Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. Faruk Buyru, tirodin az ya da çok çalışmasının adet düzensizlikleri, adet görememe, gebe kalamama veya düşüğe sebep olabileceğini söyledi.

Buyru, AA muhabirine yaptığı açıklamada, guatr ve diğer tiroit hastalıklarının, Türkiye'de en sık görülen hastalıklardan biri olduğunu ifade ederek, sorunun kadınlarda erkeklere göre daha çok görüldüğünü belirtti
Tiroit hormonlarının asıl olarak metabolizmayı düzenleme görevi yaptığını ancak üreme fonksiyonu, zeka gelişimi dahil pek çok da rolünün bulunduğunu aktaran Buyru, tiroit bezinin, beyinde bulunan hipofiz bezinin kontrolünde çalıştığını anlattı.

Prof. Dr. Buyru tiroidin az çalışmasına hipotiroidi, fazla çalışmasına ise hipertiroidi denildiğini dile getirerek, "Tiroidin normal çalışıp çalışmadığını anlamak için ilk bakılacak hormon TSH'dir. Tiroit bezinin normal çalışabilmesi için besinlerle yeterli iyot alımının da olması gerekiyor." şeklinde konuştu.

"TİROİDİN AZ YA DA ÇOK ÇALIŞMASI DÜŞÜĞE SEBEP OLABİLİR"

Prof. Dr. Faruk Buyru, tiroit hastalıklarının herhangi bir probleme yol açmadan erkenden tedavi edilmesi gerektiğini vurgulayarak, şunları kaydetti:

"Tirodin az veya çok çalışması adet düzensizlikleri, adet görememe, gebe kalamama veya düşüğe sebep olabilir. Son yıllarda yine tüp bebekteki başarı şansı TSH düzeyi ile ilişkilendiriliyor. Çünkü TSH'nin yüksek olması başka bir problem olmasa da düzeltilmesi gereken bir sorun.

Ayrıca tiroidin az çalışması çabuk yorulma, kabızlık, soğuktan rahatsız olma, yorgunluk ve unutkanlık gibi pek çok soruna yol açabilir. Tiroidin az çalışmasında görülen en sık neden, vücutta kendi tiroit hücrelerine karşı zararlı antikor oluşumu olarak tanımlanabilecek 'Hashimoto' hastalığıdır.

Bir diğer neden de iyot eksikliğidir. Sıklığı yüzde 2-4 kadardır, gizli hipotiroidi sıklığı ise yüzde 8'e kadar çıkmaktadır. Belirgin hipotiroidisi olan kadınlar gebe kalmakta güçlük çeker. Ayrıca bu durum gebelerde düşük riskini artırmaktadır. Yine bu gebelerde tansiyon yüksekliği, bebekte düşük doğum ağırlığı, erken doğum ve bebekte zeka geriliği gibi problemler daha sık görülür. Doğum sonrası kanama riski de yüksektir.

Bu annelerin doğurdukları bebekler de zeka gelişimi açısından dikkatle incelenmelidir. Zaten tüm yenidoğanlarda tiroit fonksiyonları araştırılmakta ve gerekirse çok erken dönemde tedaviye başlanmaktadır."

Gebelik öncesi tiroid hormonuna bakmanın çok önemli olduğunun altını çizen Buyru, "Sağlıklı bir gebelik için, gizli tiroid hastalıklarını ortaya çıkartabilmek amacıyla gebelik öncesinde de TSH'ye bakılması önerilmektedir. TSH düzeyinin 2,5 ve altında olması arzu edilir.

Tekrarlayan gebelik kayıpları ve tüp bebekteki başarının tiroit hormon düzeyi ile yakından ilgisi var." diye konuştu.

"FAZLA ÇALIŞAN TİROİT TEDAVİ EDİLMEZSE BEBEĞİN ANNE KARNINDA ÖLÜM RİSKİNİ ARTIRIYOR"

Prof. Dr. Buyru, tiroit bezinin çok çalışması durumunda ise iştah açılmasına rağmen kilo kaybı, çarpıntı, sinirlilik görülebildiğini, gebelerde bulantı ve kusmanın daha fazla yaşandığını ifade ederek, "Gebelerde fazla çalışan tiroit tedavi edilmezse gebelik zehirlenmesi, bebekte gelişme geriliği, erken doğum ve bebeğin anne karnında ölüm riski artar. Gebede çarpıntı olması uyarıcı olabilir. Hipertiroidi nedeniyle ilaç kullanan gebelerde ilacın dozu iyi ayarlanmazsa, ilaçlar bebeğe geçip bebekte hipotiroidiye neden olabilir." değerlendirmesinde bulundu.

Tiroit fonksiyonlarının normale dönmesi için basitçe bir hormon kullanımının yeterli olduğuna işaret eden Buyru, hastalara, bir endokrin uzmanına danışarak iyot tüketimini de önerebildiklerini söyledi.

Buyru, sulardaki iyot düzeyinin düşük olması halinde günlük toz ya da tablet şeklinde iyot kullanılmasını da isteyebildiklerini aktararak, "Böylelikle gebelik esnasında rastlanabilecek problemleri azaltmaya çalışıyoruz, aynı zamanda gebe kalma şansını da artırmayı amaçlıyoruz." diyerek sözlerini tamamladı.