Uludağ Üniversitesi (UÜ) Deri ve Zührevi Hastalıklar Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Emel Bülbül Başkan, tedavi, epilasyon ya da başka amaçlarla uygulanan lazer işleminin, kötü huylu olma potansiyeli taşıyan benlerin huy değiştirmesine neden olabildiğini söyledi.

Prof. Dr. Başkan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ailesinde çok beni bulunanların çocuklarında da ben ortaya çıkma olasılığının fazla olduğunu belirtti.

''Benlerin vücuttaki sayısı çocukluk çağında 50'den fazlaysa, yetişkinlerde ise 100'den fazlaysa bu kişiler risk faktörü taşımaktadır" sözlerine yer veren Başkan, benlerin görüntüsünün büyük önem taşıdığına dikkati çekti.

Başkan, benlerdeki değişikliklerin takip edilmesi gerektiğini vurgulayarak, şu değerlendirmede bulundu:

''Çoğu iyi huylu kahverengi, siyah, mavi, kırmızı renkte olabilirler, biz her birine göre farklı isimler veriyoruz. Bu benler özellikle kahverengi ya da siyah renkli olup da 6 milimetreden büyükse özellikle 50 yaşından sonra ortaya çıkıyorsa, bu benlere dikkat etmek gerekiyor. Bazen de hastada sürekli bir kaşıntı verebilir, kanama yapabilir, aniden büyüme gösterebilir ya da renk değişikliği gösterebilir. Bütün bu uyarı işaretlerini dikkate almak lazım. Yani bir ben aniden büyüme gösteriyorsa ve uzun süreli kaşınıyorsa, kanıyorsa bunu mutlaka doktora göstermek gerekiyor. Hepimizin aslında karekteristik bir ben yapısı var. Bunlardan çok daha farklı bazen renksiz olabilir, değişik şekilde olabilir. Özellikle kenarları düzensiz, renkleri alacalı aniden büyüyen benlere biz 'çirkin ördek' işareti diyoruz. Bunu gördüğümüzde de 'Acaba bu kötüye işaret midir? diyoruz.'

"HUY DEĞİŞTİREBİLİYORLAR"

Kötü huylu olma potansiyeli taşıyan benlere lazer gibi işlemler yapılmaması gerektiğini vurgulayan Başkan, şöyle devam etti:

''Benlerin kötü huylu olma potansiyeli taşıyanları var, biz bunlara 'atipik ben' diyoruz. Atipik insan gibi benlerde de atibik özellikler var. Bu gibi benlere lazer işlemi yapmamak gerekir. Bunların tedavisi için maalesef bazen tedavi etmek amaçlı, bazen de epilasyon ya da başka işlemler sırasında lazer ışığı uygulanabiliyor veya soğuk uygulamalar olabiliyor. Bu işlemden sonra benler nüksediyor tekrar ortaya çıkabiliyorlar veya huy değiştirebiliyorlar. O yüzden bu işlemleri yaparken benleri korumak gerekir veya ben tedavisinde bu işlemleri yaptırmamak gerekir."

Başkan, özellikle açık tenlilerin, güneşe çıktığında çok kolay kızaran renkli gözlü, kızıl veya sarı saçlı kişilerin deri kanserinin gelişimine yatkın olduklarını ifade etti.

"GENÇLERE SOLARYUM KONUSUNDA ÇOK DİKKATLİ OLMALARINI ÖNERİYORUZ''

Solaryumda uygulanan ultraviyole ışığının kontrolsüz olması ve bunun özellikle çocukluk yaşlarından itibaren alınmasının tehlikelerine işaret eden Başkan, "16 yaşından itibaren liseli gençlerimiz solaryuma gitmek istiyorlar. Bu da deri kanseri riskinde artışa neden oluyor. Sırf bu yüzden ABD'de bu cihazlar kanserojen cihaz olarak tanımlandı. AB ülkelerinde de Avusturya başta olmak üzere birçok ülkede 18 yaş altında solaryuma girmenin yasaklandığını veya izne tabi göründüğünü görüyoruz.

Ülkemizde de bunla ilgili çalışmalar var, bu bilinç yerleşmeye başladı. Gençlere solaryum konusunda çok dikkatli olmalarını öneriyoruz.'' değerlendirmesinde bulundu.