Gazetenin “Tatar’dan Yeni Başkana Mesaj” başlığıyla manşete çektiği söyleşide Tatar yeni Rum Yönetimi Başkanı ile müzakere için değil ama konuşmak için sosyal ve dostane bir görüşme yapmaya hazır olduğu mesajını da verdi.

Önümüzde, Güney’de, Türkiye’de ve Yunanistan’da yapılacak seçimler olduğu hatırlatılarak bunların Kıbrıs sorunundaki gelişmeleri etkileyip etkilemeyeceği sorusuna karşılık Kıbrıs müzakerelerinin yarım asrı aşan bir dönemdir sürdüğünü, çözüm ümidi olmasa bile diyaloğun devam ettiği dönemler olduğunu anımsatan Tatar “ümidimizi kaybetmemeliyiz” dedi, şöyle devam etti:

“Egemen eşitliğimiz ve dolayısıyla eşit uluslararası statümüz yeniden teyit edilmeden resmî müzakerelere oturmayacağız diyoruz. Ancak ben diyaloğa, görüşmelere, sosyal görüşmelere her zaman açığım. Bu nedenle Sayın Anastasiadis’le, ayrılışından önce ortak yemekte buluşacağımız için memnunum. Bütün bunlar gelecekteki bir çözüme yardımcı olabilir.”

“Bizim açımızdan en önemli konu güvenliğimizdir” vurgusunu yapan Tatar “1964’te sokağa çıkmaktan ne kadar korktuğumu hatırlıyorum. 1974’te Türk askeri geldi ve bizi korudu. O zamandan beridir barış ve istikrara sahibiz ve buna çok değer veriyoruz. Uluslararası gelişmeleri ve değişimleri de dikkate almalıyız. Bu değişimler Türkiye’yi dünyanın en önemli ülkelerinden biri haline getirdi. Doğu Akdeniz’i etkileyen unsurlardan biridir. Doğu Akdeniz’deki önemli ada da Kıbrıs’tır” dedi.

“Barış var, biz anlaşma istiyoruz”

Tatar Kıbrıslı Türklerin Kıbrıs Cumhuriyeti’nin ortak sahipleri olduğu gibi Ada etrafındaki doğal kaynakların da ortak sahibi olduğunu, alınacak kararlarda Kıbrıslı Türklerin de söz sahibi olabilmesi için ortak bir komite oluşturulmasının daha adil olacağını Rumlara aktardıklarını hatırlattı. Tatar “Maalesef Rum dostlarımız Kıbrıslı Türkleri azınlık görerek Adanın tamamının sahibiymiş gibi hareket etti, gelecekte bir pay verebileceklerini söylüyorlar” dedi, şunları ekledi:

“Biz bir anlaşma istiyoruz. Çünkü barış halen vardır. Kimse öldürülmüyor. Özgürlük var, Kıbrıslı Rumlar buraya geliyor, Kıbrıslı Türkler oraya gidiyor. Herkes Ada’nın tamamının keyfini çıkarabiliyor, ticaretimiz var, işbirliklerimiz var.  Biz samimiyetle bütün meselelerde birlikte çalışmak, Kıbrıslı Türklerin ve Rumların yaşamlarını iyileştirmek istiyoruz.  Egemen eşitliğimizin de tanınmasını istiyoruz. Resmî tutumumuz da, 1960 Anayasasında belirlenen eşit egemenliğimizin tanınması veya yeniden teyit edilmesi halinde başka konuları da görüşmeye başlarız şeklindedir.”

-“Egemen eşitliğimizi kabul edin ve başka konuları da görüşelim”

Rum tarafında yapılacak seçimde belirlenecek yeni Rum lidere mesajının bu mu olduğu sorusuna “evet” yanıtını verdi, şunları ekledi:

“Egemen eşitliğimizi kabul edin ve başka konuları da görüşelim. Ancak ben Ersin Tatar olarak, Türkiye Hükümeti’nin tam destek verdiği Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanı olarak garanti sisteminin çok kritik olduğunu vurguluyorum. Aksi halde tehlikelere açık hissedeceğiz. Bütün meselelerde beraber çalışabileceğimiz bir adada olmak istiyoruz. Daha iyi bir hayat için hayatın bütün yönlerinde işbirliği istiyoruz.”

Tatar, resmî müzakerelerin yapılabilmesi için öncelikle Kıbrıslı Türklerin egemen eşitliğinin tanınması şartını yineleyerek “Herhangi başka gayriresmî görüşme yapılabilir. Herhangi bir yerde buluşabiliriz. Kıbrıslı Türklerin lideri olarak Kıbrıslı Rumların yeni lideriyle görüşmeye hazırım. Konuşmak ve etrafımızda ne olduğunu görmek için. Kendisine vizyonumu aktarmak için.” ifadelerini kullandı

-“Türk askerinin tek misyonu Kıbrıslı Türklerin güvenliğini sağlamak ve bölgesel istikrarı idame ettirmektir”

Fileleftherıos’un “öteki taraf Ada’daki Türk askerî varlığı nedeniyle güvensiz hissediyor” sorusuna karşılık Tatar “Avrupa’dadırlar. Türk askerinden söz ediyorsunuz ancak onca ordu ile Fransa ile anlaşmanız var,  İngilizler burada. Gerçekçi bakarsanız Türk askerinin tek misyonu Kıbrıslı Türklerin güvenliğini sağlamak ve bölgesel istikrarı idame ettirmektir. Türk ordusunun burada bulunması Kıbrıslı Rumlar için de önemlidir. Çünkü burada çatışma çıkarsa sonuçlarından herkes etkilenecek ve Rumlar zarar görecek. Adayların söylediklerini okuyorum, yeniden birleşmeden, Türk askerinin çekilmesinden söz ediyorlar, garantilerin modası geçmiş olduğunu savunuyor ve Avrupalıların güvenliğimizi garanti edebileceğini söylüyorlar. Ben, bunu yazın, Avrupalılara güvenmiyorum. Çünkü Avrupa, Rumların Annan Planı’na hayır demiş olmasını görmezden gelerek, Kıbrıslı Türkler ve Türkiye ile istişare etmeden Güney Kıbrıs’ı AB’ye tek yanlı aldı. Güvenliğimiz konusunda Avrupalılara güvenmiyorum. Anavatanımız, garantörümüz olan Türkiye’ye güveniyorum.”

Tatar, gazetenin Rum tarafında “Kıbrıs’ın, herkesin güvenliğini garanti edebilecek olan NATO’ya üye olması önerisi” de bulunduğunu hatırlatması üzerine “konuşma olsun. Türkiye’nin NATO’da çok önemli bir müttefik olduğunu çok iyi biliyorlar. Türkiye de böyle bir şeyi asla kabul etmez” dedi.

BM Genel Sekreteri danışmanı konusu hatırlatılarak, “biri gelecek mi” sorusu yöneltilen Tatar, müzakerelerin başlayabilmesi için ortak zemin olması gerektiği resmî tezini hatırlatarak şu anda ortak zemin bulunmadığını, ortak zemin bulunur da resmî müzakereler başlarsa,  yardımcı olmak üzere danışman atanabileceğini kaydetti.

-“Anastasiadis çok değişti”

Gazete Tatar’a, Rum Yönetimi Başkanlığı’nı bırakmaya hazırlanan Nikos Anastaiadis’e mesajının ne olduğunu da sordu. Sözlerine “Onun için her şeyin iyisini diliyorum, çok iyi insan” diyerek başlayan Tatar Anastasiadis’le birçok kez görüştüğünü, ilk görüşmelerinin 20 yıl önce, UBP Başkanı olduğu dönemde gerçekleştiğini hatırlatarak “o zamanlar Annan Planı’nın hararetli savunucusuydu. Başkan seçildiğinde çok değişmesi beni şaşırttı”

Sosyal nitelikli görüşmeleri sırasında Anastassiadis’in, iki devlet çözümü hakkında herhangi bir şey söyleyip söylemediği de sorulan Tatar “Hayır. Kabul etmiyor. Crans Montana’da dediklerini sinirden söylediğine inanıyorum” cevabını verdi.