir, bu konuyla ilgili bir merkeze başvurmasını öneriyoruz.

Meme kanserinde cinsellik ve gebelik sizi korkutmasın
 
Her kadın sevgi, yakınlık, dokunma, sıcaklık, güven, ait olma, şefkat ve bağlanma ihtiyacı hisseder. Bu ihtiyaçlar her yaş ve sağlık durumu için aynıdır ve değişmez.  Dolayısıyla korkulacak veya endişe edilecek bir durum yok.